Küçük: Hüda-Par ile PKK çatışması planlandı, ama tutmadı!

Orta Doğu ve Türkiye çok kritik bir süreçten geçiyor. IŞİD, Kobani'yi ele geçirmek üzere iken Türkiye'de çıkan olaylarda 35 kişinin hayatına mal oldu. Asıl amaç HÜDA-PAR ile PKK arasında savaş çıkarmaktı. Gezi, 17-25 Aralık Operasyonlarında denen provokasyon bu sefer Kobani için devreye sokuldu. 20 aya yakındır barış sürecinde elde edilen tecrübe bu provokasyona izin vermedi.

Diğer taraftan ABD ve batı müttefiki IŞİD konusunda havadan bombalama yapıp, Türkiye'yi IŞİD'e karşı kara savaşına itmeye çalışıyorlar. İlginç olan Türkiye'de bazı sol / sosyalistler, muhalefet partileri CHP ve HDP daha önce savaşa şiddetle karşı olurken Kobani'de Türkiye askerinin savaşmasını istemeleri AK Parti hükümetinin belki bu şekilde zayıflatılacağı düşüncesi ne yazık ki amaçlıyorlar…

Bütün bu girift konuları Yeni Şafak gazetesi yazarı Cem Küçük değerlendirdi.

Son günlerde olup biten olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok açık bir şekilde HDP'nin ve PKK'nın net bir provakasyonu var. Çözüm süreci bundan iki hafta önce resmi gazetede yayınlanıp yasallaştığı halde PKK'nın böyle bir eyleme girişmesinin kabul edilebilir hiçbir tarafı yok. Kobani'yi bahane ediyorlar. Elbette Kobani'de bir insanlık dramı var ama orada sivillerin linç edildiği, katledildiği söyleniyor. Halbuki 45 bin nüfusu var ve toplamda 180 bin kişi Suruç'tan Türkiye'ye giriş yaptılar. Dolayısıyla böyle bir katliam yok. Orada 1500-1600 kişilik YPG militanları var.YPG ile IŞİD savaşıyorlar.

DEVRİM FOS ÇIKTI

Türkiye'de olup bitenler neden oluyor?

PKK burada bir gövde gösterisi yapıyor. Halbuki geçen sene Suriye'de devrim yaptığı iddia edilen PYD ve silahlı kanadı YPG'nin IŞİD karşısında bir balon olduğu görüldü. PYD ve YPG efsanesi çöktü. PKK da hem oradaki hem Türkiye'deki adamlarına, "Bakın biz Türkiye'de hala güçlüyüz, gündemi belirleyebiliyoruz. Yakıp yıkıyoruz. Türk devletine meydan okuyoruz" mesajını vermeye çalıştı ama 30 kişinin ölümü ne yazık ki Selahattin Demirtaş ve PKK'nın hanesine çok kötü bir şekilde yazıldı.

HDP KANDİL'İN KUKLASI

Peki barış süreci bu gerilimli ortamda tehlikeye mi girdi?

İyi bir olayı kötü bir şeyle bozmaya çalıştığında iyi daha da güçlenir. Çözüm süreci 7-8 Ekim provokasyonlarla ile daha da güçlendi. Devletin ne kadar güçlü olduğu görüldü. HDP'nin birkaç gün önce yaptığı açıklamalarla beraber aslında devletin ne kadar güçlü olduğu tescillenmiş oldu. Kürt tabanında Öcalan'ın hala bir numaralı aktör olduğu görüldü. HDP'nin de kukladan başka hiçbir şey olmadığı, Kandil'in emrinde olduğu anlaşıldı.

BARIŞIN TADINI HERKES ALDI

Peki HDP tabanı bu olaydan sonra barış sürecine nasıl yaklaşıyor?

Ben Kürt tabanının çok önemli bir kısmını çözüm sürecine sonuna kadar sahip çıktığı kanaatindeyim. Öyle olmasa bu eylemler devam eder. Taban Öcalan'ın dediğine bakar. Barışın tadını herkes aldı. Diyarbakır'da Barış Annelerinin yaptıkları protestoyu unutmayalım. Çözüm süreci olmasa bu gösteriler yapılamazdı. HDP ve Kandil'in direnmesine rağmen çözüm süreci tam gaz sürüyor. Tabii silahlı kanadın bir kısmında Kandil'in etkisi var. HDP Kandil bir şey dedikten sonra ağzını açamıyor. Kürt tabanında neticede son sözü Öcalan söyler. Demirtaş'ın terlemesi, Öcalan'dan yediği fırça bunun bir diğer kanıtı.

