Ne gibi çalışmalar?

Van'ın DBP'li Muradiye ilçesi belediyesi geride 1 yılı bırakırken, 2015'te yapacağı çalışmalara umut vadeden projeler ekledi.

VAN 16.03.2015 09:53:19 0
Ne gibi çalışmalar?
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Ropörtaj: Adil HARMANCI

Belediye Eş Başkanı Sefure Güneş ile 1 yıllık çalışmaları, ilçenin temel sorunlarını, aşmazlıkları, eş başkanlığı ve 2015 projelerini konuştuk:

Görev süreniz bir yıla yaklaşıyor, bu süre içinde ne gibi sorunlarla karşılaştınız ve neler yapabildiniz?

30 Mart'tan bu yana belediyecilik anlamında yaptığımız bir takım çalışmalarımız var. Büyükşehir statüsüyle birlikte bizim de faaliyet alanımız genişledi. 
Daha önce 7 mahalleye hizmet veren belediye şu anda köylerin de mahalleye dönüşmesiyle 50 mahalleye hizmet verir duruma geldi.
Bir yıldan bu yana yaptığımız çalışmaların bir özeleştirisini yapacak olursak bize göre doyurucu değildir. Yalnız bir takım çalışmalarımız oldu.

Ne gibi çalışmalar?

İlk başta mahallelerde, ara yollarda bir stabilize çalışmamız oldu. Bununla birlikte VASKİ su konusunda hizmetini ayrı veriyor, biz ayrı veriyoruz. İlk başta Büyükşehir'de bu daire başkanlıklarının oluşumu süreci bize ciddi sıkıntılar yarattı. Bir boşluk oluştu belediyelerde. Çünkü hizmette direkt bir aktarım olmadığı için o başkanlıkların oturması, bir düzene girmesi zaman aldı. Açık söylemek gerekirse o konuda da bir sıkıntı yaşadık. Halkın da bu yönde çokça şikâyetleri oldu haklı olarak. 
Bunun dışında mahallelerde temizlik çalışmaları yaptık. Eski Çarşı dediğimiz Muradiye'nin Merkez Mahallesi'nde, en büyük mahallesinde metre olarak pek rakam veremeyeceğim ama bir parke çalışması yapıldı. Bununla beraber temizlik konusunda çöp konteynırı sayımız azdı, bunlarda bir artış sağlandı. 
Ayrıca merkezde bir Kadın Konaklama Evi açtık. Bu da şöyle gelişti, kadınlar hastane için, ya da başka işler için ilçeye geldiklerinde kahve köşelerinde, lokantalarda sürekli çocuklarıyla beraber beklemek zorunda kalıyorlardı. Bir kadın olarak bunu söylemek gerekirse, ilk gözümüze çarpan ya da acil bir durumdur bizim için dediğimiz bir çalışma oldu. Bir daire kiraladık ilk etapta, kadın bir yöneticimiz var orda. Tamamen kadın arkadaşların kendi evlerindeki gibi koşullar oluşturuldu. Gün içinde haftanın 5 günü ilçeye geldiklerinde burada kalıyorlar. 
Bunun yanı sıra şu anda bir Anadilde Sağlık Polikliniği çalışmamız var. Diğer Eş Başkan arkadaşımızın da doktor olmasından kaynaklanan bir avantajımız var. Tecrübesi var, ilçede doktorluk yapmış birisidir. Mehmet Ali başkan ile birlikte biz mahallelere gittiğimiz zaman da halkın o talebi vardı. "Doktorumuz başkan oldu, biz yeteri hizmeti alamıyoruz" diyorlardı. 
Bu poliklinik çalışmamızı iki hafta içerisinde sonlandırmayı düşünüyoruz. Kendi yerimizde bir sağlık hizmeti vereceğiz. Bunun dışında parke taşıydı, köprüydü, temizlik işleriydi bu alanda faaliyetlerimiz var, ama en büyük eksiğimiz de, bunu da söylemek istiyorum, kültür-sanat alanında bir çalışmamız henüz yok. Ancak 2015 programında bizim Gençlik Merkezi açma gibi bir projemiz var. Onun da altyapısı şimdi hemen hemen hazır. Ve yine Büyükşehir'le ortaklaşa Muradiye Şelalesi'nde çok büyük bir projemiz var. Oraya ikinci bir köprü daha düşünüyoruz, sit alanı olduğu için beton yasak, ahşaptan donatılacak her şey. 
Bir şahsın belediyeden ruhsat almaksızın yaptığı bir bina var, onunla ilgili çalışmamız var, muhtemelen kapatacağız, çünkü orada tamamen maddiyata dayalı bir şey yapılmış ve oranın özel durumu göz önünde bulundurulmamış.

