Kırk Hadis Şerhi - 8

Cundullah Avcı

VAN 11.04.2015 10:44:56 0
Kırk Hadis Şerhi - 8
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Kırk Hadis Şerhi - 8:  Şahsiyet Oluşturmada Hadislerin Rolü

 

عن أبي هُريرةَ رَضِي اللهُ عَنْهُ، أنَّ رسولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قالَ: {مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أَوْ لِيَصْمُتْ، وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ جَارَهُ، وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ}.

رواه البخاريُّ ومسلمٌ.

 

“Ebu Hureyre (r.a)’den rivayet edildi: ‘Rasulullah (sav) buyurdu ki: Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa, hayır söylesin yahut sussun. Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa, komşusuna ikram etsin. Kim, Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa, misafirine ikram etsin.’”(Buhari ve Müslim)

Hz. Muhammed dini tebliğ etme görevi olduğu kadar aynı zamanda müslümanların şahsiyetlerini de oluşturmakla görevlendirilmiştir. Hz. Muhammed ayetin deyimiyle biz inananlar için “usvetül hasene”[1]dir.

Bir Peygamberin ‘usvetül hasene’ olarak ifade edilmesi için hayatın her alanına ve her anına ait söz söylemesi şart koşuluyor. Hayatın istisnasız bütün parçalarına dair bir mesajının olması gerekli kılınıyor.  Bu yüzden ‘usvetül hasene’ ifadesiyle, hayatın her alanının ve her anının tartışılmaz rehberi gösterilmiş oluyor.  Peygamberler ibadet hayatına dair düzenlemeleri tebliğ ve beyan ettikleri gibi aynı zamanda sosyal hayat, kamusal hayat ve insan hayatının tüm alanına dair tebliğ ve beyanları bulunmaktadır. Din'in ekonomi, hukuk, sosyal hayat, aile hayatı, felsefe, mantık, tarih gibi he türlü alana müdahil olur ve her alan ile ilgili inananlara perspektif kazandırır başıboş bırakmaz. 

Ele alınan hadise mutabık olarak gelen ayetlerde Resulullah'ın bizler için usvetül hasene olduğunu ve inanların şahsiyetlerini oluşturmada önemli görevlerinin olduğu zımnen anlatmaktadır.  Kasas suresinde “Boş söz işittikleri zaman ondan yüz çevirirler. ‘Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz sizedir. Size selâm olsun, biz cahillerle sohbet etmeyi istemeyiz.’ derler.”[2]derken Mu'minun suresinde kurtuluşa eren Müslümanların özelliklerini sayarken “Onlar ki, huşu içinde namaz kılarlar. Onlar ki, boş ve yararsız şeylerle ilgilenmezler. Onlar ki, zekâtı aksatmaksızın, tam olarak verirler.[3] demektedir. 

Dikkat edilirse kurtuluşa erenler sadece boş ve yararsız şeylerle ilgilenmeyenler değil aynı zamanda namazı huşu içinde kılarlar ve ilk özellikleri de namazları huşu içinde namaz kılmalarıdır ve aynı zamanda onlar zekâtlarını aksatmadan tam olarak gönülden verirler. Ayetlerde sıralı halde gelen cümle kalıpları çok önemlidir. Burada pedagojik olarak ilk başta en önemli olan özellik sayılır daha sonra diğerlerine geçilir. Sıralamalar rastgele gelişi güzel sıralı cümleler değildir. 

“Asra and olsun ki. İnsan mutlak hüsrandadır. Ancak iman edenler, iyi işler yapanlar, birbirlerine hakkı ve sabrı öğütleyenler bunun dışındadır.[4]  ayetinde de karşımıza sıralı cümle çıkmakta ve bu sıralı cümlede en başta iman edenler sayılmaktadır. Yani iman etmeden sizler iyi işler yapsanız hakkı ve sabrı öğütleseniz de yine de mutlak hüsrandasınızdır. Ancak iman edip iyi işler yapmanız ve hakkı sabrı tavsiye etmeniz sizleri hüsrandan felaha eriştirir.  

Yüce kitabımızda şahsiyet oluşturmaya dayalı birçok ayet bulunmakta ve Resulullah’tan gelen bir çok sahih hadisler bulunmaktadır. Mekki surelerin tamamı şahsiyet oluşturmaktadır.Şahsiyet olmadan sahih bir iman, cahiliyeden temizlenmiş arı bir akide oluşturmazsınız. Müslüman karakter sahibidir. 

Kur'an ve sahih hadislerden beslenerek şahsiyetlerini oluşturmayan grupların, âlimlerin (!) kendi heva ve heveslerine uyarak haktan ayrılarak batıla meylettiklerini maalesef görmekteyiz.Müslüman ya hayır söylemeli ya da susmalıdır.

Rabbim bizleri sahih İslam anlayışına kavuşturması, amellerimizi Kur'an ve Sünnet ışığından geçirenlerden eylemesi, tefrit ve ifrattan bizleri uzak tutması, vasat bir ümmet eylemesi, hakkı hak olarak batılı batıl olarak bilenlerden eylemesi niyazı ile Allah’tan dileğimiz, bizi sahih İslam anlayışına ulaştırması ve ulaştırdığı dosdoğru yolda ayağımızı sabit kılmasıdır. Kur’an’ın kendini ifade ettiği gibi; “Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için de kılavuz olan bir kitaptır."[5]

 

[1]    “Andolsun ki, Allah'ın elçisinde sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmaya inanan ve Allah'ı çok anan kimseler için en güzel bir örnek vardır.”

[2]    Kasas; 55

[3]    Mü'minun; 2-3-4

[4]    Asr; 1-3

[5]    Bakara 2