Öcalan'ın Kandilli tarafından tasfiye edilmesini son bir kaç haftadır konuşuluyor. Siz ne diyorsunuz?

Doğru. Kandil ve HDP'nin bir bölümü Çözüm Süreci'nin bitirerek Öcalan'ı bir şekilde devre dışı bırakmak niyetindeler. Çözüm sürecini bitirirlerse Öcalan'ı bertaraf edebileceklerini düşünüyorlar. Öte yandan hem medyanın bir kısım eliyle hem de işi bitmiş liberallerin eliyle Selahattin Demirtaş'a gaz veriliyor. Demirtaş'a "Kürt siyasi hareketin başı sen olabilirsin" diyorlar. Cihangir solcuları ve tabanları olmayan sözde liberaller Demirtaş'ı öner çıkarıyor. Ama taban böyle düşünmüyor tabii. Öcalan'ın hala bir numaralı faktör olduğu görülüyor. Nereden biliyoruz bunu? Öcalan'ın Demirtaş'a yazdığı mektuptan sonra yaptığı açıklamalardan.

Bazı medyanın tavrı…

Şu da unutulmasın. Kürt düşmanlığı tescilli Hürriyet gazetesi bir anda PKK yanlısı oldu. Eğer bir siyasi, gazeteci, yazarı Hürriyet övüyorsa, o kişinin sonu pek hayırlı değildir. Demirtaş bu sahte övgülere kapılmasın. Ve 30 vatandaşın ölümü Demirtaş'ın siyasi hayatına çok ciddi darbe vurdu. 10 Ağustos'ta herkesin takdir ettiği Demirtaş o itibarını hızla kaybediyor.

HÜDA-PAR İLE PKK ÇATIŞMASI PLANLANDI, AMA TUTMADI

HÜDA-PAR ile PKK arasında ciddi bir kavga oldu. Aslında birazda HÜDA-PAR ile PKK çatışması mı istendi?

PKK orada Hüda-Par'a kasıtlı olarak saldırdı. Hüda-Par da PKK'ya cevap verseydi ve daha çok ölüm olsaydı o zaman PKK, cemaat, CHP, malum medya ve yurt dışı odakları, "Bakın HÜDA-PAR , IŞİD'in Türkiye kanadı. HÜDA PAR'a devlet destek veriyor" diyeceklerdi. Buradan da Türkiye Cumhuriyeti devleti IŞİD'e yardım ediyor sonucuna varacaklardı. Ama bu tutmadı, tutmaz da. Ortadoğu'da bütün büyük istihbarat teşkilatları var. Türkiye IŞİD'e destek verse, bunu kanıtlarını çoktan bulurlardı.

Emniyet Müdürüne saldırı…

Öte yandan Bingöl emniyet müdürüne yapılan suikast Gaffar Okan'ın şehit edilmesine çok benziyor. "Önemli bir emniyet müdürü öldürüldü" mesajıyla toplum iyice provoke edilmeye çalışıldı ama tutmadı. Çok şükür emniyet müdürümüz yaşıyor. Yani Türkiye'yi uluslararası arenada IŞİD'e destek veriyor, Kobani'de Kürtleri sattı gibi bir algı yaratılmaya çalışıldı. Bunların hepsi boşa çıktı.

KOBANİ İÇİN SAVAŞ İSTEYENLER ESAD OLUNCA SAVAŞA KARŞILAR

Esad'a karşı korumacı olanlar, Kobani için Türkiye'nin savaşa girmesini isteyenleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye Esad gitsin dediği zaman Türk hükümeti başka ülkelerin iç işlerine karışmasın diyenler şimdi Kobani'ye gidip savaşsın diyor. Kobani Türkiye'nin toprağı mı? Değil. IŞİD, Şii, Türkmen öldürdüğünde sesini çıkarmayanlar, iş Kobani'ye gelince neden bu kadar pervasızlaşıyor? Tabii ki Kürtler de Şiiler de IŞİD tarafından öldürülmesin. Ama Şii öldürülürken sesleri çıkmayanlar, Kürtler öldürüldüğünde vaveyla kopartıyor. Burada bir ikiyüzlülük var.

BARZANİ SİYASETİ İYİ OKUYOR

Bütün Kürtler aynı safta durmuyor Barzani ile PYD-YPG arasında çok ciddi bir gerilim var. Bunun nedeni nedir?