Ne tür sosyal sorunlar var burada, size neler yansıyor?

Bölgenin maalesef şöyle bir gerçekliği var, bir kadın olarak bunu dile getirmekten büyük bir acı duyuyorum. Şu anda her ne kadar aza indi desek dahi 14-15 yaşında daha çocuk yaşta belli bir başlık parasıyla evlendirilen çocuklar var. Bunlara genç kız diyemeyeceğim.
Bir de dili kültürü farklı olan yerlere gelin gidiyorlar. Daha sonra dil ve kültür farkından dolayı olacak ki, bir iki çocukla beraber tekrar baba evine geri dönüyorlar. Yaklaşık bir yıldır buradayız neredeyse 3-4 kişiyle bu şekilde kendim karşılaştım. Hepsinin de feryadı yabancı bir yere gönderiliyorlar, fikirleri sorulmadan -ki fikirleri sorulsa da fikir belirtecek yaşta değiller-, dil ve kültür farkı var, sonra da çekip geri geliyorlar baba evine. Baba fakir zaten, aldığı başlıkla yaşamaya çalışmış, üstüne bu kez çocuklar da geliyor. Buraya geliyor, ne yapabilirim diye. Eğitim durumu zaten yok, bir işe girseler bile onu tekrar oradan çıkarmak için her şeyi yaparlar. O nedenle en fazla sıkıntı yaşadığım bu gibi kadınlara bir iş alanı oluşturamamak, bu büyük bir eksikliktir. Buna dair bir Kadın Çarşısı Projemiz var. Kendi el emeğini üretip sergileyebileceği, kendi ekonomisini kendi oluşturabileceği bir projemiz var. Ama biraz zaman alacak detayları iyi düşünülmesi gereken bir projedir. Bunu da zamanla inşallah hizmete koymayı düşünüyoruz. 
Yine uyuşturucu ile ilgili belediye seçimlerinden önce de basın açıklamalarımız oldu, yürüyüşlerimiz oldu. Belediyeyi kazandıktan sonra da zaten en çok üzerinde durduğumuz noktalardan biridir. Kullanım yaşı Muradiye'de çok düşmüştür. Bu konuda kendi alanımızda bazı çalışmalar yapıyoruz. Çocukların uğradığı bir bina vardı, içicilerin çok fazla barındığı bir yerdi, biz burayı kapattık ve önüne iki bekçi diktik. Bir de 'buz' dediğimiz büyük boruları barınak haline getirmiştiler, biz o mahallede bir çalışma başlatıp buzları kanala döşedik. Yine harabe iki tane boş oda vardı, onları da ortadan kaldırdık. Bunun dışında el broşürleri bastırdık, kahvelerde ve evlerde bununla ilgili toplantılar düzenledik. Öyle ailelerle karşılaştık ki, çocuğunun içici olduğunu biliyor, ama ailenin adı kötü çıkmasın diye bunu saklıyor. Çocuğunun geleceğini, sağlığını düşünmüyor, kendilerine laf gelmesinden korkuyor. Bütün bir bölgede olduğu gibi bu Muradiye'nin de bir gerçeğidir, biz çocuklarımıza sahip çıkamıyoruz. Onlar için bir gençlik kültür merkezi oluşturabilirsek, sanatsal faaliyetlere yönlendirebilirsek, istihdam alanları yaratabilirsek belki bir nebze kullanımı azaltırız. Mesela işsiz olan iki tanesini tamircilerin yanına verdik, 'çalışsınlar bu işten uzaklaşsınlar' dedik, bu kadar elimizden geldi, o da ne kadar başarılı olduk diye takibini de yapamadık. Böyle de bir acı gerçeğimiz var. Toplum olarak, insan olarak karşı çıkmamız gereken bir sorun var ama bu konuda büyük eksikliğimiz var onu da kabul etmek lazım. Bunun yanında bu konu ile ilgili sistemin çok büyük eksikleri olduğunu belirtmek gerekiyor.

