Koalisyon mu, “Tekrar Seçim” mi?

Hamit Yaz

VAN 21.06.2015 12:50:48 0
 Koalisyon mu, “Tekrar Seçim” mi?
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Koalisyon mu, “Tekrar Seçim” mi?

Birçok yönden 7 Haziran seçimleri ve sonrasında gelişen siyasi konjonktür, siyasette önemli kırılma ve referans noktaları oluşturdu. Türkiye ilk defa HDP endeksli bir seçim yaşadı ve sonuçları itibariyle de ortaya önemli mesajlar çıktı.

Çıkan sonuç üç önemli mesaj içeriyor:

Birincisi; HDP’nin artan, Ak Parti’nin düşen oyları ile çözüm sürecine yönelik verilen mesaj…

Doğu ve Güneydoğu ekseninde HDP’nin güçlü olduğu bölgelerdeki en önemli seçim malzemesi çözüm süreciydi. PKK ile Kandil arasına sıkışan, çözüm sürecini her defasında çözümsüzlüğe doğru iten, akamete uğrattığı sürecin faturasını meydanlarda Ak Parti’ye kesen HDP, bu yolla halktan oy devşirmeye çalıştı ve bu yönüyle de oyunu arttırdığı söylenebilir.

Ak Parti’nin ise “akan kan dursun” çabaları farkında olmadan “şımarık HDP”yi doğurdu. Özellikle şımaran HDP’nin “özerklik” vurgusunu özgüvenle yapması, batıdaki sandıklara, milliyetçi muhafazakar tabanın tepkisi olarak yansıdığını da söyleyebiliriz.

İkincisi; HDP ve MHP üzerinden verilen “Siz Kardeşsiniz!” mesajı:

Şunu belirtmekte fayda var: Bu ülkede birileri Türkler ve Kürtleri birbirine kırdırtmak ve düşman etmek için 40 yıl çabaladı ama 40 yıldır bu halklar birbirine düşman olmadı, edilemedi ve oyunu bozdu. Nihayet halklar bir mesaj verdi ve her iki milliyetçi harekete de eşit oranda 80’er milletvekili vererek “siz eşitsiniz, siz kardeşsiniz” mesajı verdi. Bu mesaj, üzerinde iyi düşünülmesi gereken ve 7 Haziran seçimlerinin bir kazanımı olarak değerlendirilebilecek bir mesaj.

Üçüncüsü ve en önemlisi de, seçmenin Ak Parti’ye verdiği “kendini düzelterek yoluna devam et” mesajı.

Tabi Ak Parti 13 yıllık iktidarında enerjisinin önemli bir kısmını ülkeyi vesayetçi, jakoben, ulusçu ve İslamofobik  bir  Türkiye’den, “normal” bir Türkiye’ye dönüştürmeye, iç ve dış vesayet odakları ve Paralel Devlet Yapılanmasıyla mücadeleye harcamak durumunda kaldı.

Böyle bir konjonktüre bir de parti teşkilatlarındaki rehavet, tepki gören ve tabanı rahatsız eden yanlış aday listeleri, Ak Parti’nin özellikle Güneydoğuda sandık güvenliğini sağlayamaması ve çözüm sürecindeki yavaşlama gibi sebeplerin de eklenmesi, seçim sonuçlarını daha da anlaşılır kılıyor.

Böylesine bir vasatın Ak Parti’ye 9 puan kaybettirmiş olmasını bir kazanım, uyarı ve mesaj olarak değerlendirmek gerekiyor.

Peki, bundan sonra ne olacak?

13 yıldır tek başına iktidar olan bir partinin biyolojik yapısı koalisyon ortağı olarak iş yapmasına müsaade etmez. Dolayısı ile Ak Parti’nin herhangi bir parti ile koalisyon yapması mümkün görünmüyor. 

Ancak kanaatim, seçim sonuçlarının, halk iradesine saygının ve “oyunbozan” konuma düşmemenin gereği olarak Ak Parti’nin diğer partiler ile koalisyon görüşmeleri yapacağı, ancak diğer partilerin özellikle son zamanlarda ortaya koydukları tavırla, bu görüşmelerden olumlu çıkmayacağı yönünde.

Hükümetin aylarca kurulamaması, sosyal ve ekonomik anlamda sıkıntılı ve tedirgin bir dönem anlamına geliyor. Dövizdeki dalgalanma ve tedirginlikler, bekleyen yatırımlar, esnaf, tüccar kısacası iş dünyasındaki derin kaygıların Ak Parti iktidarındaki istikrarı aratacak ve halk doğal olarak bu badireli vasattan bir an evvel kurtulmak isteyecektir.

Ak Parti’ye bu dönem oy vermeyen kırgın kesim de Ak Parti’nin düşen oy oranından ve verilen mesajdan dolayı tatmin olmuş ve olası bir seçimde tekrar Ak Parti’ye destek vermeye hazır durumda olduğu görülüyor.

Böyle bir vasatta eğer Ak Parti, tepki toplayan aday listeleri yerine, tabanın vicdanını tatmin eden, hedef kitlenin de takdirini toplayan listeler ile seçmen karşısına çıkarsa, oy oranının %50’yi bulması kaçınılmaz görünüyor.

Hülasa, seçim sonuçları 13 yıllık Ak Parti iktidarının bitmesi anlamına gelmiyor, iyi bir kriz yönetimi ile bilakis Ak Parti’nin bu süreçten güçlenerek çıkacağı anlamı taşıyor.

Olanda hayır vardır. Şu an için şer görünen, sonrası için daha hayırlı olabilir.