Kürt Siyaseti Öz Yönetim ve Hendekleri Tartışıyor

Ortadoğu kaynayan kazana dönüşmüş bütün uluslararası güçler Ortadoğuya doluşmuş, Bir kez daha tarih tekerrür etsin istemiyoruz. Biz Ortadoğu halklarının kaderi elinden alınsın istemiyoruz. Türk halkıyla Türkiye yönetimiyle strateji

VAN 27.12.2015 10:04:46 0
Kürt Siyaseti Öz Yönetim ve Hendekleri Tartışıyor
Tarih: 01.01.0001 00:00
 DİYARBAKIR—

Güneydoğu’da hendek ve operasyonlar nedeniyle gerilimin artması üzerine Kürt siyasetçiler konuyu masaya yatırdı. Demokratik Toplum Kongresi ‘özyönetim’ gündemiyle olağanüstü toplandı. Kongrede bir konuşma yapan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Türk halkıyla, Türkiye yönetimiyle stratejik bir kader birliği yapmak istiyoruz” dedi. Demirtaş, gelecek yüzyılda “Kürdistan’ın statüsü” olacağını iddia ederek, ”Belki federal devletleri, belki bağımsız devletleri olacak“ dedi.

Diyarbakır’da düzenlenen olağanüstü kongreye Kürt siyasetinin kurumlarından Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Genel Başkanları Hatip Dicle ve Selma Irmak, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ile milletvekilleri, belediye başkanları ve DTK üyeleri katıldı. Kongrede ilk sözü alan DTK Eş Genel Başkanı Selma Irmak, hendek ve barikatlara değindi. Irmak, başka çare kalmadığı için hendek yoluna başvurulduğunu belirterek, “Hendekler ve barikatlar insanların rahatlığından dolayı yapılmadı. Önümüzde hiçbir yol kalmadığı için yapıldı. Hendek ve barikatlar bir savunma gibi bir mesaj gibidir. Bu Kürt halkının Türk devletinin şiddetine karşı bir talebidir, bir yanıtıdır, bir mesajıdır. Valiyle, kaymakam ve askerinizle bu topraklara giremezsiniz, elinizi kolunuzu çekin. Biz size izin vermeyeceğiz, bu topraklarda hüküm sürmenize izin vermeyeceğiz. Devlete son kez sesleniyoruz, Gelin siyasi yollarla, müzakere yollarıyla Kürt halkının isteklerini tartışalım. Kürt artık statüsüz yaşamak istemiyor. Dilinin dışında eğitim görmek istemiyor. Varlığını ortaya koymak istiyor. Müzakere hazırız. Bu yol olmada önümüzde başka yollar da var. Bugün de bunu tartışacağız. Bugün bu yönlü tartışmalarımız olacak” dedi.

‘Bu sürece son vermek istiyoruz’

Daha sonra söz alan DTK Eş Genel Başkanı Başkanı Hatip Dicle ise bu sürece son vermek istediklerini söyledi. Dicle, çatışmaların sonlandırılmaması halinde bölgeye yayılma riskinin bulunduğunu söyleyerek, “Biz siyasetçiler ne yapabiliriz? Görüşme ve diyaloga dönüşmesi için hangi adımları atalım ki Kürt siyasetçileri halkımıza duyduğumuz sorumluluğumuzu yerine getirelim? Biraz daha taleplerimizi anlaşır kılmak adına nasıl detaylandırabiliriz, işte geçmişte yaptığımız şu yetkiler devlete kalmalı, demokratik özerkliğin gereği eğitimden sağlığa diye sıraladığımızı, hangi yetkilerin özerk bölgelere verilmesi konusunda tartışmak ve daha detaylandırma yönünde çabalayacağız. Belki bu son kez olur. Aklıselim hareket edilmezse hükümet ve devlet tarafından müzakereye çevrilmezse Ortadoğu'nun tüm yerine yayılır. Önce Kürdistan sonra Türkiye'nin metropollerine yayılacak. Bunu görüyoruz, içimiz öfkeli, yapılanlar kabul edilemez. Önderliğin gösterdiği özgürlük yollunda çözüm var diyoruz. Türkiye halklarına özyönetimle ilgili siyasi çözüm deklarasyonumuzu sunacağız” diye konuştu.

0:00:00

Neden hendek?