Eş başkanlık sistemini, dünyada belediyelerde tek uygulayan DBP belediyeleridir, nasıl yürüdüğünü insanlar merak ediyor, "sizde nasıl yürüyor?"

Çok hassas bir noktamıza parmak bastınız. Şimdi başta şunu söylemekte fayda görüyorum; Bu proje, eş başkanlık sistemi dünyada bir ilk. Ve bu ilki gerçekleştiren sayın Öcalan, bizler bunun yürütücüleri olarak, ya da temsilcileri olarak o noktada çok yeterli oluyor muyuz, layık oluyor muyuz, gerçekten doğru algılayıp topluma doğru anlatabiliyor muyuz noktasında şüphelerimiz var, başta kendim için söylüyorum. Çünkü gerçekten eğer doğru algılanırsa bir eşitlikten bahsediyoruz. Başta bu tamamen insan haklarıyla ilgilidir. Bir toplumun nasıl eşit bir şekilde yürümesine dair bir projedir. Ama biz başlarda yanlış bir algı içine giriyoruz. Erkek orda ise kadın da olmak zorundadır şeklinde bakıyoruz, ben öyle görmüyorum, bu tamamen eşitlikten, paylaşımdan, var olan iktidar gücünü ya da o yapıyı ortadan kaldırıp, paylaşıma yöneltmedir, ortaklaşmadır aslında eş başkanlık sistemi. 
Yani doğru algılanır ve doğru uygulanırsa aslında zor bir sistem değil. Kendi adıma özeleştiri yapacak olursam başlarda çok zorluklar çıkardığımı düşünüyorum. Neden her şey bana sorulmuyor, ya da neden ben yokken şu karar verildi? diye birbirimizi yıprattığımız bir süreç yaşanmamalı. Yükü paylaşma konusunda, sorumluluğun altına girme konusunda neden birkaç kişi olmasın, birkaç kişi olduğu zaman yükünüz daha hafiftir. Bu gerçekten örnekli bir şeydir. 
Tek olduğunuzda bir hata yaptığınızda sorumluluk tamamen size aittir, ama fazla kişi olduğunda bu hatayı paylaşıyorsunuz, birlikte yaptık diyorsunuz, bunun böyle de bir rahatlığı vardır. O nedenle doğru algıladığımızda hiç zor bir sistem değil. Yıllardır devletin bize dayattığı tekçilik yıkıldığında halkın da ne kadar mutlu olduğu ortaya çıkıyor. 
Öte yandan çift imza kullanıyoruz ama bize "yürütmeyi durdurma" olarak geri dönüyor, ama biz tekçi zihniyete karşı kendimizi dayatıyoruz. Diğer yandan gün içinde iki eş başkan olarak notlar alıyoruz, ikimizin anlaşamadığı noktalarda Meclis'i dahil ediyoruz. 15 kişilik Meclisimiz var. Aslında bir şahsın hedef alınmasındansa "bir grup kararıdır" deyip işin içinden çıktığımız rahat noktalarımız da vardır.

Meclis'te kaç kadın var?

Meclis'te aslında biz yüzde 50 kotayı kuramadık. Şu anda 3 tane kadın arkadaşımız var. 12 tanesi de erkek. Bölgenin feodal yapısının halen kırılmamış olması buna engeldir, eğer biz kadının sokağa çıkması yasaktır, siyasete girmesi yasaktır algısını kırmış olsaydık, bu kotayı belediyemizde uygulasaydık işimiz daha kolay olacaktı.

Kaynak / Editör: Prestij Haber Merkezi - Adil Harmancı