“Kürt olduğum için bedel ödedim”

AK Parti Van Milletvekili Adayı Faruk Alpaslan, bir dönemler ülkedeki Kürt vatandaşlarının ırklarından dolayı büyük sıkıntılar yaşadığını belirterek, 'Ülkemizde bir dönem dünyaya gelen her Kürt potansiyel suçlu olarak muamele gö

VAN 5.05.2015 16:45:13 0
“Kürt olduğum için bedel ödedim”
Tarih: 01.01.0001 00:00
Seçim çalışmaları kapsamında Van'ın Gürpınar İlçesinde mahalle muhtarları ile düzenlenen toplantıya katılan AK Parti Van Milletvekili Adayı Faruk Alpaslan, AK Parti Hükümetleri ile Türkiye'de Kürtlerin potansiyel suçlu gibi görüldüğü dönemin kapandığını söyledi.
 
AK Parti Gürpınar İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen muhtarlar toplantısının açılış konuşmasını yapan İlçe Başkanı Halit Toktaş, muhtarların taşıdıkları sorumluluk ve yerine getirdikleri görevler nedeniyle AK Parti için her zaman değerli olduğuna dikkat çekti.
Muhtarlara hitaben yaptığı konuşmada, bu coğrafyada yaşayan insanlara hizmet etmeyi kendisine şiar edinmeyen ve doğruları bir kenara atanların başarılı olamayacağına dikkat çeken AK Parti Van Milletvekili Adayı Faruk Alpaslan, "Köylerimizin sorunlarını çözebilmemiz, köylerimizi geliştirebilmemiz, daha huzurlu bir yaşamın oluşabilmesi için bizim halkımıza hizmet etmemiz gerekiyor. İhmal edilmişliğin en büyük acısını biz çekiyoruz. Ayrıca çok büyük bedeller ödendi" dedi.
 
ALPASLAN, "HAKLARIMIZ SİVİL ANAYASA İLE TEMİNAT ALTINA ALINACAK"
Bir dönemler tüm acıların ve baskıların sadece Kürt oldukları için yaşandığının altını çizen Faruk Alpaslan, "Bizler Kürt olarak dünyaya gelirken ne annemizi babamızı, ne coğrafyamızı, ne de erkek veya bayan olup olmamayı seçme hakkına sahip değildik. Bize 'Kürt mü, Türk mü, Arap mı, Acem mi olmak istiyorsun?" diye sorulmadı. Çünkü bunlar dünyaya gelişimizde bizim elimizde olan şeyler değil. Allah bize "Bir birinizi tanıyasınız diye kabile kabile yarattım" diyor. Ancak ülkemizde bir dönem dünyaya gelen her Kürt potansiyel suçlu olarak muamele gördü. Ben de bunun bedelini ödeyen bir ailenin mensubuyum. İlk bedelimiz amcamın oğlunun öldürülmesi ile oldu. Diğer amcamın oğlu Ankara'da, bir diğer amcamın oğlu Danimarka'da öldürüldü. Biz bedel ödemeye 80'li yıllardan önce başladık.  Kürt'ün kültürünün, varlığının, dilinin asimilasyon olmaması için mücadele ederken öldürüldüler. Ağabeyim, 'Zilan Deresi'nde bundan sonra kan seli değil, sevgi seli akacak. Silahlar yerine kalemler konuşacak' dediği için öldürüldü. Çok ağır bedeller ödedik, ancak kan ve ölüm üzerinden çözüme ulaşmamız hem mümkün değil, hem de doğru değil. Şimdi dönüyoruz doğuştan var olan haklarımızın alınmasına. Görüşmelerle, müzakerelerle çözüme ulaşmak ise, haklarımızın teminat altına alındığı sivil bir anayasanın yapılabilmesine bağlıdır.  Anadilde eğitimden tutun, kültürel kimliklerimize kadar, temel insan haklarımızdan tutun, evrensel insani özgürlüklerimize kadar, Kürt realitesi ülkemizin bütünlüğü içinde sağlanacak. Batıdaki huzur, yatırım, yaşam düzeyi ve gelişmişlik ne ise, bizim bölgemizde, ilçemizde olması için çalışıyoruz. Bunu sağladığımız zaman, gençlerimiz artık ölmenin acısı yerine, mesleki eğitim alarak, iş kaygısı taşımadan, yuvasını kurup huzurlu bir yaşam sürmeye başlayacak" dedi. 
 
