Müslüman Öğretmenlere ve Öğretmen Adaylarına!

Dedim ki; Müslüman Öğretmen Ve Öğretmen Adayları Yeni Nesil Sizin Eseriniz Olsun.

VAN 19.11.2015 10:51:24 0
Müslüman Öğretmenlere ve Öğretmen Adaylarına!
Tarih: 01.01.0001 00:00
 

Ahmet Maruf Demir

1920’lu yılların pozitivist, sözde aydınlanmacı, akılcı tasavvurun üzerine bina ettiği Kamalizm’in kurucusu Mustafa Kamal’a izafe edilen birçok meşhur sözlerden biri de: “Öğretmenler Yeni Nesil Sizlerin Eseri Olacaktır” Sözüdür.

İçi dolu bir söz olmasından mütevellit bir o kadar da muhteşemdir. Öyle ki 3 Mart 1924 tarihinde Hilafetin kaldırılması ile aynı anda çıkarılmıştı tevhid-i tedrisat kanunu. Bu kanun ile beraber ülkedeki eğitim kurumları yeniden dizayn edilen maarif teşkilatına bağlanmış ve eğitim tek çatı altına alınmıştı. Bu kanunun ayrıntısına girmeyeceğim. Mevzu bahis olan noktası; işte bu kanuna en içten duygularla boyun eğen öğretmenler ve bu öğretmenler tarafından Kamalist tasavvurun tornasından geçirilenlerin yetiştirdiği bir nesildir yıllar yılı İslam ve Müslümanlar ile mücadele eden… Onları tahkir eden… Onları hor gören… Onlara, “öz yurdunda garipsin öz vatanında parya” dedirten!

Kamuoyunu birkaç gündür Silvan’da, Suriçi’nde yapılan operasyonlar sonrası, yukarıda da ifade ettiğimiz Kamalist tornadan çıkan polis yada askerlerin evlerin duvarlarına yazdıkları bir ırkı kutsayan yazılar meşgul ediyor.

Silvan’da, Suriçi’nde yapılan operasyonlar sonrası duvarlara yazılan yazılar ne kadar çirkinse; Kürt illerindeki okullarda daha ilkokul çağındaki öğrencilerin, sırf isimlerinden yada ailelerinin belli bir partiye olan eğilimlerinden dolayı eğitim ve öğretim ile ideolojiyi karıştıran eğriltici ve öğütücüler tarafından diğer öğrencilere nazaran sürekli takdir edilmesi, övülmesi, sınıf başkanı yapılması… vb. gibi yazımızın da ana muhtevasını oluşturan tutumlar da o kadar çirkin değil midir?!

Belki bu söylediklerim çoğunuza bir hayal ürünü olarak gelebilir. Fakat üzülerek belirteyim ki bu çirkin hasletlerden bir kaçına şahit olurken, diğerleri de sözlerinden emin olduklarımız tarafından gelen mesajlar. Bir Kürt olarak ve hele ki Müslüman bir Kürt olarak bu tutumu kabullenmemiz asla mümkün değildir.  Doksan yıllık Kamalist resmi ideolojinin payandasına bir başka yanlış ile karşı çıkmak aslında bu kez farklı bir dilde ve renkte lakin özde yine ona benzemektir! Doksan yıllık bir tahakkümün bu kez farklı bir dilde karşımıza çıkması çok üzücü.

Altını çizerek belirtmek gerekiyor ki, böyle bir sonucun ortaya çıkmasında elbette İslam’i hassasiyete sahip özellikle büyüklerimiz başta olmak üzere hepimizin hatası var. “Hala bile bu devlet şirk devletidir. O yüzden maaşını almak haramdır” diyenler mevcut. Allah’ın kanunları ile hükmetmeyen her sistem küfür sistemidir. Bunda şüphe yok. Fakat soruyorum. Sorguluyorum. Böyle bir hakkım olduğuna da inanıyorum. Bedir’de esir alınan müşriklerin sahabeye okuma yazma öğretme karşılığında serbest bırakılmasını nasıl açıklamalıyız?!’ Şöyle söyleyenler olabilir; “Orada müşrikler esir alınmıştı. Sahabeler değil!” Yani yine her zaman ki gibi sahabenin müşrik olan birinden ders alma hususunu es geçerek. Müşrik’in de şirk’e düşen kişi olduğunu unutarak!

