Filistin veya Gazze, ümmetin son yüz yılda en fazla kanayan yarası oldu. Şu an Suriye'de zalim Esed ve avanelerinin yaptığı zulümlerin bir benzerini İsrail yüz yılı aşkın bir süredir mazlum Filistin halkına yaptı ve yapmaya da devam ediyor.
Zulüm, sadece öldürmekle veya katletmekle olmaz. Filistinli mazlumlar en başta vatanları işgal edilmiş bir dünya mazlumlarıdır. Oradaki insanların işgalcilere rağmen ayakta kalmasını ise yalnızca Ahmed Yasin gibi Rantisi gibi iman erleri ile açıklayabiliriz. Ve bu insanlar bugün malesef birilerinin "manyak kafa" olarak tanımladıkları kafadan İsrail düşmanlarıdır. Zira İsrail, işgal devletidir, terör devletidir, zulüm devletidir. Ve her müslümanın bu terör devletine düşman olması gerekmektedir. Siyasi olarak ilişkiler olur, konuşulur, anlaşmalar yapılır veya yapılmaz... Bu bizim işimiz değil elbet...
Ama mazlum Filistin halkının belki de son çığlıklarına el uzatan Mavi Marmara'da bulunan müslüman veya gayri müslüm kim varsa ümmet adına büyük bir iş yapmışlardır. Bizler sadece Müslümanları değil bu yolda canını ortaya koyan Rachel Corrie'leri, Edward Said'leri ve Mavi Marmara'da Müslümanlarla birlikte duaya duran kilise papazlarını da bu insanlık mücadelesinin bir parçası olarak görüyoruz.
Ama birileri çıkıyor ve Mavi Marmara'da İsrail'in her türlü alçaklığı uygulamasına rağmen mücade eden ve ümmetin namusu olanlara dil uzatıyor.
Bu hastalıklı zihniyet Erdoğan'a çağrıda bulunuyor... Bu manyak kafalarla ilişkilerin kesilmesi lazım diyor... O hastalıklı zihniyetin sahibine sormak gerekir; Çağrı yaptığın Recep Tayyip Erdoğan, hangi olaydan sonra ümmetin en önemli siyasi lideri oldu? Davos... Yine soralım; Erdoğan, hangi olaydan sonra hangi ülkeye karşı verdiği tepki ile ümmetin yüreğine su serpti? Mavi Marmara'dan sonra İsrail'e verdiği tepkiden sonra...
Burada Erdoğan'ın Davos çıkışına da bir atıfta bulunalım... Bu hastalıklı zihine göre Erdoğan da Davos'taki çıkışından dolayı radikal midir, ya da "manyak kafa" mıdır? Evet zor sorular bunlar...
Erdoğan, hiç şüphesiz İslam aleminin gönlünde apayrı bir yere sahiptir. Özellikle Gazze'deki Müslümanlar onu kendi liderleri olarak görürler. Bunu bilmeyen yok... Gazze'nin nezdinde Mavi Marmara'nın apayrı bir yeri vardır. Ve onlar Erdoğan ve Mavi Marmara'yı ayrı düşünmezler. Şimdi soralım yine; Mavi Marmara olayından sonra o gemide bulunan ve birilerinin manyak kafa dediği bir yaralı kardeşimizin yanına giden hatta alnını öpen Erdoğan, o zihnin sahibine göre nedir veya kimdir?
Yine belirtiyoruz, Mavi Marmara'da bulunan herkes; hangi görüşten olursa olsun, hangi dinden olursa olsun vicdan adına, insanlık adına yola çıktılar ve bedel de ödediler. Onlar bu ümmetin namusudur...
İnsanlık adına bedel ödeyenleri karalayan şahıs ise bu ümmetin namusuna dil uzatmıştır. Özür dilemesi gerekir.
Son olarak, bu talihsiz açıklama ne bağlamda olursa olsun art niyetlidir ve malum açıklama Erdoğan'a da zarar verir. Yanlış anlaşılmalara yol açar. Bu açıdan siyasilerimizden beklentimiz bu zihniyete karşı hiç yoktan bir iki cümle de olsa tepki vermeleridir.
