Kürtlere iktidarda yer yok mu?

Dikkatinizi çekiyordur koalisyon tartışmalarının içinde HDP hiç bir şekilde yer almıyor. Aldığı zaman ise olumsuz, bozucu, kabul edilemez bir faktör olarak değerlendiriliyor.

VAN 10.07.2015 14:05:59 0
Kürtlere iktidarda yer yok mu?
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Bu blokajı önce, AK Parti dışındaki siyasi partilerin birlikte hareket etmesi doğurdu. Blokajda ana unsur HDP'yi gayri meşru ilan eden MHP gibi görünse de, gerçeklerin tam öyle olmadığını kabul etmek lazım.
Örneğin AK Parti-MHP ve AK Parti-CHP ihtimalleri dışında, kağıt üzerinde iki koalisyon alternatifi daha var. Bunlar sırasıyla AK Parti-HDP koalisyonu ve AK Parti-CHP-HDP koalisyonu.
Bu alternatiflerle ilgili tek tavır seçim kampanyası sırasında “AK Parti'yle bir araya gelmeyeceklerini” ifade eden Demirtaş'tan gelmişti. Ancak seçim sonrası başkanlık sistemi ihtimali özellikle ortadan kalktıktan ve koşullar değiştikten sonra bu konuda hiç bir açıklama ve tartışma olmadı, büyük bir “sessizlik” oluştu. Böyle bir ihtimal yokmuş gibi davranılmaya başlandı.
Bu noktada belirleyici aktörün, daha çok koalisyon ihtimalleri arasında HDP'yi hiç telaffuz etmeyen AK Parti olduğunu söylemek gerekir. Bunun nedeni ise HDP'nin kendisine yönelik tutumundan çok, AK Parti'nin HDP'ye bakma biçimiyle ilgili.
Nedir bu biçim?
Üç unsurdan söz edebiliriz.
İlki bir tür güvensizliktir. Özellikle çözüm sürecinde sık temas kuran iki parti arasındaki mücadele sert olmuş ve güvensizlik faktörü bir türlü aşılamamış, hatta dönemde pekişmiştir.
İkincisi HDP'nin tüm iddia ve açıklamalarına rağmen Kürt Hareketi'nin “bağımlı bir değişken”i olma halidir. Kandil, Avrupa, İmralı ve HDP (ve etrafındaki çeşitli sivil örgütler ve meclisler) bu hareketin dört ayağını oluşturuyor. Bunlar arasındaki hiyerarşide HDP'nin üst ve belirleyici bir konumda olmadığı muhakkak. Başka bir ifadeyle HDP'nin Türkiyelileşme eğilimi ve arayışı önünde Kürt hareketi içinde özerk alan ve özgül ağırlık engeli var. Bu engelin oluşturduğu sorunlar ise ancak zamanla, deneyimle, yeni durumlara uyumla çözülebilecek meseleler. Mevcut durumda ise HDP'ye bir koalisyon AK Partililer açısından Kandil ve Öcalan'la politik işbirliği anlamına gelir ki, bırakın telaffuz edilmeyi akıllarına bile getirilemez.
Üçüncü unsur, değişik ülkelerde çözüm süreçlerini götüren siyasi iradelere nasıl ağır bir fatura çıkmışsa, son seçimlerde AK Parti'ye de bir miktar çıktığı gerçeği ve yanlış hamleler yaparsa daha çok kayba maruz kalacağı endişesinin bu partideki varlığıdır. Başka bir ifadeyle, siyasi iktidar kurmayları tarafından HDP'ye ülke yönetimine dair bir işbirliği milliyetçi-muhafazakar seçmen kitlesinin sınırlarının ötesinde bir durum olarak görülmektedir.
CHP açısından da HDP'ye bakışın çok farklı olduğunu sanmıyorum. CHP, HDP'nin dışarıdan desteğiyle AK Parti karşısına dikilecek bir azınlık hükümeti fikri üzerinde durmuş, HDP'yi yönetim mekanizmasında yer vermeyi tartışmamıştır.
Öte yandan seçimlerden önce HDP'ye dair beklentiler ile seçimlerden ortaya çıkan durum arasındaki farkın keskin olduğunu da teslim etmek gerekir. HDP, seçim öncesi simgesel bir ana muhalefet partisi ve yeni Türkiye'nin muhtemel önemli kurucu güçlerinden biri olmaya aday görülürken, beklenti bu istikametteyken seçim sonrası ortaya çıkan tablo tersi olmuştur. Nitekim HDP'nin barajı aşarken yoğun oy aldığı ilçe, il ve bölgelere bakıldığında buraların Kürt egemen alanlar olduğu görülür. Bu partinin Türklerden topladığı tepki oyu 1,5-2 puandan fazla değildir. Bu durumda sonuç HDP'nin tam bir Kürt, öyle demesek bile “Kürt meselesinin partisi”, Kürtlerin asli temsilcisi olduğu gerçeğidir.
Bu faktörler sonrası yapılması gereken ilk durum tespiti şudur:
HDP sistemin içine girme ve dışına itilme açısından arafta bulunmakta, bir paradoks yaşamaktadır. Bir Kürt unsuru ve partisi olarak iktidar mekanizmalarından uzak tutulması, böyle bir partiye ancak temsilci olarak, Meclis'te işlev biçilmesi hafife alınmayacak ilk sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır.