Naif Yaşar: Van'ın imajını tefeciler belirliyor!

Tefecilerin eline düşüp intihardan başka seçeneği kalmayan,evin tavanında asılı bulunan vatandaşın cesedinin imajı mı?

VAN 26.04.2014 22:19:30 0
Naif Yaşar: Van
Tarih: 01.01.0001 00:00

BU KENTİN İMAJINI TEFECİLER BELİRLİYOR..!

Bu kentin gidişatı güzel değil.


 
Hayatın her alanında farklı alarmlar çalıyor.


 
Sorunlar, trajediler gittikçe derinleşiyor.

 Naif YAŞAR yazdı...

 

Bu gidişatı yazmaya, dillendirmeye teşebbüs ettiğinizde, sözüm ona ‘memleket sevdalıları..!’ feryat figan ediyor.


 
 “Memleketin imajını bozuyorsunuz” diyorlar.


 
Soruyoruz” Hangi İmaj?”


 
Tefecilerin eline düşüp intihardan başka seçeneği kalmayan,evin tavanında asılı bulunan vatandaşın cesedinin imajı mı?


 
Yoksa, kocasını tefecinin zulmünden kurtarabilmek için çalmadık kapı bırakmayan, gittiği her kapıda ,yalvar yakar olan ondan sonra da gerisin geriye eli boş dönen kadının çizdiği imaj mı?


 
“Kentimizin imajını bozuyormuşuzzz..!”


 
Eger ki “imaj” yoksulluk ise.


 
Eğer ki “imaj”,çeki, senedi  yazılan esnafın tefeciye mahkum edilmesi ise..


 
Ve eğer ki ‘imaj’,hasta çocuğunu kurtarabilmek için,tefecinin kucağına düşmek ise

BATSIN BU İMAJ….


 
İmajı kurtaralım derken,kirliliğe bulaşıyoruz.


 
İmajı,toz pembe göstermeye çalışırken,kenti fuhuş yuvasına çeviriyoruz.


 
Son istatistiklere göre bu kente “bar ve içkili mekan” adı altında 48 işletme açılmış.


 
Bu işletmelerin çoğunda,  gayri ahlaki,düşürülmüş ,kirletilmiş pazarlıklar oluyor.


 
Karanlık sokaklarda,insanlığımızı yitiriyoruz.


 
Resmi rakamlara göre 12 bin gayri resmi rakamlara göre 30 bin kadar kent evladı uyuşturucu batağına saplanmış.


 
Sokağa çıkan her üç kişiden birinin sırtında,kabzası işlemeli on dörtlü silah var.


 
Bu silahların tetikleri her an inmeye hazır bekletiliyor.


 
Kurşunlar,seri halde boşalıyor o silahların namlularında.


 
Güpegündüz,sokak ortalarına insan cesetleri düşüyor.çoğunluklu olarak ta kadın cesetleri


 
Çocuk yaşta “kaçaklar..!” türemiş bu coğrafyada.


 
Üç beş litre mazot için gittikleri sınır boylarında,cenazeleri geliyor.


 
Atları,katırları sahipsiz kalırken ,analarının yüreğinde volkanlar patlıyor.


 
Bumudur kentin İmajı?


 
Bu trajediyi yazdığımız,konuştuğumuz için mi suçluyuz?


 
Bu kentin piyasası üç beş tekelci hiper marketin insafına terk edilmiş.


 
Söz konusu marketlere akıtılan paraların bir tek kuruşu dahi saat 16’dan sonra bu kentte kalmıyor.


 
Yerli esnaf çoğu zaman siftahsız kapatıyor iş yerini.


 
Haala çocuk yaşta gelinlerin bindirildiği araç konvoylarının peşinde koşuyoruz.


 
O çocuklar beyaz gelinlikler içinde gözyaşı akıtırken bizler keyifle halay çekiyoruz.


 
Adına “Namus Cinayetleri..!” denen ölümler yaşanıyor bu coğrafyada.

14 yaşında çocuklar 16 kurşunla öldürülüyor.


 
Ama birileri hala “İmaj bozmayın” diye ayak diretiyor.


 
Kentin gidişatı da,kent insanının geleceği de alarm veriyor.


 
Ama kimsenin sesi çıkmıyor.


 
Eğitim batmış.


 
Turizm dibe vurmuş.


 
Yoksulluk ve işsizlik diz boyu..


 
Kimsenin umurunda değil.


 
Yeter ki “imaj bozulmasın”


 
Sorarım bu “imaj bekçilerine..!”…


 
Susarak mı,kurtaracağız bu imajı?


 
Sosyal devletin vurdumduymaz tavrına havale ederek mi kurtaracağız bu imajı?


 
Kenti saran kirliliklere göz yumanları alkışlayarak mı yaratacağız bu imajı?


 
BDP BU GİDİŞATA DUR DEMELİ


 
2014 seçimlerinde “demokratik özerklik” şiarıyla yola çıkan,”kentimizi de kendimizi de biz yöneteceğiz” diyen BDP’nin bu gidişata “dur” demesi lazım.


 
Bu gücün BDP’de olduğuna inanıyorum.


 
Ve istendiğinde bu kötü gidişatın üstesinde gelebileceklerine de inanıyorum.


 
Çünkü “Yerelde demokratik Özerklik” perspektifini ortaya koyan BDP’nin, gittikçe yoksullaşan,kontrolden çıkan bir kente müdahil olması lazım.


 
Bu inisiyatifi, tüm kurum ve dinamikleriyle hayata geçirmesi lazım.


 
Kent insanına güven vermesi lazım.


 
Elbette ki belediyeleri yönetecekler, belediyecilik anlamında halka hizmet verecekler. bu onların asli görevleridir.


 
Ama bunları yaparken sosyal hayatı bu çalışmaların dışında tutamazlar.


 
Özellikle, Namus cinayetlerinin önlenmesi, kadına karşı şiddetin engellenmesi, tefeciliğin bertaraf edilmesi için yoğun bir çalışma yürütmeliler.


 
Sürekli artış gösteren uyuşturucu bağımlılığına karşı tüm kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapıp, deryada damla da olsa bu beyaz ölümü kontrol altına almalılar.


 
Muhafazakar bir toplum olan Van coğrafyasında, son günlerde yoğunlaşan fuhuş sektörünü mercek altına alıp, kenti bu kirlilikten kurtarmalılar.


 
İşte bunlar yapıldığı zaman ‘İmaj’ denilen yapı özünü bulur.


 
Bu BDP’nin görevidir.


 
Çünkü bu kentin sahibi BDP’dir.


 
Halk,tercihini BDP’den yana yapmıştır.


 
Halk BDP’den medet beklemektedir.


 
BDP’nin iktidarda olduğu bir coğrafyada, birilerinin kişisel çıkar ve menfaatleri için cirit atma cesaretleri olmamalı.


 
Bireysel külhanbeylik, halkın genel iradesi karşısında egemen güç olamaz.


 
Sonuç olarak,daha yaşanılır,daha çağdaş,kirlilikten,uyuşturucudan,tefeciden,katillerdn,magandalardan arınmış bir kent kurabilmek ve Van’daki tüm halkların örf ve ananelerine yakışır bir imaj yaratabilmek için,BDP kentteki tüm STK’ları,DKÖ’leri,meslek odalarını yani sözün kısası kentin yediden yetmişe tüm dinamiklerini yanına alarak bu kötü gidişata bir son vermelidir.


 
Aksi halde, çocuklarımızın vebali altında inim, inim inleyeceğiz.