MODERN KÖLELİK

Hârûn Görmüş

VAN 1.11.2016 12:13:47 0
MODERN KÖLELİK
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Modernizm ile birlikte farklı bir kölelik türü oluştu. Bu kölelik eski zamanlarda olduğu gibi, bir efendinin çevresinden ayrılmamacasına olan bir kölelik değildir, fakat aslında o tarz bir kölelikten daha beterdir. Üstelik fakirlerin köleliği farklı, zenginlerin köleliği farklı, orta-direğin köleliği farklıdır. Modern kölelik, farklı-farklı kölelik şekillerinin olduğu ama aynı kişilere ve şeylere yapılan köleliktir. Bu kölelikte kadının köleliği farklı, erkeğinki farklıdır. Bu kölelik öyle bir köleliktir ki, kişi perçeminden yakalanmıştır. Bu kölelik, “sistemin köleliği”dir.
“Gerçekten siz de, Allah’ın dışında taptıklarınız (kölelik ettikleriniz) da cehennemin odunusunuz, siz ona varacaksınız” (Enbiyâ 98).
Köle; “tutsak alınan”, “özgürlükten mahrûm olan”, “birinin emri altına kalmaya mecbûr kişi” anlamına gelmekle birlikte, “herhangi bir şeye aşırı bağlı olan” anlamına da gelir. Kölelik hemen-hemen insanlığın başlangıcından bêri uygulana-gelmiştir. Savaşlarda gâlip tarafın mağlûp taraftan kişileri ellerine geçirmeleriyle; atadan gelme-kalma kölelikle; borçlunun borcunu ödeyememesi nedeniyle vs. oluşur kölelik.
Eskiden kölelik 4 türlü gerçekleşiyordu:
1-Bir yerden bir yere yolculuk yapan özgür insanların harâmilerce yakalanıp köleleştirilmesi sonucu.
2-Savaşta elde edilen esirler sonucu.
3-Babadan mîras kalan köleler sonucu.
4-Fâiz borcunu ödeyemeyen insanların köleleştirilmesi sonucu.
İlk defâ modernizm ile birlikte farklı bir kölelik türü oluştu. Bu kölelik eski zamanlarda olduğu gibi, bir efendinin çevresinden ayrılmamacasına olan bir kölelik değildir, fakat aslında o tarz bir kölelikten daha beterdir. Üstelik fakirlerin köleliği farklı, zenginlerin köleliği farklı, orta-direğin köleliği farklıdır. Modern kölelik, farklı-farklı kölelik şekillerinin olduğu ama aynı kişilere ve şeylere yapılan köleliktir. Bu kölelikte kadının köleliği farklı, erkeğinki farklıdır. Bu kölelik öyle bir köleliktir ki, kişi perçeminden yakalanmıştır. Bu kölelik, “sistemin köleliği”dir. Kişi ilk-başta göbeğinden, sonra da zihninden, kâlbinden, gözünden, elinden-ayağından, kulağından, burnundan ve cinsel organlarından bağlıdır sisteme. Diyebiliriz ki târih boyunca hiç-bir hayvana, modern insana takıldığı gibi bir “tasma” takılmamıştır. Târihte insan hiç-bir zaman, modern zamanlarda olduğu kadar kuşatılmamıştır.
Modern zamanlardaki kölelik, eski köleliklerden bin beter. Çünkü eski kölelik sâdece bir kişiye yada şeye yapılırken, şimdiki kölelik ise herkese ve her-şeye yapılan köleliktir. Eski kölelik kolaydı ve köleler de rahattı. Çünkü efendi, hem köleden faydalandığı için hem de toplum tarafından ayıplanıp îtibârının sarsılmaması için kölesine kalacak yer verir, yiyecek-içeceğini karşılar, giyindirip-kuşandırırdı. Üstelik bâzı kölelerin âileleri de olurdu ve efendi onların ihtiyaçlarını da aynı şekilde karşılardı. Yâni köle, işini iyi yaptığı zaman durumu çok da kötü değildi. Sâdece, bâzen efendisi sinirini ondan çıkarabilirdi ve onu döverdi. Bir de işin en ağır tarafı, kölenin alınıp-satılabiliyor oluşuydu ki herhâlde kölelerin en çok da zoruna giden buydu. Eski zamanların köleliğinde -olumlu anlamda- şöyle bir şey olabilirdi: Köle bir-şekilde köleliğini efendisinden satın alabilirdi ve efendisi “iyi” yada gösterişi seven bir efendiyse, kölesini iyiliğinden yada gösteriş yapmak için azâd edebilir ve köle özgür olabilirdi.
