Müslümanlar olarak şu soruları kendimize sormamız lazım...

Asrımız insanının ahlak eğitimine, önceki asırların insanlarından daha çok ihtiyacı vardır.

VAN 29.05.2016 21:01:08 0
Müslümanlar olarak şu soruları kendimize sormamız lazım...
Tarih: 01.01.0001 00:00
 NE VERDİK?

İnsan, kutsal bir varlıktır. "Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe yönelip de onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, her şeyi bilendir. (Bakara:29)"

Her şeyin kıymeti, anlamı onun varlığıyladır!.

Onun kıymeti ise imanı, ahlâkı, insanlığa faydalı olması, hiçbir varlığa zararı olmaması, yüce bir davayı insanlık adına temsil edip, bu davanın çilesini, ızdırabını çekmesiyledir.

Bu seviyenin yakalanması ise şüphesiz talim ve tebliğ iledir. Talim ve tebliğ, terbiye için yapılır. Terbiye; bir şeyi zaman içinde kemale erdirmek, mükemmel hâle getirmektir…

İnsanın yaratılışı ve oluşum evreleri ile ilgili ayetler, insana kendisini kısmen tanıtır, ilgisini kendi varlığına çekerken, aynı zamanda insanın kendi yapısını ve özelliklerini tanımasının gerekliliğine de işaret etmekte ve buna teşvik etmektedir.

Zira her yönüyle terbiye ve rehberliğe muhtaç olan ve bu görevin sorumluluğunu da kendi omuzlarında hisseden bir varlığın, kendisini veya hemcinsini tanımadan bu görevi gereği gibi yerine getirmesi ya da onun sergileyeceği hal ve davranışları, tutum ve tavırları anlaması ve anlamlandırması, yerine göre hoşgörüyle karşılaması mümkün değildir.

Anne-babanın evlâdına, öğretmenin talebesine, kumandanın askerine vereceği en güzel hediye edeptir, ahlâktır, fazilettir, ilimdir; mala, cana namusa karşı saygıdır; vatan ve millet aşkıdır; gerektiği an mukaddesleri uğruna şehitliği göze alabilme şuurudur.

Müslümanlar olarak şu soruları kendimize sormamız lazım biz, birkaç asırlık tahribatın enkazı altında kıvranan insanımıza ve neslimize ne verdik?..

Ona dünya hayatı için gerekli olan her şeyi temin etmede gösterdiğimiz gayret ve hassasiyeti, ahret ve insanî faziletler hesabına zararlı şeylerden sakındırmada da gösterdik mi?

Kendisine şefkatle kucak açıp, onu merhametle kucakladık mı?

Onun batıp gidişi karşısında iki damla gözyaşımız, iki çift sözümüz oldu mu?

İç içe girmiş engelleri aşacak, insanımıza şefkat ve merhametle ulaşacak, istisnalar hariç, huzursuzlukların arenası hâline getirilmeye çalışılan okullar ve üniversitelerde; esrar, eroin ve şehvet bataklığında ölümünü bekleyen nesli kucaklayacak kutsilere, her zamankinden daha çok vazife düştüğü bir gerçektir.

Neslimizi ve insanımızı bu yüce ufka ulaştıracak, gülme ve eğlenmenin yerine çile ve ızdırabı yudumlayacak, denetim ve muhasebe şuuru ile iki büklüm olacak, neslin batışı karşısında gülmeyi unutacak yiğitlere bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Asrımız insanının ahlak eğitimine, önceki asırların insanlarından daha çok ihtiyacı vardır.

Çünkü bu günkü insanın sahip olduğu imkânlara, önceki asırların insanları sahip değillerdi.

O nedenle önceki asırlarda meydana gelen her hangi bir çirkinliğin ve rezaletin etkilediği alan da doğal olarak sınırlıydı, yani lokal kalmaktaydı.

Ama bu gün insanlığın sahip olmuş olduğu teknolojik iletişim araçları sayesinde haberdar olma artık sınır tanımıyor.

En ufak bir haber artık dalgalara binerek enginleri aşıp dünyanın her tarafına anında ulaşıyor ve girmediği ev girmediği barınak bırakmıyor.

Bu nedenle günümüz insanını kontrol edecek ve koruyacak mekanizmalara, eğitim ve terbiyeye geçmişe göre daha fazla ihtiyaç vardır. Birçok olay artık günümüz insanı için olağan bir hal almış, Ahlaksızlığın had safhada olduğu bir ortamda nefsi dizginlemenin ve onun azmasına fırsat vermemenin tek yolu insanımıza maneviyat bilgisini vermekle olacaktır.

Günümüzde ahlak bozucu sebepler çoğalmış dolayısıyla saldırganlıklar da had safhaya ulaşmış ve bunun önüne geçebilmek için yukarıdaki soruların cevaplarının karşılıklarının mutlaka sorumluluk sahibi Müslümanlarca verilmelidir.

Unutmamamız gereken en önemli şey rabbimizin bu hatırlatmasıdır: "Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslam'a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah'a iman edersiniz. Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır. (Al-i İmran:110)"

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.