'Kürt meselesinde derede boğulmayalım'

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, çözüme yaklaşıldığı bu süreçte daha dikkatli olunması gerektiğini söyledi...

VAN 10.02.2013 17:57:49 0
Tarih: 01.01.0001 00:00

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Kürt sorunu ve İmralı süreci konusunda yakınındaki en kritik isimlerden biri olan Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, BDP’ye süreç konusunda tarihi bir çağrıda bulunan Akdoğan, “Çözüm isteyen herkesin bu süreçte sorumluluk ve fedakarlık duygusuyla hareket etmesi gerekir. Bu noktada sen-ben çekişmesine girmek, meseleyi kişiselleştirmek fayda değil zarar getirir. Nefisler geri planda tutulmalı, sonuca odaklanılmalı” dedi.

'Hesap veremezler'

Hürriyet gazetesinden Metehan Demir'e konuşan Akdoğan “Süreci sıkıntıya sokan veya boşa düşürenler ne topluma hesap verebilirler, ne de tarihe.. Önümüzde daha alınacak çok mesafe var, elbirliği ve karşılıklı anlayışla süreci güçlü bir şekilde sürdürmeliyiz” diyerek şöyle devam etti:

“Başbakanımız çok büyük bir cesaret ve kararlılıkla bir süreç başlatmıştır. Bu, kaybedeni olmayan bir süreçtir. Bunun sonucunda Türkiye kazanacaktır, 76 milyon Türkiye toplumu kazanacaktır. Düne kadar söylenen Başbakan’ın böyle bir süreç başlatması gerektiğiydi, süreç başladı. BDP ve Kandil, Öcalan’la görüşülmesine vurgu yapıyordu, Öcalan’la görüşmeler de başladı. BDP’nin bu sürecin parçası olması isteniyordu, bu da oldu. Bugüne kadar farklı iktidarlar,  İmralı ile daha düşük profilde ve muhtevada da olsa bazı görüşmeler yapıyorlardı. Ama bu kadar sonuç odaklı bir süreç hiç yaşanmadı ve BDP bu şekilde sürecin parçası hiç yapılmadı. Bunun kıymetini takdir etmek ve durumu doğru anlamlandırmak gerekir. Denizi geçip derede boğulmamalıyız.

'Vekiller kurumsal düşünsün'

Bu süreç, BDP’nin de daha etkili ve sahici bir siyasi aktör olmasına katkıda bulunacaktır. Siyasi polemikler sadece enerjimizi tüketir. Düne kadar kendileri adına Öcalan’ın en güçlü temsil kabiliyetine sahip olduğunu söyleyenler, bugün kendilerini olmazsa olmaz gösterirlerse yanlış yaparlar. Benim düşüncem, BDP’deki her milletvekilinin kurumsal temsil kabiliyetine sahip olması gerektiğidir.

'Hassasiyet dayatma değil'

Hükümetin, sürecin hassasiyetlerini gözeten bir duyarlılıkla hareket etmesi, bir dayatma veya müdahale gibi algılanmamalı. Sürecin sorumluluğu öncelikle siyasi iktidara aittir ve iktidar da sonuca ulaşabilmek için büyük bir titizlikle hareket etmektedir. Bu konuda oluşan büyük halk desteğinin devam edebilmesi de belli duyarlılıkları gözetmeyi gerektiriyor. İnanıyorum ki, süreç ilerledikçe bugün gereksiz yere takıntı yapılan bir çok konu anlamsız hale gelecektir.”