Mehmet Görmez Gitti Diye Şirkin Tüm Şubeleri Bayram Havasında

Ramazan Yaman

VAN 2.08.2017 09:38:40 0
Mehmet Görmez Gitti Diye Şirkin Tüm Şubeleri Bayram Havasında
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Açık ve net olmak lazım! 

Etrafından dolanmamak lazım!

Eğer söz konusu hakikat ise, kendi nefsimiz dahil herkes ve her şey teferruattan ibaret kalması lazım!

Hakkın hatrını tüm hatırlardan âlî tutmak lazım!

 

Babamız da olsa, eğer zulmettiyse, işlediği fiilin adını koymak lazım!

Zulmü başkaları işlediğinde adı zulüm oluyor da, bizden biri işlediğinde olmuyorsa, bu daha büyük bir zulümdür!

 

Bu, sadece bize zarar vermekle kalmaz, hakikatin de onurunu incitir!

Hakikate kara çalmaya, hakikati düşman karşısında zelil etmeye, lekelemeye hiç birimizin hakkı yoktur!

 

Bizler, bizden olanlarında yaptıkları zulme karşı çıkmakla emrolunduk. En zor olan, kendimizden olanın yaptığı zulme karşı çıkmaktır. Çünkü bizden olanla paylaştığımız iyiliklerin ve güzelliklerin hatrına bundan imtina etmek gibi bir "iyi niyet" seline kapılırız. O insanla olumsuz bir durum üzerinden yüz yüze gelmek kolay değildir! Çünkü hatır vardır.. Adamı mahçup eder, soğuk soğuk terletir! Yüzünü ateşe çevirir! 

 

İşin içinde “nankörlük, hainlik, kadir bilmezlik, bozgunculuk..” ve envai çeşit yaftalarla yaftalanma riski çok yüksektir!

 

Fakat diğer taraftan, sizden olanın veya sizinde içinde bulunduğunuz bir zihniyetin, camianın, oluşumun, siyasi partinin, örgütün, ailenin, milletin, devletin, mezhebin, grubun zulmettiğini göre göre susmanız halinde, o utançtan söyleyemediğiniz ve yüzünüze vuran o ateşin bin beterini cehennem de yaşama ihtimalininiz, sol yanınıza meleklerin eliyle bir not olarak düşülür ki, bu dünyada olan hiçbir ateşe benzemez! 

 

Allah karşısında yaşayacağınız mahçubiyet, utanç, ne lideriniz, ne ananız, ne babanız, ne hocanız, ne evladınız karşısında yaşadığınıza benzer! 

 

Ve hakikati liderinize, imamınıza, hocanıza, babanıza, sevdiğinize, seveninize, kardeşinize, ırkdaşınıza, dindaşınıza hatırlatmadığınız da, mahşer yerinde yakanıza yapışacak ilk onlar olacaktır! 

 

Hep söylerim; 

Az sonra mahşer vardır! Hemen.. biraz sonra! Bakın bu yazı biter bitmez orda olabiliriz! Hepimiz her an'ımızı “az önce” diye hatırlayacağız orada!

 

Patavatsızlık, hadsizlik, ukalalık, kabalık, edepsizlik etmeden hakikati söylemek, her Müslüman’ın, her insanın en önde gelen görevidir! 

 

Buna rağmen kırılan kırılır… Darılan darılır.. Sövecek olan söver… Tehdit edecek olan eder!... Kavga edecek eder..

Kimin tıynetinde, ahlak anlayışında, hakikat tasavvurunda, Allah karşısındaki duruşunun açısında, mesafesinde, seviyesinde, samimiyetinde durum neyse onu yapar!...

 

Bu kadar “kabasını aldıktan sonra” şimdi söyleyeceğimi söyleyeyim!

 

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez görevinden “ayrıldı.” 

 

Mehmet Görmez hocamız, bu ülkenin başına gelen “iyi şeylerden” biriydi. 

Görülüyor ki, görevinden azledilmeden istifa etmek zorunda bırakıldı.

Üzülenlere ve sevinenlere baktığımız da, nedeni niçini ayan beyan ortada! 

 

Sümükçülerin, sidikçilerin, kefencilerin, tövbe tüccarlarının, mehdiciklerin, kediciklerin, Şimşircigillerin,  Işıkcıgillerin, kandilcigillerin ve bilumum din şirketlerinin, cennet işbortacılarının tehdidiyle, ya da onların oyunu almak için Mehmet Görmez’i harcayanlara yazıklar olsun! 