Hamdolsun son zamanlarda tahkik ehli tarafından serdedilen çalışmalar ile bu konuda epey bir mesafe alındı da Müslüman öğretmenlerimiz ve öğretmen adaylarımız çoğaldı. Ama hala yetersiz olduğu da kesin. Çirkin olan durumların yaşanmasından da yola çıkarak özellikle de sınıf öğretmenliği alanında bir hayli eksikler var.

Müslüman ebeveynler başta olmak üzere, halihazırda Müslüman öğretmenlerimizden ricamız çocuklarımıza/öğrencilerimize öğretmenlik kurumunu sevdirmeleri yönünde. Özellikle de üniversite okumak isteyen öğrencilerin tercihlerini sınıf öğretmenliğinden yana yapmalarını nedenleri ile beraber istemeleri fayda sağlayacaktır.

Öğrencilerimizden ricamız ise öğretmenliği hor görmemeleri. Aşağılamamaları. Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Farsıyla... Ümmet coğrafyamızda beşeri ideolojilerin belasına düşmüş kendisine eğitimci ve öğretimci sanan, fakat hakikatte eğriltici ve öğütücü olan bu kişilere okulları/sınıfları bırakmasınlar. Çocuklarımıza kendileri sahip çıksınlar. Unutmasınlar ki bu yaştaki çocuklarımız ebeveynlerden çok öğretmenleri ile vakit geçiriyor ve onların tornasından geçiyor.

Bir dönemin Kemalist öğretmenleri tarafından nasıl bir nesil yetiştirildiğine hepimiz şahid olduk, oluyoruz. Bir yüz yıl daha bu kez farklı bir dilde, farklı bir beşeri ideolojiyle bir neslin daha harap olmasını istemiyorsak bu konu üzerinde çok titiz bir şekilde durmamız bir rica yerine hepimiz için elzem olmalıdır.

Müslüman öğretmenlerimiz ve öğretmen adaylarımız;

Eğitim ve öğretim ile ideolojiyi karıştıran eğriltici ve öğütücülerin hatasına düşmesinler. Öğrencileri içerisinde işi ehline versinler. Onlara karşı adil olsunlar. Güzel sözü kimler söylüyorsa onları sınıf başkanı yapsınlar. Güzel davranışı kimler sergiliyorsa onları takdir etsinler. Güzel yazıyı kimler yazıyorsa onları övsünler.

Müslüman öğretmenlerimiz ve öğretmen adaylarımız;

Hazır sosyal medya da var. Aldıkları maaşlar ile gittikleri lüks restaurantlardaki yedikleri yemeklerin… Meşhur Cafe’lerdeki içtikleri kahvelerin… Lüks mağazalarda aldıkları elbiselerin fotoğraflarını çekinip paylaşmak yerine; öğrencilerine aldıkları kitapları… Onları götürdükleri piknikleri… Onlar ile beraber çıktıkları gezileri çekinip paylaşsınlar. Arabaları varsa eğer, tıpkı katledilen Doktor Abdullah Biroğul gibi “Kuran’dan bir sure ezberleyeni arabam ile dolaştıracağım” hediyesiyle çocukları sevindirsinler.

Bayan öğretmenlerimizin -bir kısmı- ise başörtülerinin rengiyle uyumlu aldıkları pabuçlarıyla, ayak fotoğraflarını çekmek yerine sınıflarında ‘muhakkak’ bulunan fakir öğrencilerine pabuçlar alsınlar. Hatta öğrencileri o pabuçları giydikten sonra gülümseyen yüzlerini çekinip bilmem kaç milyon G hızıyla hayır defterlerine yüklesinler. Sonra da cennette bilmem kaç milyon D görüntüsüyle izlesinler! “Bakın yine biz kadınları hedef gösterdiler” demenizi duyar gibiyim. Ama maalesef hakikat böyle!

Müslüman öğretmenlerimiz ve öğretmen adaylarımız;

Üniversiteyi bitireyim de hayatımı kurtarayım değil, çocuklarımızın geleceğini yani ümmetin geleceğini kurtarayım bilincine sahip olsunlar.

Lütfen, Allah aşkına!

Dedim ki; Müslüman Öğretmen Ve Öğretmen Adayları Yeni Nesil Sizin Eseriniz Olsun.