Kürdistan’dan Verilen Mesaj!

Kürdistan ve Türkiye genelinde Kürtler kime oy verdi? Nasname sitesinde yer alan çarpıcı yorum:

VAN 3.04.2014 11:17:26 0
Kürdistan’dan Verilen Mesaj!
Tarih: 01.01.0001 00:00

30.03.2014 tarihinde yapılan Yerel Yönetimler seçimi, Hükümete karşı bir referanduma dönüştürüldüğü için genel seçim, hatta güven oylaması gibi değerlendirilmelidir daha çok.

Türkiye’de başını derin Kemalistlerin çektiği, CHP ve Fethullah Gülen’in açık işbirliği yaptığı, envai türden sol Kemalist’in desteklediği kirli ittifak, MHP’den de (belli şehirlerde) açık destek aldı. Tek amaçları AKP’yi devirmek olan bu kirli ittifakın ileriye yönelik hiçbir değişim vaadi yoktu; kaybedilen Kemalist mevzileri tekrar kazanmak ve olası değişimlerin önünü keserek statükoyu yeni bir yüzle korumaktı tem amaçları. Bu açıdan bakıldığında kirli ittifak amacına ulaşmadığı gibi ciddi bir darbe de yedi. Çünkü her türlü enstrümanı kullanarak ve gizli tüm ilişkilerini deşifre ederek, tüm güçlerini kullanarak adeta son hamlelerini yapmış oldular. Sonuçlar, tüm olumsuzluklarına karşın AKP’nin alternatifsiz olduğunu gösterdi. Seçmen, ‘eksiklerine karşın AKP olabilecek en iyi seçenektir’ mesajını vermiş oldu.

Kürdistan’dan Verilen Mesaj!

Kuşkusuz ki bizim açımızdan önemli olan Kürdistan illerinde alınan sonuçlar ve Kürdlerin seçimlerde hangi mesajı verdiğidir.

Kürdlerin büyük bir bölümü (yüzde 75 gibi) yine AKP’den yana oyunu kullandı. Kürdistan’ı kazandığı belediyelerle sınırlı gören ve buna göre değerlendirme yapıp “başarılı” olmuş gibi bir algı yaratmaya çalışan BDP, Kuzey Kürdistan’da ancak oyların yüzde yirmisini aldı. Ki bu oran son yıllarda aldığı sabit bir oran neredeyse. BDP’nin Türkiye geneli hesaplamasında yüzde 6 oy olması ve bunun 3.000 000 (üç milyon) oyun altında olması Kürdistan’da aldığı oy oranı hakkında ortalama bir fikir veriyor.

13.000.000 Kürd seçmen olduğu düşünülürse (ki bu rakam asgari bir rakamdır) BDP’nin oyu yüzde yirmi civarındadır. AKP’nin yüzde 70, BDP'nin yüzde 20 oy aldığı düşünüldüğünde, geriye kalan yüzde 10’luk oran da CHP’ye ve diğerlerine gitmiş oldu. CHP bu oyları daha çok Malatya, Adıyaman, Antep ve Dersim, Erzincan gibi illerden aldı...

Hakkari, Şırnak gibi illerde 16-18 bin oy ile Dersim gibi bir ilde 7-8 bin oy ile Belediye Başkanlığı kazanmanın genel oy oranını faza etkilemesi beklenemez. Ciddiye alınabilecek oy oranları Amed, Mardin, Van gibi Büyükşehirlerde söz konusudur. BDP’nin bu illerdeki başarısı; Antep, Erzurum ve Urfa gibi illerde uğradığı hezimeti ve AKP’nin ciddi oy farkını ortadan kaldırmaya yetmiyor. BDP, Erzurum, Malatya, Elazığ, Bingöl, Maraş Adıyaman, Erzincan gibi şehirlerde nerdeyse varlık bile gösteremedi. Kuzey Kürdistan bir bütün olarak düşünüldüğünde AKP’nin mutlak üstünlüğü tartışma gerektirmeyecek şekilde açıktır.

Neden AKP?

