MAUN SURESİNDEN ZİHNİME YANSIMALAR

TEFSİR OKUMALARINDAN NOTLAR

VAN 5.05.2015 10:04:46 0
MAUN SURESİNDEN ZİHNİME YANSIMALAR
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Yardımlaşmanın, yoksulu doyurmanın yetimlerle ilgilenmenin Cemaatler, Mezhepler, Dinler, Irklar ve Devletlerarası olmayıp evrensel olduğu
 
Fehmi YAĞLI
fyagli@hotmail.com
TEFSİR OKUMALARINDAN NOTLAR
Dini yalan sayan kimsenin toplumdaki fakir, yetim ve kimsesizleri imha edilmesi gereken fazlalıklar olarak gördüğü;
İbadet amaçlı yapılan hal ve hareketleri, gösterişe dönüştürmenin ilahi azara muhatap olduğu;
Allah cc için namaz kılanların sosyal hayatta çevresinde bulunan yoksul, yetim ve çaresizlere yardım yapıp yapmadığına bakması gerektiği;
Namaz kılan insan herhangi bir eşyasını veya el aletini gerektiğinde komşusuna ödünç vermesinin güzel toplumsal hareketlerden olduğu
Günümüz iktidar yetkililerinin dindar yaşantılarını istismar amaçlı makam, mevkii, imkan kapmak ve Onlara yaranmak için inanmadığı halde “namaz kılıyor” görüntüsü verenlerin lanetlendiği;
İbadet amaçlı yapılan ve vücut hareketlerinden ibaret olan namaz kılma esnasında zihnimizde Allah’ın cc tanrılığını, şahsımızın kulluğunu düşünerek geçirmek gerektiği;
Alışkanlık haline dönüştürdüğümüz ibadetlerimizi sıradanlaştırmadan en son yapılan ibadetin ilk defa yapıyormuş gibi heyecanını yaşamamız gerektiği;
Bazı toplulukların ibadet amaçlı yaptıkları merasimler de ki hal ve hareketlerin namaz yerine geçemeyeceği;
Toplumdaki sahipsiz ve kimsesizlerle ilgilenmemenin, onları hor görmenin ve itip kakmanın dini yalanlamak olduğu;
İbadetlerimizi Kuran’a uygun ve Peygamberimizden (a.s.) sahih olarak naklen gelen şekillerde icra etmemenin dini yalanlamak olduğu;
İktisadi, sosyal, dini hususlarda yaptıkları her türlü hal ve hareketleri “desinler” adına, etrafına çaka satmak ve gösteriş için yapanların dini yalanlama konumuna düşecekleri;
“Müslüman’ım” diyen kişinin günü yaşarken farkında olmadan hal ve hareketleriyle “Dini Yalanlayan Kişi” konumuna düşmemesi için dikkatli, hassas ve titiz olması gerektiği;
Kamusal alanda görev üstlenen kimselerin, bu görevlerini savsaklayıp insanların mağduriyetine sebep olmaları halinde kul hakkını ihlal etmiş olacağı; Vicdanımızın denetiminde olmayan, fıtratın ve yaşamın gerçeklerine aykırı yaşanacak bir ömrün dini yalanlamak olduğu;
Her insan reşit olduğu günden itibaren yaşadığı ömür, bir bütün olarak kendisi için dinidir önemli olan bu dinin “İslam” olması hususu;
Aklımızı kullanarak arzu ve isteklerimizi Kuranda belirtilen şekliyle benimseyip yaşantımıza yansıtmadığımız takdirde dini yalanlayan kişi konumuna düşebileceğimiz;
Yardımlaşmanın olmadığı, yetimlerin horlandığı, fakir fukaranın gözetilmediği, ibadetlerin gösteriş için yapıldığı zamanlarda ki toplulukların oluşturduğu otoriteler, insan fıtratına aykırı, ilkesiz, kuralsız, kanunsuz, bozuk sistemler olduğu;