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise konuşmasında hendekleri savundu. Demirtaş, Türkiye ile kader birliği yapmak istediklerini belirterek, “Öz yönetim küçümsenemez, katliama karşı hendekteki, barikattaki duruş ve kavrayıştır. Özerklik eşittir hendek barikat değil, özerklik onurlu yaşamaktır. Bunu aklından bile geçirenleri yok edeceğim diyenlere hendek, barikat çok değil. Ne yapacaklardı peki? Siyasetle çözelim desinler amenna. Masaya öz yönetimin özünü bile getirmedirler. Asla tartışmayız dediler. Zurnanın zırt dediği yere geldik Dolmabahçe mutabakatıyla artık bunun tartışılacağı noktaya geldik. Talepler nedir tartışalım, hadi işin esasına girelim deyince kıyamet koptu. Sayın Öcalan, bu kıymetli bir görüşme sürecidir lütfen kandırmaya oyalamaya dönüşmesin diyordu.

Ortadoğu kaynayan kazana dönüşmüş bütün uluslararası güçler Ortadoğuya doluşmuş, Bir kez daha tarih tekerrür etsin istemiyoruz. Biz Ortadoğu halklarının kaderi elinden alınsın istemiyoruz. Türk halkıyla Türkiye yönetimiyle stratejik bir kader birliği yapmak istiyoruz. Geleceğimizi beraber belirlemek istiyoruz. Rojava’da da burada da, tarihi bir güvenle önümüzdeki yüzyıl artık diğer halkların da eşitliğini temel alarak bir arada yaşayacak bir çözüm üretelim. Bugün hendekleri küçümseyenler, 30'dan fazla İmralı'da ziyaretimiz oldu, bu kadar Kandil ziyaretimiz Ankara’da temaslarımız oldu. Niye siyaseten çözmek varken hendek kazmışlar. 2 buçuk yıl bizim yapmadığımız şey kalmadı. Ne oldu sonunda; bizi barajın altında bırakmak için ellerinden ne geldiyse yaptılar. Bombalar, katliamlar, tutuklamalar yaptılar. Siyasetçilerimizi yok saydılar, hor gördüler. Buna rağmen o zor koşullarda AKP'yi iktidardan düşürmeyi başardık. Ankara'da görüşmeye açık bir hükümet var da biz bunu değerlendirmiyoruz, hendek kazdık sanıyorlar. Yok böyle bir şey. Yaşanan ölümlerden, kentlerin tarihinin yok olmasından en fazla biz sorumluyuz siyasetçiler olarak. Biz bunlardan memnun muyuz? Bizim eksikliğimiz, mahcubiyetimiz Ankara'ya karşı değil halkımıza, direnenlere karşıdır. Kürt gençleri bu bilinçle bu yaşananlarla yola çıkıyorlar. Zerrece Ankara'da konuşma umudu kalmadığı için, masayı devirip yerine tank koyduğu için isyan ediyor insanlar. Direnişin geleceği ne olacak? Bunun dışındaki tartışmalar bizi geri götürür. Madem hasta ameliyat masasına yatırıldı, defalarca denedik ilaç verdik olmadı. Madem ameliyat masasına yatırdık, iyileşmeden kalkmayacak. Bu direniş zaferle sonuçlanacak, herkes halkın iradesine saygı duyacak. Bizler çocuklarımıza sorun bırakma utancını bırakmak istemiyoruz. 10 yıl 50 yıl sonra analarımız hala cenaze alıyorsa o çocuklar bize lanet okursa haklıdırlar. Gün bugündür. Devletin tankları, topları, orduları var doğru bizim kararlılığımız, haklılığımız, meşruiyetimiz var. Halkın ittifakı, iradesi silahtan daha güçlüdür. Bu kağıttan kaplanların ucuz kahramanlıklarını sonu gelmiştir” diye konuştu.

‘Kürtler statü sahibi olacak’

Gelecek yüzyılda Kürtlerin statü sahibi olacağını savunan Demirtaş, ”İki temel konu var. Birincisi Kürtlerin statü meselesi ve Türkiye'nin tamamının ilgilendiren idari yönetim. Bu ikisi özerklikle ilgilidir. Nasıl bir yönetim inşa edebiliriz, bunları hatırlatmak ve dünyaya hatırlatmak için bu toplantı çok önemli olacaktır. Kürtler artık kendi coğrafyasında siyasi irade olacaktır. Kürdistan kendi küllerinden doğuyorsa, Kürdistan Ortadoğu'nun orta yerinde bir güneş gibi ışıldıyorsa dostlarımız, et ve tırnağız diyenler bundan mutluluk duymamalı. Güç verilmeli, omuz omuza olunmalı. Gelecek yüzyılda Kürdistan statüsü olacak. Belki federal devletleri, belki bağımsız devletleri olacak” şeklinde konuştu.

İki gün sürecek toplantı daha sonra basına kapalı devam etti. Toplantıda alınacak kararlar deklarasyonlakamuoyuna duyurulacak.