Ebu Lü’lü, Hz. Ömer’in kâtilidir. Dikkat edilirse bir köle devlet-başkanın yanına kadar bile rahatlıkla gelebiliyordu o zamanlar. Devlet-başkanları insanlara yakındılar çünkü. Yine Amir bin Fuheyr, Suffa’nın ilk öğrencisi ve ilk öğretmenidir. Ebu Bekir’in azatlı kölesidir bu kişi. Her-şeyi bırakın, İslâm döneminde bir köle ile yolculuğa çıkıldığında, efendi ile köle, bineğe yâni meselâ deveye sıra ile biniyorlardı, daha ötesi var mı?.
Fakat modern kölelik öyle değil. Bu kölelikte tek bir efendi yok. Bir-çok kişiye kölelik yapılmakta ve hattâ her-şeyin kölesi olunmaktadır. Hattâ ve hattâ sıkı bir bağlılıkla kölelik yapılmayan hemen-hemen bir-şey de yoktur. Bu kölelikte köleler birbirleri arasında; “yok ben daha iyi köleyim, yok sen daha iyi kölesin” tartışmaları bile yapabilmektedirler. Modern kölelik, başta şeytan ve tâğutlar olmak üzere; ideolojilere, lîderlere, şeyhlere, meşhûrlara, partilere-hiziplere, kadınlara-erkeklere, doğaya, hayvana ve en ilginci de cansız eşyâya yapılan köleliktir. Eşyâ, insanlık-târihinde “animizm” de dâhil bu derece ilahlaştırılmamış ve kendisine kölelik yapılmamıştır herhâlde. Ev-araba, giyim-kuşam, yeme-içme ve diğer eşyâlar ve modern zamanlarda da özellikle elektronik eşyâlar, her-şeye kölelik yapılır. İnsan mı onları kullanıyor, yoksa eşyâlar mı insanları kullanıyor belli değildir. Kim kimin aracı olmuş belli değil ve karışmış durumda. “Teknolojik kölelik” zâten insanı her yönden kuşatmıştır. İnsan îtibârını eşyâdan alıyor artık. En kaliteli eşyâya kim daha çok sâhipse o kişi toplumun en üstün kişisi sayılıyor ve kabûl ediliyor. Modern kölelikte bir-tek Allah’a kölelik yapılmıyor. Zâten kölelik yâni kulluk Allah’a has kılınmadığında, görünmeyen varlıklar da dâhil, Allah dışındaki her-şeye kölelik yapılır ve her-şeyin kölesi olunur. Modern zamanlarda Allah hâriç her-şey efendi, sâdece insan köledir. Kur’ân bu nedenle bizi uyararak şöyle der:
‘Hayır, artık (yalnızca) Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol!” (Zümer 66).
Âyette deniliyor ki, “sâdece Allah’a kulluk et ve sâdece O’na kulluk ettiğin için şükret”.
Modern kölelikte vahyin aydınlığında yürüyenler hâriç hiç-kimse köle olduğunu kabûl etmez ve köle olduğunun farkına varmaz. Tam-tersine “çok özgür” olduğunu zanneder insanlar. “Özgürlüğün kölesi” olmuşlardır ki bu özgürlük gerçek anlamda bir özgürlük de değildir. Modern özgürlük, “dinden-îmandan özgürlük”tür. Allah’tan-dinden-îmandan özgürleşince her-şeyin kölesi olunur.
Ölüye kölelik yapılır mı?. Ölüye de kölelik yapılır modernizmde. İslâm, ölülere yâni “ata”lara yapılan köleliği kaldırmak ve sâdece Allah’a kul-köle=Abdullah yapmaya gelmiştir insanı. Allah’a kul-köle olmak insanın onurunu düşürmez, yükseltir. Zîrâ bir-tek Allah, kendisine kulluk-kölelik-Abdullah’lık yapılmasını istismâr etmez ve ödüllendirir.
Atasoy Müftüoğlu:
“İslâm’i özgürlüğe sâhip olmayanların, ontolojik özgürlüğe sâhip olmayanların, dünyevî başarılarla, maddî başarılar ve zenginliklerle, kazançlarla, iktidarlarla büyülenmeleri, seküler bağımlılık ve vesâyetin neden olduğu büyük inhirafla ilgilidir. Dünyevî başarılar, ekonomik başarılar, zenginlikler, şöhret ve iktidarlarla bütünleşen müslümanlar, İslâm’i bilginin, dilin, kavram ve kurumların referans ve meşrûiyet-kaynağı olmaktan çıkarılışını bir sorun olarak görmüyor, sözünü ettiğimiz büyük inhirâfı umursamıyor. 
Hangi gerekçeye dayalı olursa-olsun, başkaları tarafından belirlenmek, başkalarına bağımlı hâle gelmek, insanı da, toplumu da alçaltır” der.
