MUCİZE ÖRGÜT: IŞİD

Kemal ÖZTÜRK

VAN 25.06.2015 13:54:52 0
MUCİZE ÖRGÜT: IŞİD
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Suriye, Irak, İran, Lübnan, Mısır, Yemen, Libya dahil bölgede ne kadar çok kaos olursa, Avrupa o kadar çok silah, mühimmat ve malzeme satıp ekonomisini güçlendirdi. Müslüman ülkelerin kendi içinde savaşmasını, güç kaybetmesini istedi, alternatif bir medeniyet kurmasına hep karşı çıktı. Bu politikaları yüzden Müslümanlar Avrupa’da en çok nefret edilen kesim oldu
Amerika:
ABD, tarihinin en başarısız Ortadoğu politikası yüzünden bölgede büyük bir itibar kaybetti. Başta Suriye olmak üzere, bölgedeki sorunları çözemedi ve Rusya yeniden sahneye çıktı. Obama, bu nedenle çok eleştirildi. Bir gün “insanların kafasını kesen acımasız IŞİD” oraya çıktı. ABD koalisyon güçleriyle beraber mazlum Yezidileri, Kürtleri, Arapları, Hristiyanları IŞİD’in elinden kurtardı. Obama, Suriye ve Ortadoğu politikası yüzünden eleştirilmekten kurtuldu. Üstüne Suriye’nin kuzeyinde kendine yeni bir kurtarılmış bölge kurma imkanı buldu.
Suriye:
Esed rejimi 200 bin insanı öldürdükten, milyonlarcasını yurtlarından sürdükten sonra, artık ‘yeter’ demeye hazırlanan Batı ülkelerine bir soru sordu: ‘Beni devirip, yerime, tarihi eserleri havaya uçuran, kadınları seks kölesi yapan, kafa kesen, bu IŞİD’çileri mi Suriye’nin başına geçireceksin?’ Batı müdahale etmekten vazgeçti, Esed katliam yapmaya devam etti.
Avrupa:
Suriye, Irak, İran, Lübnan, Mısır, Yemen, Libya dahil bölgede ne kadar çok kaos olursa, Avrupa o kadar çok silah, mühimmat ve malzeme satıp ekonomisini güçlendirdi. Müslüman ülkelerin kendi içinde savaşmasını, güç kaybetmesini istedi, alternatif bir medeniyet kurmasına hep karşı çıktı. Bu politikaları yüzden Müslümanlar Avrupa’da en çok nefret edilen kesim oldu, İslamifobia hortladı. Bu yüzden kendisine yöneltilen eleştirilere ise şöyle dedi: “Çocukları seks kölesi yapan, benzin döküp, insan yakan IŞİD yüzünden oldu her şey.’
Almanya:
En büyük hasım gördüğü, Türkiye’nin bölgede güçlenmesini ve gelişmesini hiç istemedi. IŞİD’e karşı koalisyon güçlerinin içinde yer aldı. PKK/PYD güçlerini IŞİD’e karşı açıktan desteklemeye başladı. Irak’ın kuzeyine girdi, İŞİD’e karşı Peşmerge’ye, Yezidilere, PYD’ye askeri eğitim ve mühimmat vermeye başladı. Bölgenin en etkin istihbarat faaliyetlerini yürütmeye başladı.
Rusya-Çin:
Rusya ve Çin, Suriye savaşında açıktan Esed rejiminin tarafını tutarak katliamlara ortak oldu. Rusya bu nedenle Amerika ile karşı karşıya geldi. Yine de Esed’in kimyasal silah kullanmasını ört bas etti. Yoğun baskıların ve eleştirilerin arttığı bir dönemde, tam Batı müdahalesi olacakken, IŞİD ortaya çıktı. Rusya, kafa kesme görüntülerini yayınlayıp, ‘Esed yerine IŞİD’i başa geçirecekti’ diye Amerika’yı suçladı. Kimse Rusya ve Çin’i, bir daha Esed’i desteklediği için eleştirmedi.
İran:
Suriye’de fiili olarak asker bulunduran ve savaşan en önemli ülke. Tüm Sünni dünyasını karşısına almak pahasına Esed rejimine destek oldu. Binlerce insan ve milyarlarca dolar kaybetti. IŞİD’in, Şiilerin kutsal türbelerini havaya uçurması ve kafa kesme görüntülerini yüzlerce televizyonda yayınlatıp şöyle dedi: ‘Biz barbarlığa karşı savaşıyoruz, bunu insanlık için yapıyoruz, mezhep için değil.’
Irak:
Saddam sonrası parçalanmış Irak, bir kez daha parçalandı, İran’ın uydusu olan bir Şii hükümet kuruldu Bağdat’ta. Sünnilerin hakları, gelirleri, ülke yönetimdeki etkileri yok olmaya başlayınca, Sünni aşiretler isyan aşamasına geldi. Birden ortaya çıkan IŞİD Musul’u aldı, insani dramlar başladı, kafa kesme görüntüleri yayıldı. Bağdat yönetimi, Batı Koalisyonunu ülkeye davet etti, Musul’da ve diğer bölgelerde IŞİD merkezleri bombalandı. Sünni aşiretler susmak zorunda kaldı, Şii Bağdat yönetimi iktidarda kalmaya devam etti, askeri destekle daha da güçlendi.
Kandil/PKK/PYD:
Türkiye’de çözüm süreci tamamlandığında silahlı yaşamları sona erecekti. Bir gün IŞİD ortaya çıktı. PKK/PYD, IŞİD’i tehdit olarak algıladı. Koalisyon güçlerine (ABD) gidip, Suriye’nin Kuzeyini IŞİD’den temizlemek için yardımcı olalım dedi. Onlar da hava desteği vermeyi ve daha çok işbirliği yapmayı kabul etti. Kobani savaşı böyle oldu. Sonra o bölgede tümden özerk bir devlet kurmayı (Rojava porjesi), Kürt petrolünü de buradan geçirmeyi teklif etti. Onu da kabul ettiler. Telabyad savaşı böyle yaşandı. IŞİD gidince PYD bölgedeki Kürt harici, tüm etnik unsurlar sürgün etti. Sorduklarında ‘bölgeyi IŞİD’den temizliyoruz’ dediler.