Yetimlere ve kimsesizlere şefkatle yaklaşıp eğiterek topluma kazandırmak yerine zor ve şiddet kullanarak kontrol altına almanın dine, vicdana ve toplumsallar kurallara aykırı olduğu;
Dinde zorlama olmadığı halde dayatmacı bir zihniyetle zorla dini öğretmenin sonucu olarak kişilerin ibadette gösterişe yönelebileceği;
Dini öğretilerin ve ibadetlerin zoraki değil sevdirerek yapılması gerektiği;
Bir insanın gösteriş düşkünü, bencil olması çocuklukta aldığı terbiyeden ve eğitimden kaynaklandığı;
Çocuklar ana, baba, öğretmen gibi büyüklerin övgüsünü kazanmak için çaba sarf ederler; Büyükler çocukların bu gayretlerini Yüce Yaratıcının övgüsünü kazanmaya yönlendirmeleri halinde ideal nesiller yetişebileceği;
İnsanları kendine bağlayıp çevre ve çıkar edinmek için yapılan ibadetlerin ilahi vahiyle kınandığı;
İnsanın yaşadığı topluma karşı ve bizatihi şahsına karşı taşıdığı sorumluluklarının doğrudan dinle ilişkisi bulunduğu;
Dinin amacının kişiyi içerisinde yaşadığı insanlık alemine,kendisine ve ailesine karşı sorumluluklarının bilincinde bir yaşam sürdürmek olduğu;
Hac, Namaz, Oruç, Kurban, Zekât gibi ibadetlerin Mekke Müşrikleri döneminde de var olduğu ancak bu ibadetlerin birçoğunun şeklen ve manen değiştirildiği, Peygamberimizin değişikliğe uğrayan bu tür ibadetlerin tekrar İslam’a uygun hale getirmek için Allah cc tarafından görevlendirildiği;
Bedenen ve malen yapılan ibadetlerin Peygamberimizden uygulamalı olarak günümüze kadar intikal ettiğinden bu tip ibadetlerin yapılış şekillerinin tartışmaya açılmaması gerektiği;
Allah’ın cc Dini üzere yaşamak için bir araya gelerek insan toplulukları oluşturanların gerçekten bu amaç üzere olup olmadıklarını test etmek için yetimlere, yoksul ve aç insanlara yaklaşımlarını gözlemlemek gerektiği; Ayrıca topluluk üyelerinin maddi manevi paylaşımlarda bulunup bulunmadığına bakmak gerektiği;
Kişi, ibadet ve teatinde ki samimiyetinin ölçüsünü, yalnızken ki tutum ve davranışları ile insanlar arasında bulunduğunda ki tutum ve davranışları arasında ki farktan tespit edebileceği;
Kendi yaşantısını sürdürebilir konuma gelinceye kadar yardımını evladından esirgemeyen ana babanın “kimsesizi doyuran” “yetimi itip kakmayan” statüde değerlendirilebileceği;
Zihinsel yöntemle düşünce dünyamızda şekil ve hareketlere yansıtmadan aklımızı kullanarak içten ve derinliği olan bir hatırlayışla yapılan anma (zikr) gösteriş imkanı olmayan ibadet olduğu;
Namaz için yaptığımız vücut hareketleri zihinsel olarak dünyevi iş ve düşüncelerden kurtulup sadece Yüce Allah’ımızın cc Tek Tanrı  (Rabb) olduğunu, kulluğun sadece O’na yapılacağı ve yardımın O’ndan isteneceği bir konsantrasyonu ve anı (vakit) oluşturmak olduğu;
Teneffüs ettiğimiz havanın, hayatımızı sürdürdüğümüz sağlıklı bir yaşamın karşılığı olarak Allah’a borçlu olduğumuzun bilincinde olmanın Dinden olduğu;
Yardımlaşmanın, yoksulu doyurmanın yetimlerle ilgilenmenin Cemaatler, Mezhepler, Dinler, Irklar ve Devletlerarası olmayıp evrensel olduğu;