Modernizm sâdece zenginlik değil, kölelik de üretmek zorundadır. Üretmiştir de. Zengini fakirden korumak için de bir “orta-direk” meydana getirirler. “Fakiri oluşturmak” zorundadırlar, çünkü kölelere ihtiyaçları vardır. Köleler üzerinden hem zengin olurlar hem de keyif sürerler çünkü. Yoksullara “sözde yardımlar” yaparlar, bunun için kurumlar kurarlar ki böylece hem para aklarlar hem de kendilerinin zenginliklerinin reklâmını yaparlar, fakirlere de fakirliklerini hatırlatırlar.
Alış-veriş, kredi kartı, televizyon, bilgisayar, internet, cep telefonu, iş, para vs. tüm modern ürünler “modern efendiler”dir. Modernizmin tüm ürünlerine karşı alıştırılmak bir çeşit köleleştir(il)medir. İnsanlık-târihinde para hiç bu derece iktidâr olmamıştı. Kârun günümüze gelse, paraya bu kadar kölelik yaptıklarından dolayı insanları ayıplardı. Zîrâ paranın kulu-kölesi olmuş olan modern insan, Kârun’a rahmet okutmaktadır. Modernizmde kölelik yapılan en büyük ilah, 1’in sağ tarafında en çok “sıfır” olan paradır.
Modern kölelik-şekli batı’da gelişip Dünyâ’ya yayılmıştır-yayılmaktadır. Avrupa’nın çok övündüğü Rönesans-aydınlanma-sanâyi devrimi gibi zirve çağları, insanların köle olarak alınıp-satıldığı yıllardı. İslâm’da yoktur böyle bir kölelik ve zâten İslâm bu tür köleliği ve de her tür köleliği kaldırıp, insanı “sâdece Allah’a ‘kul’ etmek” yâni insanı “Abdullah” kılmak için gelmiştir. Kur’ân’ın amacı köleliği kaldırmaktır. Bunu yapmak için de bir-çok âyette gördüğümüz gibi “bahaneler” aramaktadır. Keffâret âyetleri ilk başta bir köle azâd emekten bahseder.
İnsan vazgeçemediği şeyin (mal-can) kölesi olur. “Âhirete îmân”ın yokluğu kişiyi Dünyâ’ya köle yapar. Âhiret bilinci olmadığı için kişi, gerektiğinde malından ve canından vazgeçemez. Cennet için köle olmayı kabûl etmeyenler şeytanın ve cehennemin kölesi olurlar.
Mustafa İslamoğlu kölelik hakkında şunları söyler:
“İnsanları “konforun kulu” hâline getirdiler. Konforun kölesi yaptılar. Modernizm kadınları köleleştirmiştir, hem de özgürleştirme adına köleleştirmiştir. Köleliğini inkâr eden bir köleyi âzad edecek bir efendi yoktur. İslâm, tesettürü “kadın köleleştirilmesin” diye emretmiştir. Karanlığın kölesi değil efendisi ol!. Kur’ân’a köle olmak, cihana sultân olmaktan yeğdir. İnsan Allah’ın kölesi değil kuludur. İnsan Allah’ın kölesi değil halifesidir. Kölenin itaati zorunlu, kulun-halifenin itaati irâdidir. İnsanları gerçek özgürlüklerine ulaşmamaları için, yalancı özgürlüklerle kandırıyorlar, insanlar köle olduklarının farkında değiller. Zaman insanın öznesi olursa, insan da zamânın kölesi olur, “zaman sana uymuyorsa sen zamâna uy” lafına kanma!. Peygamberimiz, kölesi Enes’i bir-kere bile dövmemişti. Peygamberimizden önce kadınlar köleydi, bir metaydı, o cenneti onların ayakları altına serdi. Köle olarak yaşamaktansa, özgürlük uğruna savaşıp ölmek daha iyidir. Peygamberimiz asabiyeti yok etmek için zıt evlilikler yaptırırdı. Zenginlerin kızlarını kölelerle evlendirmiştir”.
Asgarî ücret ve “mesâi saati” şeklinde çalışmak da bir çeşit köleliktir. Modern köleliktir bu. 8-5 çalışma şeklindeki bu kölelik şekli, “vardiya” denen sistem ile zirve yapmıştır. Eskiden köleler en azından geceleri rahattılar. Şimdiki kölelerin ne gecesi var ne de gündüzü.
Sâdece Allah’a köle olanlar, bu Dünyâ’da hiç kimseye kölelik yapmadıkları gibi, âhirette cehennemin kölesi olmazlar. Takvâ sâhipleri âhirette de köle olmazlar. Çünkü cennette kölelik yoktur.
En doğrusunu sâdece Allah bilir.

İKTİBAS DERGİSİ