HDP:
Çözüm sürecinden sonra silahlara veda edecek PKK ile birlikte sahneden silinecekti. Şiddet karşıtı Kürtler siyaset sahnesine çıkacaktı. Bir gün IŞİD Kobani’de PYD ile çatışmaya girdi. HDP, ‘hükümet IŞİD’e yardım ediyor, Kürtlerin kafası kesiliyor, kadınlarına tecavüz ediliyor’ diye kıyameti kopardı. Demirtaş, Türkiye’de Kürtleri sokağa çağırdı. Şehirler yakıldı, 50 kişi hayatını kaybetti. HDP hükümetin IŞİD ile işbirliği yaptığını ve Kürtleri kestiğini Avrupa’da, Amerika’da ve Türkiye’nin bütün Kürt bölgelerinde anlattı, yoğun propaganda yaptı. AK Parti’nin Kürt nüfusundan en çok oy kaybetmesinin sebeplerinden biri bu oldu. Çözüm süreci rafa kalktı, PKK Kandil’de silahlarıyla berber kaldı, HDP Meclise girdi, AK Parti iktidardan düştü.
CHP:
Türkiye devletinin neredeyse savaş halinde olduğu, binlerce insanın katili Esed’i ziyaret edip destek veren CHP, bundan dolayı büyük eleştiri aldı. Bir gün IŞİD ortaya çıktı. CHP hükümeti, kafa kesen, Şii düşmanı IŞİD’e destek vermekle suçladı, MİT tırlarını diline doladı. Barbalara karşı Esed’e bu yüzden destek olduğunu anlattı. Kimse bir daha CHP’ye Esed’e destek verdiği için kızmadı.
Cemaat:
Hükümeti devirmek için darbe girişiminde bulunan ama başarısız olan Cemaat, Suriye’ye giden MİT tırlarını, adamlarına durdurttu. Bu tırlarda silah olduğunu ve bunların Kürtleri, Batılıları, gazetecileri kesen, kadınları köleleştiren IŞİD’e gittiğini yaydı. Bunu organize edenin Hakan Fidan, emri verenin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ve bunların Lahey Adalet Divanında yargılanması gerektiğini neredeyse Avrupa’nın her şehrinde duyurdu. Tüm medyasında ve toplumda bu haberleri yaydı. Kimse Cemaat’e, eğitim ve dini konularda soru sormadı, darbe girişimi yapıp yapmadığı merak etmedi.
Doğan Medya:
Erdoğan, iktidarı boyunca Doğan medyasını dikkate almadı, siyaseti dizayn etmesine izin vermedi. Doğan gücünü yitirdi, yazarları krize girdi. Bir gün IŞİD ortaya çıktı, Türk diplomat ve ailelerini kaçırdı. Krize girmiş muhalif yazarlar, hükümeti topa tuttu, IŞİD’e karşı sert davranmamak ve vatandaşlarını kurtarmamakla suçladı.
Grup medyası IŞİD’in tüm ürkütücü eylemlerini büyük büyük haber yaptı. Ardından ‘IŞİD Kürtleri kesiyor, hükümet IŞİD’e destek veriyor’ kampanyasına katıldı. Büyük Kürt siyasetçisi Selahattin Demirtaş’ı keşfetti, destekledi. HDP barajı aştı, AK Parti iktidardan düştü, koalisyon hükümetine mecbur oldu. Koalisyonlarda medya her zaman iktidarların en büyük ortağıdır.
Her şeyin başlangıcı:
2012 yılında Anadolu Ajansı (AA) Halep’te ofis açtı ve buradan haberler geçmeye başladı. Ajans geçtiği bir analiz haberde, kendine ‘Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adını veren bir muhalif grubun, Esed rejimi ile savaşmadığını, sadece diğer Sünni muhalif gruplarla savaştığını, bunun bölgede ilk defa rastlanan bir durum olduğunu yazdı.
Haber üzerine bir çok kaynaktan bu örgütle ilgili bilgi akmaya başladı. Adı gizli tutulan önemli bir kaynak, IŞİD’in kuruluşunun çok karanlık olduğunu, İran, Suriye, Suudi Arabistan, Amerika, İsrail, İngiltere istihbaratlarının kontakta olduğu unsurların örgütü büyüttüğünü ve kullandığını söyledi. Ajans bu yönde bir analiz daha yayınladı.
IŞİD, AA ofisini bastı ve tüm malzemeleri tahrip etti. AA Halep’ten çıkmak zorunda kaldı.
- See more at: http://www.iktibasdergisi.com/mucize-orgut-isid/#sthash.cNU2yHxw.dpufYenişafak/Kemal ÖZTÜRK