Komünist Stalin'in paralel askerleri!

Akşam Gazetesi yazarı Emin Pazarcı, Geziciler ve paralelleri analiz ederek, bugünkü darbe mücadelelerinde yan yana olmalarını değerlendirdi.

VAN 17.02.2014 10:20:55 0
Komünist Stalin
Tarih: 01.01.0001 00:00

İşte Pazarcı'nın yazısı:

Aradan aylar geçti. Gezi Olayları sırasında yaşanan Kabataş'taki çirkin saldırı yeniden gündeme geldi. Biliyorsunuz, İstanbul Kabataş'ta başörtülü bir bayan, eylemci bir grubun saldırısına uğramıştı.

"Uğramıştı" diyorum, çünkü bu yönde Adli Tıp Raporu var. Ayrıca, olaydan sonra gazeteci Balçiçek Pamir de o bayanın vücudundaki morlukları "bizzat gördüğünü" söylemişti.

Şimdi de birtakım kamera görüntülerinden yola çıkarak deniliyor ki:

-Böyle bir olay gerçekleşmedi. O başörtülü bayan yalan söylüyor.

Kim bunu söyleyenler?

Geziciler! Normaldir, söyleyecekler. Cam çerçeve kıran, araç yakan, alt geçitleri talan eden, taş ve sopalarla sağa sola saldıran, günlerce vatandaşa hayatı zindan eden bu Geziciler, kendilerini aklamaya çalışacaklar.

Ortada yadırganacak bir durum yok. Burada yadırganması gereken, "Geziciler" ile "Paralelcilerin" el ele tutuşması. Birbirlerine alabildiğine destek vermesi. Can ciğer kuzu sarması olması.

***

Geziciler kimlerdi?

Taksim'e astıkları bayrak ve pankartlarla kim olduklarını Türkiye'ye ilan etmişlerdi. İçlerinde Marksist ve Leninist TKP'liler vardı. Onların dışındaki gruplarda da Marksist kimliği öne çıkıyordu. Bu devirde bile "Komünizm" diyen marjinal bazı sol partiler Taksim Meydanı'ndaydı. İçlerinde DHKP-C gibi Leninist ve terörist gruplar da yer alıyordu.

Şimdi sakın ola "Ama onlar küçük bir gruptu" demeyin…

Hayır, hiç de öyle değildi. Pek çok meydana, özellikle de Taksim'e onlar hakimdi.

Hatırlarsınız, DSP'nin PM üyesi Prof. Hikmet Sami Türk, Taksim'de Gezicilere destek vermek istedi. Canını zor kurtardı. Meydanda saldırıya uğradı.

Niye?

Çünkü Hayata Dönüş Operasyonu sırasında Adalet Bakanı'ydı. Cezaevlerini yolgeçen hanına çeviren yasadışı sol örgütlere savaş açmıştı. Solcuydu ama onlar gibi marjinal değildi.

Hikmet Sami Türk'ü anında tanıdılar…

Geçmişin faturasını ödetmek istediler!

***

Marksizm'in ve Leninizm'in dine bakış açısını uzun uzun anlatmaya gerek yok sanırım…

Hiçbir dini kabul etmiyor. Dinler için "halkı uyutmak üzere ortaya çıkarılmış bir afyondur"görüşünü savunuyor.

Gelelim "Paralel Yapı"ya...

Bütün referansı İslâm üzerine!

Çevresindeki o kalabalıkları "din" adına topladı. Attığı bütün adımları dini motiflerle süsledi.

Gelinen noktada ise, "din afyondur" diyen bir zihniyetle ittifak halinde. Onlarla işbirliği yapıyor. Onları aklamaya ve temize çıkartmaya çalışıyor. Elinde darp edildiğine dair Adli Tıp Raporu bulunan başörtülü bir bayanın yanında değil, bira şişeleriyle eylemlere katılan Gezicilerin yanında yer alıyor.

Şimdi kimse kusura bakmasın, kimse gücenmesin, ama…

Burada bir gariplik var. Lenin ve Stalin bugün hayatta olsaydı, ortaya koyduğu bu tavırdan dolayı Pensilvanya'ya mutlaka bir kutlama mesajı gönderirdi!

***

Türkiye'de günlerdir yaşadıklarımız, bazı gerçekleri ortaya dökmüş durumda…

"Geziciler" ile "Paralelciler" arasında çok fazla bir fark yok. Gezi Olayları sırasında İktidar hedef alınmış ve "72 saat sonra Hükümet gidiyor" twitleri atılmıştı. 17 Aralık operasyonu sırasında da aynısı yapıldı. "Ha gayret, Hükümet düştü, düşüyor" diye paralel yapının elemanlarının sırtı sıvazlandı.

Şimdi ise, el ele, kol kola, omuz omuzalar!

Paralelciler, "din afyondur" diyen bir zihniyetin sahiplerini yanlarına alarak İslam'ın arkasına sığınıyorlar. Dindar insanlara yaylım ateşi açıyorlar. Bu arada "Beddua Seansları" ile de çevresinde toplanan grupları, onlara düşman etmeye çabalıyorlar.

Şimdi din adına fetva verecek değilim…

Ama olmuyor; boşa koysan dolmuyor, doluya koysan taşıyor. Sergilenen bu tavırda "İslâmi" değil Makyevalist bir görüntü ortaya çıkıyor. Makyevalizm de "Amaç vasıtayı meşru kılar"diyor

Makyevalizm denen o zihniyet, cami cemaati ile şarapçının, inananla inanmayanın, akla karanın, hakla haksızın, kurtla kuzunun bir araya gelmesinde herhangi bir mahzur görmüyor. Yeter ki amaç gerçekleşsin! Tıpkı bugün yaşadığımız gibi!