 

Bilsinler ki, eğer uydurulmuş din kalpazanlarının inisiyatifiyle, himmetiyle iktidarlarını koruyacaklarına ve bu ülke insanına hizmet edeceklerine inanıyorlarsa Allah yapacakları icraatları bereketsiz kılacaktır! Zira, uydurulmuş dinin bütün soytarılarını toplasanız, Allah’ın indirdiği dinin kaygısını taşıyan bir gönül sahibinin tırnağı etmez! 

 

Mehmet Görmez’in gidişine sevinenlerin en önde gelen şarlatanlarından biri, “Diyanete bundan tehlikelisi gelmemiştir diye düşünüyorum. Rabbim, vatana millete bağlı ve Ehli Sünnete sadık hayırlı bir reis nasip etsin” diyor. 

 

Diğer azılı bir Fetöcü olan Emre Uslu, “15 Temmuz’un en kirli karanlık isimlerinden Mehmet Görmez gitti. Sırada Hakan Fidan var” diyor. Diğerleri de aşağı yukarı aynı sevinç çığlıklarıyla kutluyorlar olayı!

 

Çok korktular! 

Çok ürktüler! 

Çok yalvardılar! 

Çok dolap çevirdiler! 

Biliyorlar ki, Mehmet Görmez gibi biri Diyanet Başkanı olarak kalırsa zarar edecekler! 

 

Mehdicilik pazarlayamayacaklar!

Terlik, takunya, nalın, kefen, sakal suyu, tövbe, cennetten arsa, şefaat pazarlamacılığı sektöründe krize girecekler!

Müşterilerinin kafasını bulandırıyordu Görmez hocamız!

 

Camilere çocukların çağrılmasından bile rahatsız oldular! “Camilere çocuklar gelirse, camiler kerhaneye döner!” diyebildiler! 

 

Bunlara adam lazım çünkü! Çocukları cami de değil, beyinlerini yıkayabilecekleri, ana babalarını sömürebilecekleri, dünyalık devşirebilecekleri “din şirketlerinin” şubelerinde görmek istiyorlar! (Bu niyette olmayanları tenzih ederim)

 

Rivayet o ki; bu din şirketi sahiplerinden birinin selatin camilerinde vaaz vermesi için Cumhurbaşkanı Mehmet Görmez’i aramış. Görmez itiraz etmiş! 

Görmez Kuran’ı kerim ses yarışmalarını eleştirdiğinde Cumhurbaşkanımız da Görmez'i eleştirdi! 

 

Cumhurbaşkanımıza her fırsatta Görmez’i şikayet ettiler. 

Kuru kalabalıklarla tehdit ettiler! 

“Oy” dediler. 

“İhvanımız kaygılı!” dediler.

“Müşteriler kazan kaldırdı!” dediler.

 

Bu yolla kütüğün ağlamasından yeşil banknotlar devşiren birini YÖK’e atattırdılar!

 

Şimdi “2019 seçimleri!” diyorlar!

Son seçimler de riski gören Cumhurbaşkanımız “ehveni şer!” diyerek boyun eğdi belki…

Ama eğmemeliydi!

“Canınız cehenneme!” demeliydi.

“Sizin himmetinizle gelecek iktidar yere batsın!” demeliydi.

Demedi… diyemedi… diyeceğe de benzemiyor!

 

Mehmez Görmez hocamız, “şerlerine lanet!” dedi ve sitemini, kahrını, kederini kalbine gömerek ayrıldı. 

 

Mehmet Görmez’in yerine gelecek Başkan inşallah bizi yanıltır ve bu söylediklerimize pişman oluruz!

 

Uydurulmuş dinin bayrağının yücelmesine, müntesiplerinin sevinç çığlıkları atmasına vesile olan dostlara bin sitem olsun!

 

Dediğim gibi;

Az sonra mahşer vardır! 

Hemen.. biraz sonra! 

Bakın bu yazı biter bitmez orda olabiliriz! 

Hepimiz her an’ımızı “az önce” diye hatırlayacağız orada!

Bekleyin.. az sonra.. 

Kısa bir hayat arasının hemen ardından… 

Lütfen şeytanın kanallarına zıplamayın!

Şirkin şubelerinin yayınları gözünüzü gönlünüzü karartmasın!

Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun.

Bekleyin ! Mahşer az sonra... Krallar, köleler, soytarılar, sizinkiler, bizimkiler... Hepimiz orada olacağız! 

Birazdan...