Mutsuzlara yardım kılavuzu (1)

Erol Göka

VAN 13.09.2018 09:06:16 0
 Mutsuzlara yardım kılavuzu (1)
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Mutsuzlara yardım kılavuzu (1)
Depresyon hastalığına yakalanmadığı halde, kişilik yapısı, hayat stili olarak depresif görünen “mutsuzlar”dan bahsediyorduk. Bu tip insanların ülkemizde çok olmasının, çocuk yetiştirme pratiklerimiz sırasındaki kimi hatalı tutumlardan kaynaklanıyor olabileceğini söyleyerek, yakınlarımızdaki mutsuzlara nasıl yardım edebileceğimize gelmiştik. Doç. Dr. Murat Beyazyüz Hoca ile birlikte yazdığımız “Geçimsizler: Kişilikleri Tanıma ve Geçinmeyi Kolaylaştırma Kitabı”ndan aktararak öncelikle mutsuz kimsenin sizi içine çektiği kedere saplanmamak lazım geldiğini ayrıca onun mutsuzluk gerekçelerinin önemsiz şeyler olduğunu söylememeniz gerektiğini belirtmiştik. Bu kitabın kılavuzluğunda devam edelim.

Hem mutsuz insanı anladığınızı ona hissettirmeli hem de mutsuzluk sebebi olarak gördüğü şeyleri büyüttüğünü, olumsuzlukların yanında olumlu şeylerin de olduğunu ona göstermeye çalışmalısınız. Ona olayların iyi taraflarını sürekli sizin göstermeniz gerekebilir. Belki de çok uzun bir süre onun olaylara olumsuz bakışı değişmeyecektir, ama sizin rehberliğiniz sayesinde kendi gözlüklerinden gördüğü olumsuz manzaranın yanına sizin gösterdiğiniz güzel manzarayı da ekleyebilecektir.

Mutsuz yakınınızla ilişkinizde onun olumlu özelliklerine sık sık vurgu yapın. Özgüvenini arttıracak şekilde onun başarılı olduğu konulardan bahsedin. Onun somut başarılarını takdir ederek dile getirin ve ona değer verdiğinizi, bu değerin peşin verilmiş bir değer olmadığını, onun sahip olduğu meziyetler sebebiyle kendisine bu değeri verdiğinizi hissetmesini sağlayın. Mesela “Senden öğreneceğim şeyler var”, “Senin gibi bir dostum olduğu için mutluyum”, “Bazı yönlerine hayranım”, “Bazı açılardan senin gibi olmayı çok isterdim” gibi ifadeleri konuşmalarınızda kullanmaktan çekinmeyin. Bu takdir ve beğeni cümlelerini sarf ederken samimiyeti asla elden bırakmayın. Gerçekten takdir edilecek ve beğenilecek özelliklere vurgu yapın, sırf onun gönlünü hoş etmek için olur olmaz her şeye takdir ve beğeni göstermeyin, bu inanılırlığınızı azaltacaktır. Bu konuda dikkatli olun. Mutsuzlar bazen çocuk gibi görünürler ama gerçeklikten kopuk değillerdir ve güzel sözlere kolay kanmazlar.

Mutsuzlar, genellikle kendilerini sevilmeye değer görmedikleri için başkalarının kendilerini seviyor olmasını bir şans, bir lütuf olarak değerlendirir ve sık sık o kişinin kendilerini neden sevdiğini anlamaya çalışırlar. Kimi zaman doğrudan doğruya “beni neden seviyorsun?” diye sorarlar. Sıklıkla kendilerinde olmayan bir özelliğin varmış gibi algılandığını, bu nedenle sevildiklerini düşünürler. Böyle olunca da sanki bir yalan söylemiş gibi huzursuz olur ama bir yandan da sevilmelerini sağlayan bu özelliklerini sürdürmeye çalışırlar. Mesela mutsuz biri, arkadaşının kendisini yardımseverliği yüzünden sevdiğini düşünüyorsa daha da yardımsever görünmek için çabalamaya başlar. Kendileri dünyayı hep parçalı ve kötü tarafları büyüterek algıladıkları için kendilerinin de bir bütün olarak, iyisiyle kötüsüyle sevileceklerini düşünemezler. Kendilerindeki bir özelliğin, sevilmelerinin tek sebebi olduğu hissine kapılırlar ve bu özellik de genellikle aşırı bir vericiliktir. Mutsuzların çoğu zaman aşırı verici olmalarının nedeni budur.

Mutsuz yakınınızın bu tip davranışları varsa onun bu davranışlarının pekiştirecek şekilde davranmayın. Başkalarını düşünmenin, iyilikseverliğin de sınırları olduğunu, kendi zevklerinden veya ihtiyaçlarından feragat ederek dostlarının veya yakınlarının mutluluğu için yaşamanın beklediği sonuçları vermeyeceğini, böyle yaptığı müddetçe bu davranışlarına kimsenin minnet duymayacağını, bir süre sonra normalmiş gibi algılanacağını ona anlatmaya çalışın. Mutsuz dostunuzun başkalarıyla olan ilişkilerini düzeltmek istiyorsanız önce onunla aranızdaki ilişkide birtakım şeyleri deneyin ve daha sonra başka ilişkilerde aynı şeyleri yapmasını sağlayın. Size herhangi bir iyilik yaptığında teşekkür edin, ama iyiliklere karşı, son zamanlarda sık yapılmaya başlandığı gibi “Seni seviyorum” diyerek karşılık vermeyin. Unutmayalım, sevme ile şükran duyma benzer ama aynı şeyler değillerdir. İlişkilerde bu tip ayrımların yapılabilmesi, birbirimiz doğru anlayabilmemiz için çok lüzumludur. Mutsuz dostunuza vakit ayıramayacağınızda veya onun bir isteğini geri çevirmek zorunda kaldığınızda bunu ona açıklayın ve artık onu sevmediğinizi düşünmesine engel olun.

Mutsuzlar, kendilerine güvenlerinin iyice azaldığı dönemlerde sosyal ilişkilerden uzak dururlar. Pek kimseyle görüşmezler. Zira görüşecekleri insanların da canlarını sıkacaklarını, vakitlerini boşuna almış olacaklarını düşünürler. Böyle zamanlarda onunla görüşmek için biraz daha ısrarcı olmanız gerekebilir. Kendine güveninin iyice azaldığı bu zamanlarda onun özellikle iyi olduğu konulara vurgu yapmanız, onun yeteneklerini ön plana çıkarmanız, olumsuz yanlarını abarttığında, hepimizin eksiklerini olduğunu söylemeniz işe yarayabilir. Durun; daha bitmedi…