Mısır’da, halkın iradesine yapılan 3 Temmuz askeri darbesinin 2. yıl dönümünde katliamlar, işkenceler ve tutuklamalara artık idamlar da eklendi. Siyonist İsrail’in ulusal kahramanı cuntacı Sisi’nin emriyle 13 İhvan üyesi katledilirken Mısır zindanlarındaki İhvan liderlerinden Tarık Halil silahlı saldırısı sonucu şehit edildi! Darbeyi protesto eylemlerinde de gerçek mermi, gaz bombaları ve av tüfekleri kullanan polisin müdahalesi sonrası ise bir kişinin şehit, çok sayıda da yaralı olduğu belirtildi. İdam kararlarını infaz ettirecek yasayı hazırlayıp uygulamaya başlayan Mısır cuntası, başta seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve üst düzey İhvan üyelerini de her an idam edebilir. Bahane olarak da çok tanıdık ve bildik fakat özü gerçek dışı olduğu ispatlanmış bir argüman kullanılabilir! IŞİD! Çünkü O şimdi de Mısır’da! En az 70 kişiyi öldürdüğü belirtilen IŞİD, Sina’daki Şeyh Zuveyd’i ele geçirmiş! Cunta Başbakanı İbrahim Mehleb’in ise, Mısır’ın ‘resmen savaş halinde olduğunu’ söylemesi aslında önümüzdeki günlerde olacakların da habercisi gibi. Yani anlayacağınız bizim kahraman Sisi, IŞİD ile savaşarak aynı zamanda her yere demokrasi(!) götürmeyi başarıp da bir IŞİD ile baş edemeyenler tarafından aferin almaya ve ödüllendirilmeye devam edecek. İsrail’i fitne tarafı görmeyip Filistin’deki direnişin kökünü kazıyacağını beyan eden bu örgüt Mısır’da görevini bitirince bir bakmışsın ki Gazze’ye de geçmiş. Kısa bir süre önce bunun sinyallerini veren IŞİD, Hamas’ı devirmeyi hedefleyen eylemler yapacağını da duyurmuştu. Gazze’yi kontrol altında tutup “Gazze’nin sonu da Yermuk Mülteci Kampı gibi olacak” ifadelerini kullanan militanlar, bir bakıma da Mısır cuntasıyla birlikte İsrail’in elini daha da güçlendirmiş olacak. Görünen o ki, ikiyüzlü dünyanın hizmetkârlarına karşı koyacak gücü birlik olmayı başaramadığı için sağlayamayan İslam dünyası ise planlarını tıkır tıkır işletenlere karşı daha büyük tehlikelerle karşı karşıya! Netice itibariyle Müslümanları tehdit eden projelere karşın bırakın ortak bir fikir birliğini, bir araya bile gelinemiyor. Bunu başarmaya çalışan tek ülke olan Türkiye’nin ise, başına her gün yeni bir çorap örmenin peşindeler. Ancak tüm yaşananlara karşın hakkı değil gücü üstün tutanlar karşısında elbette ki Allah’ın yardımı gelecek. Başsız kalan İslam dünyası yeter ki ümmet şuurunu yeniden kazanabilsin. Dünyada oluk oluk Müslüman kanı akıtanların yegâne amacının İsrail’in güvenliğini sağlamak olduğunu hatırlasın. Ve insanlık adına en büyük tehlikenin Siyonizm olduğunu… Mısır, Suriye, Arakan ve Bangladeş gibi ülkelerde yaşanan ortak acıların ortaya çıkma sebeplerinin hepimizin üzerine büyük bir vebal olduğunu algılayabilsin. Sonuç da “Çalışmak bizden, başarı Allah’tandır” diyerek Müslüman Kardeşler’i (İhvan) kuran şehit Hasan El Benna’nın dediği gibi: “Yarınlar yorgun olanların değil rahatından vazgeçenlerin olacaktır.” Ama bizler bugünlerde neden ise çok yorgunuz değil mi? “Mısır darbesinin yıl dönümünde ne yaptınız?” sorusuna verilecek yanıt, bir önceki sorunun da cevabı olacak!
