Onun; 7 Haziran 2015 seçimlerinden bugüne herkesin saldırdığı, koltuğundan düşürmek için seferber olduğu Devlet Bahçeli’nin hakkını teslim edeceğini doğrusu hiç düşünmemiştim.
Benim gözümde saldırıların orkestra şefi gibiydi.
Cuma günü “Türkiye’nin en etkili oyun kurucusu Devlet Bahçeli” diye yazdı Ertuğrul Özkök.
Beni ziyadesiyle şaşırttı.
“Golden State Warriors basket takımının oyun kurucusu Stephen Curry gibi...” dedi Ertuğrul Özkök Devlet Bahçeli için:
“Siyaset takımının en uzun boylusu değil ama maçın kaderini o tayin ediyor.
Muhalefette ama anayasa değişikliği, seçim kararı, Cumhurbaşkanı seçimi gibi mega konularda o ne derse o oluyor...
Oyun taktiği tahmin edilebilir değil... Bazen iktidara karşı en ağır sözler onun ağzından çıkıyor ama hiç bir zaman öldürücü vuruşu yapmıyor.
Rakibine elini uzatıyor ama onu son saniyeye kadar belirsizlik içinde bırakıyor...”
Diye tanımladığı Devlet Bahçeli’nin hakkını teslim ediyor Ertuğrul Özkök:
“Kim ne derse desin büyük siyasetçi...”
Hakkını ne zaman, kim teslim eder bilemem. Bugünlerde Türkiye de tıpkı Devlet Bahçeli gibi davranıyor. Bölgesinde mega konularda ne derse o oluyor.
Kim ne derse desin Türkiye bölgesinde büyük oynuyor.
BİZİM İÇİN BATAKLIK DİYORLARDI
Türkiye ne zaman kafasını çıkarıp “ne oluyor” diye kendi sokağına bakmaya kalkışsa var gücüyle bağırıyorlardı:
“Bizim ne işimiz var Ortadoğu bataklığında.”
Kendi mahallemiz, kendi sokağımızda, bakkalın, kasabın, sırtında bebesini taşıyan kadının, sokakta oynayan çocuğun bırakın halini sormayı, uzaktan bakıp, bunlar ne yapıyor diye anlamaya çalışmayı bile bize yasak etmişlerdi.
“Cıs, bataklık orası... O gördüklerin kötü insanlar” filan demişlerdi.
Bir gün “çekilin önümüzden” dedik; mahalleye girip sokaklara dalınca fark ettik.
ABD köşe başlarını tutmuş, boyuna bize ateş ettiriyor. Vazgeçmesinler diye de silah veriyor, cebine para koyuyor, rütbe dağıtıyor.
Kuyumuzu kazıyor, koridor açıyor, bizi bölmeye, mahalleyi bir birine düşman etmeye çalışıyor.
Türkiye durumu fark edince, mahalleye koştu. Onları derleyip, toparlamaya kalkınca, ABD saldırıya geçti.
“Hendek” deyip PKK’yı iç işgale yönlendirdi, PYD üzerinden koridor açmaya yeltendi, FETÖ eliyle devleti kilitlemeye kalktı. Başaramayınca 15 Temmuz’da saldırıya geçti.
Yenildi.
Türkiye iç işgale son verdi, FETÖ’yü darmaduman etti, koridoru da kesip attı.
Mahalleye şenlik geldi. ABD’nin yenildiğini seyre doyamadılar.
BİZE DEĞİL ONLARA BATAKLIK
Musul hamlesi ABD’nin bozulan façasını düzeltme çabasıydı. Bir nara atıp ata binmeye yeltendi. Karşısında Türkiye’yi görünce vazgeçti. “Gel konuşalım” diyor.
ABD’nin Musul hamlesine ilk cevap Lozan’dı. Suriye toparlandı, Aşiretler hareketlendi, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil 1926’yı hatırladı; şöyle bir hareketlenme oldu.
O bile yetti.
Yeni hatırlamış! “Musul DAEŞ’in elinde” diyor. PKK ile, Şii milisler ile Musul’u DAEŞ’ten kurtaracakmış.
Türkiye “PKK olmaz, Şiiler Musul’u kurtaramaz. Musul Musullularındır” deyip noktayı koyunca;
ABD hemen “PKK yok, senin eğittiğin Ninova Muhafızları olacak” açıklamasını yaptı.
Neden?
Körfez Ülkeleri İşbirliği Konseyi “Türkiye’nin yanındayız” açıklamasını yaptığı için.
Suudi Arabistan “Haşdi Şabi Musul’a giremez” dediği için.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 56 İslam Ülkesine “Biz de aynı yöntemle ABD ile mücadele edelim” diye mektup yazdığı için.
Başbakan Binali Yıldırım PYD’ye “Fırat’ın doğusunda kalamazsın” ihtarında bulunduğu için.
Birlikler Suriye ve Irak sınırında alarma geçtiği için.
Rusya Ankara’ya “hava savunma sistemi tedarik edebiliriz” dediği için.
Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar, Suriye, Irak, İran sınırında birlikleri denetleyip “hazır ol” emri verdiği için.
ABD, Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’a “gel konuşalım” diyor.
Ne oldu? Hani Musul’a operasyon yapıyordun; PKK’ya Sincar’da ikinci Kandil inşa ediyordun?
“Ortadoğu’nun bataklık olduğunu” ne çabuk anladın.
En iyisi... sen Hulusi Paşa’yı değil de bir an önce Joseph Votel’ı çağır. Yoksa bu “bataklıktan” çıkamayacaksın.
Millet içerde, dışarıda, bölgede toparlanıyor... Haberin olsun.
HABER 10
