Bazı zamanlar vardır; bütün kırgınlıkları bir kenara bırakıp topyekün mücadele etmek gereken…
Çoğumuz hem kişisel hem toplumsal sorunlar yaşarız yaşadığımız toplum içinde. Bazen yaşanan bu sorunlar bireysel ve toplumsal manada yabancılaşmayı hatta çatışmayı beraberinde getirir. Kimi zaman kişisel sorun yaşadıklarımıza darılırız, onlara küseriz, onlarla konuşmayız, öteleriz, nefret ederiz hatta kavga da ederiz.
Kimi zaman da belli bir topluluk adına başka bir topluluk ile ilgilimizi ilişkimizi keseriz, fikirsel mücadelelere gireriz, çeşitli alanlarda çatışmalara bile neden olabiliriz.
Tüm bu yaşananlar kişilerin veya toplulukların fikirsel ve duygusal farklılıklarından kaynaklanan ufak sorunların büyütülmesi ve çıkışı olmayacak bir raddeye gelmesinden dolayıdır ki çözümsüzlüğe sürükler. Bu tür durumların birçok psikolojik ve sosyolojik çözümlemeleri vardır elbet. Çatışma ve gruplaşmanın zihinsel arka planındaki sebepler zinciri insanı yalnızlaştırırken toplumu ise daha marjinal ve çatışmacı hale getirir. Bunun sonucu ise ruhsal kaosun doğurduğu ve daha yıkıcı olan toplumsal kaostur ki modern toplumların ana sorunlarından bir tanesidir.
Sözün burasında kocaman bir fakat ile devam etmek gerekecek.
Tüm bu çatışmacılık, tahammülsüzlük ve cedel ortamında Allah’ın müdahalesi ve imtihanı yetişir imdada. Allah, bazen kişileri ve toplumu öyle bir şeyle imtihan eder ki; aslında fırsatların tükenmeye yüz tuttuğu bir ortamda o imtihan apaçık bir fırsata dönüşür.
İşte Kudüs imtihanı tam da böyle okunmalı. Bu olay bizim imtihanımız. Bu olay bizim kişisel ve toplumsal kırgınlıklarımızı, çatışmalarımızı ve tahammülsüzlüklerimizi bir kenara bırakarak tek ses olup olmayacağımızın imtihanıdır.
Kudüs, şimdi işgal altında ve tarihin belki de en vahşi terör devleti olan İsrail’in başkenti olarak tarihe geçecek. Fakat bu musibet ortamı yepyeni bir dirilişe gebe olabilir. Zira karanlığın en zifirisidir aydınlığın yarılıp çıktığı an…
İşte Müslümanlar ve Müslümanların hali pür melali…
Asırlardır farklı siyasi ve taassubi nedenlerin birbirine kırdırdığı bir topluluk Müslüman alemi… Ve işte Kudüs vesilesi ile Allah, sanki Müslümanlara son bir uyarıda bulunuyor… Artık kişisel ve toplumsal kırgınlıklarınızı bir kenara bırakın. Hiç olmazsa bugün biraz öteleyin bazı konuları. Hiç olmazsa biraz erteleyin tartışmalarınızı, kavgalarınızı, küskünlüklerinizi ve Müslümana yakışır şekilde önce birbirinize merhamet etmeyi, birbirinizi affetmeyi öğrenin. Ve ardından karanlığı yarmak için zalimlere karşı duruşunuzu gösterin diyor…
Ve işte Allah bunu kitabında asırlardır zihinlere defaatle sesleniyor;
“Muhammed Allah'ın Elçisi'dir ve onun safında olanlar, hakkı inkar edenlere karşı kararlı ve ödünsüz, birbirlerine karşı ise çok merhametlidirler. Onları hep rüku ve secde halinde Allah'ın kerem ve rızasını ararken görürsün; onların nişanları yüzlerindeki secde izleridir…” (Fetih Suresi 29)
Haydi şimdi kırgınlıkları bir tarafa bırakın ve Kudüs için küslerinizle barış için adım atın ki Kudüs, yeniden Dar-us Selam (barış yurdu) olsun… Vesselam.hilal haber