ALPASLAN, "BİZİM EN BÜYÜK FABRİKALARIMIZ OKUL"
AK Parti döneminde yapılan okul sayılarının Cumhuriyet tarihinde yapılanlardan fazla olduğuna dikkat çeken Faruk Alpaslan, "Okul sayılarına bakın Cumhuriyet tarihinde en çok okul 13 yıllık AK Parti döneminde yapıldı. Bizim en büyük fabrikalarımız okul. Çünkü cehaleti kaldırabilmemiz için eğitime çok önem büyük önem vermeliyiz. Huzurumuz kalıcı, insanımız eğitimli olsun. Huzurumuz olursa yatırım gelir, insanımız eğitimli olursa her türlü sorunumuzu üreterek çözebiliriz. Bunun en güzel örneği ise insan odaklı siyaset anlayışı ile AK Parti dönemi. Hastanelerimizde numara kuyruğu, ilaç kuyruğu bekler durumdan, sağlık alanında Van'da yapılan yatırımlar ile komşu illerin ve bölge ülkelerinin sağlık hizmeti almak için geldiği il durumuna geldik. Bizim meselemiz ve en büyük projemiz huzurun kalıcı hale gelmesi. Huzurla birlikte tüm eksiklerimizi tamamlayıp insanca yaşam için var gücümüzle çalışacağız" dedi.
 
ALPASLAN, "VİCDANIMIZLA HUZUR VE REFAH İÇİN ÇALIŞACAĞIZ"
Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birlik Başkanlığı da dâhil olmak üzere 5 tane görevi bırakıp halka hizmet sorumluluğuna talip olduğunu belirten Faruk Alpaslan, "Sizler muhtar olarak köy ve mahallelerinize hizmet için muhtarlık sorumluluğu alıyorsunuz. Konumlarımız farklı olsa da sorumluluklarımız aynı. Çünkü hepimiz halkımıza hizmet etmek için yola çıktık. Yaptığımız güzel ve hayırlı hizmetler ile Allah nezdinde şehitlik mertebesine ulaşabilecek kadar sevap işleyebiliriz. Doğmamış çocuktan tutun da,  gelecek nesillere yansıyacak hizmetlerin sorumluluğu hepimizin boynunda. Başta ben olmak üzere sorumluluklarını hakkıyla yerine getiren cennetliktir, yerine getirmeyeni de, ne kıldığı namaz, ne okuduğu Kur'an kurtarmaz. Allah demiş 'Ben kendi hakkımı affederim, ancak kul hakkı ile gelme'. Bizim bulunduğumuz görevlerin konumu nedeniyle herkesten helallik alabilme şansımız da yok. Bu nedenle elimizi vicdanımıza koyup, Allah rızası, huzur ve refah için hizmet edeceğiz" dedi. 
 
ALPASLAN, "ŞİMDİ DESTEK VERİN, SONRA HESAP SORUN"
Başkanlık görevleri sırasında verdiği hizmetler nedeniyle muhtarlar başta olmak üzere bir çok kimse ile tanışıp sohbet etme imkanı bulduğunu ifade eden Faruk Alpaslan, "Şimdi sizleri yine hasbihal etmek için davet ettik. Sizin temsil ettiğiniz halkın isteklerini sorunlarını dinlemek ve çözebilmek için buradayız. Belki bugün biz sizden oy isteyeceğiz, ancak yarın yüz yüze geldiğimizde 'Başkanım sen bu sözü bize verdin. Sen makul, meşru ve mantıklı olan toplumu ilgilendiren bu istemlerimizde bize ne kadar sahip çıkıyorsun? Özellikle gelişmemiş ihmal edilmiş iki ilçemiz olan Gürpınar ve Başkale ile ilgili bu istemlerimizi neden yerine getirmiyorsun?' diye sitem edip hesap sormak hakkınız" dedi.  
 