Neçirvan Barzani 2007 yılında Time dergisine verdiği söyleşide Türkiyesiz Ortadoğu'da bu işlerin olamayacağını, Kuzey Irak için petrol, yiyecek, lojistiğin Türkiye olmadan bir iş yapılamayacağını söyledi. Neticede Peşmerge'nin PYD'e destek vermesi aslında kendi güçlerinin de bitmesi anlamana geliyor. Çünkü IŞİD'in karşısına çıkan her gurubu darmadağın edeceğini biliyorlar. Dolayısıyla kendilerini böyle bir çatışmanın içine çekmeyi doğru bulmuyor. Öte yandan PYD/ YPG lideri Salih Müslim, Almanya'yla, Avrupa devletleriyle iş tutan biri. Bir ara ortadan kayboldu. Gitti geldi. Net bir duruşu yok. O yüzden Barzani'ye karşı net bir duruşu olmadığı için aralarında bir sürtüşme var. Barzani siyaseti daha iyi okuyor.

ABD TÜRKİYE'NİN SAVAŞA GİRMESİNİ İSTİYOR

Amerika operasyonlar yapıyor. Havadan bombalar yağdırıyor ama IŞİD ilerlemeye devam ediyor. ABD Türkiye'den beklentisi nedir, ne demek istiyor tam olarak?

IŞİD Türkiye'nin yanı başında, sınırında. ABD de Türkiye çarpışsın diyor. Yani lojistik destek, insani yardım değil kara harekatı olursa asker versin istiyor. Türkiye diyor ki ben böyle işlerin içinde olacaksam iki şartım var. Biri tampon bölge, diğeri Esad'ın devrilmesi. Amerika da tampon bölgeyi düşünebilirim diyor ama Esad hiç gündeminde değil. Bu doğru bir şey değil. Amerika bir verip beş almak istiyor. Eski Türkiye olsaydı bunu alırdı ama şimdi alamıyor. Türkiye çıkarı neyse onu yapıyor. ABD istedi diye bir şey olmaz.

TÜRKİYE İÇİN IŞİD ŞUAN BİRİNCİL TEHDİT DEĞİL

Amerika Obama yönetimi kara harekatına kesinlikle karşılar. IŞİD'e karşı sanki Türkiye'yi öne çıkarıp siz girin savaşın durumu mu oluyor?

Türkiye uluslararası koalisyonuyla beraber kara müdahalesine girsin isteniyor. Türkiye'nin böyle bir operasyona girişmesi otomatik olarak IŞİD'in Türkiye'ye saldırması anlamına geliyor. Türkiye durduk yere neden IŞİD'e saldırsın? Bize birincil tehdit değil. Bize birincil tehdit PKK. Dolayısıyla bu işin içinde olması doğru değil. Amerika'nın askeri gücü var. Kendisi neden gelip müdahale etmiyor? Obama yönetimi biz kara harekatı yapmayacağız diyor. Niye o zaman başkalarından bekliyorsunuz? Bunu kendiniz yapın.

Leon Panetta'nın açıklamalarını nasıl okuyacağız?

Leon Panetta'nın açıklamaları oldukça önemlidir. "Amerikan sisteminde hiçbir Demokrat başkan askerin tavsiyesine karşı koyamaz" diyen adamdır Panetta. CIA Başkanı olduğu dönemde Afganistan'daki asker artışını Obama'ya tavsiye eden kişidir. ABD bu kafayla giderse 20-30 yıl savaşır IŞİD ile diyor. Zaten IŞİD'in şu an o bölgeden püskürtülmesi çok ciddi görülmüyor. Bu belki uluslararası kara operasyonu olabilecek ama o yapılsa bile bitecek gibi görünmüyor. Dünya bir dönem nasıl El-Kaide döneminde yaşamaya alıştıysa artık IŞİD'le yaşamaya alışacak gibi.

2016'YA KADAR KARA HAREKATI ZOR

2016'da ABD'de seçim var. Obama'nın yerine bir başkan seçilecek. O zamana kadar ne olur?

IŞİD varlığını sürdürür. Ama Türkiye'nin dediği olur, Suriye'de Esad rejimi devrilirse başka ihtimaller belirir. Ha, Esad devrilmek istendiğinde devreye İran ve Rusya girecektir. Yine o zaman başka ihtimaller ortaya çıkar. Ortadoğu çok bilinmeyenli denklem olduğu için bugün konuştuğumuz her şey yarın afaki bir duruma düşebilir.

Ali Değermenci / Sabah