Mursi idam edilirse ne olur?

Arzu Erdoğral

VAN 16.06.2015 11:49:41 0
Mursi idam edilirse ne olur?
Tarih: 01.01.0001 00:00
 O, Mısır’ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı!
İsrail’in ulusal kahraman ilan ettiği bir Firavun tarafından sırtından bıçaklandı!
Yol arkadaşları Muhammed Bedi ve Biltaci gibi kahramanlarla ülkesi için hainler karşı sonuna kadar mücadele etti.
Nahda ve Rabia Meydanlarında, asrın katliamını yapanlara karşı boyunlarını bir kez olsun eğmediler.
Hele ki Muhammed Mursi’nin darbeden önce yaptığı bir konuşma vardı ki adeta bir vasiyet gibiydi.
Şehitlerin kanıyla hep beraber kazanılan devrimi koruma çağrısında bulunuyor, hakkı ve hukuku korumanın bedelini gerektiğinde canıyla, hayatıyla ödeyebileceğini söylüyordu.
Mursi’nin “Sizleri, çocuklarımızı; bizden sonra gelecek evlatlarımızı korumak istiyorum. Kızlarımız, geleceğimizin anneleri! Onlar çocuklarına anlatacaklar, ‘Adamdılar’ diyecekler” şeklinde sözleriyse vicdanın tam ortasından delip de geçiyordu.
“Hiçbir zaman haksızlığa boyun eğmeyin. Hiçbir zaman alçalıp boyun eğmeyin. Vatanımızdan, hukukumuzdan, haklarımızdan ve dinimizden en ufak taviz vermeyin” diyen Mursi, “Bu haklarımızın bedeli için benim kanım akacaksa, ben bu kurbanı vermeye hazırım. Allah her şeye kadirdir. Kimse sizi aldatmasın. Sakın aldanıp tuzaklara düşmeyin” ifadeleriyle de teslimiyetin tarihe yazılacak bir adı olarak karşımıza çıkıyordu.
“Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi haktan saptırma. Bize kendi katından rahmet ihsan eyle. Çünkü sen çok ihsan edicisin!” duasını yaptıktan sonra konuşmasını ise Yusuf Suresi’nden bir ayetle sonlandırıyordu Mursi;
Allah buyuruyor: “Allah emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.”
Bulunduğu şartlar altında “Allah bize yeter, o ne güzel vekildir” diyecek kadar Musa’nın yolundan giden Mursi, Allah’tan başkasından korkmayın diyordu.
Mursi’nin en çok vurgu yaptığı şey ise meşruiyetti. 2013 yılında çıktığı mahkemede Rabia işareti yaparak, “Ben Mısır’ın meşru Cumhurbaşkanı’yım ve sizin meşruiyetinizi tanımıyorum” demişti.
Mahkeme esnasında yaşanan bir şey daha vardı ki tüm sözleri bitirmişti.
Darbeden sonra ilk kez gördüğü 14 dava arkadaşıyla hasret gideren Mursi, Esma Biltaci’nin babası İhvan liderlerinden Muhammed el-Biltaci ile göz göze geldi ve “Üzülme kardeşim, Esma Cennet’te” diyerek, ona tesellide bulundu.
Bu tavır var ya bu tavır kelimeler onun karşısında çok acizdi.
Bazı gazeteci, yazar ve akademisyenler ise, haklarındaki idam kararının açıklanması bugüne ertelenen Mısır’ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve 121 arkadaşına destek olmak amacıyla “Freemorsi.org” isimli bir site kurdu. www.muslimsformorsi.com’dan da Mursi’ye özgürlük için imza kampanyası başlatıldı.
Ama daha fazlası yapılmalıydı. Şayet Müslümanlar tek yürek olup dünyaya meydan okusaydı ne Bangladeş’te ne Mısır’da ne de başka bir coğrafya da hiçbir Müslüman’ı asmaya cesaret edemezlerdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kısa bir süre önce yaptığı konuşmasında “Mursi şayet idam edilirse ki inanmıyorum. İnşallah idam edilmeyecek edemeyecekler. Terör örgütü ile mücadele eden bir kardeşim şehitlik rütbesine ulaşmış olacaktır. Ben de böyle bir akıbete uğramış olursam Rabbim inşallah bizlere de o makamı lütfedecek diye ümit ediyorum” demişti.
Evet, Mısır’ın firavunları Mursi’yi ve arkadaşlarını idam ederse onlar şehit olacak, ya biz ne olacağız?
Firavunların sonu belli de tekrar soruyorum ya biz ne olacağız?
Mısır darbesini Ramazan ayında yaptılar, şayet planları Mursi’yi de bu mübarek ayda ipe yollamak ise biz ne yapacağız?
Seyirci koltuğunda film bitene kadar elinde mendili ile ağlayan sonra gözyaşlarını silip yoluna devam eden birer insan mı?
Oysaki; ümmet olarak, firavunları korkutabilseydik eğer beklentilerimiz de acı olmazdı.
Mısır’ın yiğitleri tarih yazarken, biz de sadece imza atmazdık!
Elimiz çok yoruldu mu acaba!