Kürdler, cumhuriyetten beri tüm olumsuzlukları Kemalist iktidarlar döneminde yaşadı. AKP ile birlikte kısmi bir rahatlama gören ve silahların susma olasılığına fark eden Kürdler, bu işin, kirli savaşın ancak AKP ile biteceğine inanıyor. AKP döneminde yaşanan Roboski gibi katliamlar Kürdlerde büyük bir öfkeye neden olsa da, bu öfke AKP’den her açıdan daha saldırgan ve kalıcı bir şekilde yıkıcı olan Kemalistlere yönelmeye neden olmadı.

AKP’ye oy veren Kürdler; sistem partileri içinde görece en ılımlı, yine sistem partileri içinde kültürel olarak kendilerine en yakın ve en önemlisi de yıllardır yaşanan ve sadece Kürdlere zarar veren devlet-PKK danışıklı savaşını sona erdirme noktasında en inandırıcı olduğu için AKP’yi tercih ettiler.

BDP’nin çok önem verdiği bu seçimlerde umduğunu bulamasa da, geçmişte sahip olduğu oy oranını korumuş olmasını da doğru okumak gerekiyor. Tepeden aday atama ve geçmişi karanlık kişileri partiye katmakla başlayan huzursuzluk BDP tabanında ciddi tepkilere neden olsa da, bu tepkiler olduğu gibi sandığa yansımadı. BDP’nin politik olmaktan ziyade duygusal olarak Kürdleri etkileme çabası bu seçim sürecinde de kendini gösteri. 15-25 yıl önce hayatlarını kaybeden gerillalar için ikinci, bazen de üçüncü kez taziye çadırlarının kurulması, BDP’nin duygusal atmosfer yaratıp bundan yararlanma çabasının somut göstergesiydi. BDP’ye oy verenlerin genelde kendi çocuklarına sahip çıktığı, hayatını kaybedenlerinin anısını yaşattığı duygusu, politik söylemlerden etkilenmelerinden çok daha belirleyicidir.

BDP’ye oy verenlerin bir başka gerekçesi de, silahların susmasında BDP’nin de olumlu bir rol oynayabileceğine dair inançlarıdır. Bu nokta kuşkusuz ki çok önemlidir. Hem AKP hem de BDP’ye oy verenlerin ortak bir noktasıdır, silahların susma olasılığı. Bu demek oluyor ki, BDP tabanı dâhil hemen hemen bütün Kürdler kirli savaşın bitmesini istiyor.

BDP’ye oy veren Kürdlerin, duygusal nedenlerinin politik söylemlerden ve programdan önce geldiğinin bir başka göstergesi ise, HDP projesine gereken ilginin gösterilmemiş olmasıdır. Batı’da HDP adıyla seçimlere giren BDP, ne Türk solundan bir katkı alabildi ne de tabanını olduğu gibi HDP’ye yöneltebildi.

Kuşkusuz ki BDP tabanının ‘HDP projesine’ sıcak bakmaması çok önemlidir. Tüm olumsuzluklarına ve Kürdistani olmayan politik söylemlerine karşın ‘BDP’nin bir Kürd partisi’ olduğu algısı BDP’nin sahiplenilmesinde etkendir. Bu durum, halkın “demokratik Özerklik” gibi entegrasyon projelerine ilgi göstermediği, demokratik özerklik ve benzeri söylemlerin politik bir manevra olabileceği veya bu söylemin Kürdlerin ulusal haklarıyla ilgili olabileceğine dair inanca sahip olduğunu gösteriyor.

HDP projesinin red edilmesi, Kemalizm’in Kürdler içinde yeşeremeyeceğini göstermiştir. Bu açıdan bakıldığında, BDP’nin Kemalist söylemlerde ısrar etmesinin, Kemalist politikalara sarılmasının kendi sonunu hazırlaması olduğu açıktır. Geçiş döneminde BDP ile keskin bir hesaplaşmaya girmeyen Kürdler, silahlar kalıcı olarak susup duygusal atmosfer dağıldığında ve PKK/BDP politikalarının ulusal bir içerik taşımadığı anlaşıldığında açık tavrını ortaya koyacaktır. Bu açıdan bakıldığında BDP ya köklü bir değişime giderek Kürdistani bir tutum alacak ya da ilk fırsatta siyasi etkinliğini kaybedecektir.(nasname)