ALPASLAN, "BAŞKALE VE GÜRPINAR'A HİZMET ETMEK HAYSİYET MESELESİ"
Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu içerisinden istifa edip aday olan tek temsilci olduğuna değinen Faruk Alpaslan, "Seçilirsem tüm esnaf teşkilatının yanı sıra Van'ın da vekili olacağım. Ancak Gürpınar ve Başkale'ye hizmet etmek benim için ayrı bir şeref namus ve haysiyet meselesi olacak. Çünkü ben insanımın, muhtarımın nasıl bir baskı ve zulüm altında olduğunu biliyorum. İki tane koyunu olanın bir koyununun nereye gittiğini biliyorum. AK Parti'den aday olmak, Kürt realitesinin bölgemizde yaşadığı sorunları taviz vermeyecek şekilde yüreğimizde hissetmek demektir. AK Parti'nin çözüm sürecindeki samimiyetine inanıp bu dava ile birlikte olduğum için hiç kimse, ne Kürt düşmanı, ne de ihanetçi ilan edebilir. İhanetçi odur ki, demokratik haklarını kullanmak isteyen halkımıza, demokratik görünüm altında baskı yaparak özgürlüklerini kısıtlamaktır. Oy kullanmak insani ve vicdani bir tercih meselesidir. Özgürce çözüm sürecinin tamamlanması, huzur ve refah için vicdanı rahat bir şekilde oyumu kullanıyorum diyebilmeliyiz" dedi. 
 
ALPASLAN, "EL ELE VERİP HALKIMIZA HİZMET GETİRELİM"
AK Parti'den aday olmanın memlekete hizmete etmek demek olduğuna vurgu yapan Faruk Alpaslan, "AK Partiden aday oldum diye bu memleketten uzaklaşmadım. Allah nasip eder seçilirsem siyasetimiz hizmet etmek olacak. Gürpınar Belediye Eş Başkanı Zeki Yıldız ile ne bir ideolojik, ne de her hangi bir şekilde hiçbir husumetim olmamış, olmaz da. Zeki Yıldız'a 'Ben genelde, sen yerelde iktidarsın. Ama ikimizden de hizmet bekleyen halkımız var. Gel sen benden iste, ben oradan getireyim, sen de burada millete hizmet et. El ele verelim bu memlekete hizmeti getirelim, her köyümüze hizmet götürelim' diyeceğim" dedi.
Sorunlar dile getirildiğinde sadece 4 tane AK Partili milletvekilinin isminin geçtiğine dikkat çeken Faruk Alpaslan, "Van'ın 4 tane mi vekili var? Van'ın 8 tane milletvekili var, neden 4'e indiriyorsunuz? Aysel Tuğluk neden hiç akla gelmiyor? Hiç kimse demedi ki Aysel Tuğluk bize ne yaptı? Kemal Aktaş'ın kişiliğine saygı duyarım, ancak bir milletvekili kontenjanı bir sezon kapandı gitti. Kemal Aktaş ne yaptı bir söyleyin? Neden onlardan kimse hizmet isteyemiyor?" dedi.
 
ALPASLAN, "HALKIN DERDİ BİZİM DERDİMİZ OLACAK"
Din, dil, ırk, aşiret, mezhep, siyaset ve ideoloji ayırımı yapmadan hizmet bekleyen halka Allah rızası için hizmet edilmesi gerektiğini söyleyen Faruk Alpaslan, "Devletin paletli ambulansı varken halkımız hastasını, cenazesini neden belinde alıp götürsün? Biz siyasetçiler ve yöneticiler olarak bizler halkla, kurumlarla, valiliklerle, Ankara ile bu diyalogları kurarak devletin imkânlarını halkımızın hizmetine sunmamız lazım. Halkın derdini kendimize dert edinmeden iş yapamayız. Örneğin, Gürpınar sınırları içerisinde yapım kararı alınan Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ile Van - Gürpınar yolu üzerinde kurulan Tekstil Kent gençlerimizin iş kapısı olacak. Bunun gibi birçok yatırımcıyı bölgeye getirmek, yatırımlarına destek olmak, yanlarında durmak, gençlerimizi iş güç aş ve yuva sahibi yapmak için bizim görevimiz değil mi?" diye sordu.