Son hadise herkesin gözünü açtı.
Hani şu hapishaneden adam kaçırma olayı...
Yargının nasıl kullanıldığını bize bir kez daha gösterdi.
23 Nisan günü herkes Cumhuriyet bayramını kutluyor. Meclis’in 95. kuruluş yılı törenleri var. O törenlerin hemen ardından İstanbul’da dünya liderlerinin katıldığı Barış Zirvesi toplandı. Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, dikkatleri devam etmekte olan 1. dünya savaşı üzerine çekti. Barışın inşası için mesaj verdi.
Akşam ümmetin hepsi üç ayların başlangıcı için dua etti. Regaip Kandilini ibadetle geçirdi.
Tam o sırada İstanbul’da bir örgüt Adliye Sarayı’nda bir darbe kalkışmasına hazırlanıyordu.
10 mahkemenin hakimlerini reddet, sonra nöbetçi bir hakim bul ve hapisten 75 kişiyi salıverme kararı al.
Başsavcı durumdan haberdar olup harekete geçmese örgüt amacına ulaşacak.
Türkiye 27 Nisan sabahına kadar bekledi.
Önce Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan konuştu. “Aklını ve vicdanını başkasına kiralayanlar hakim olamaz” dedi.
O beylik söz, hemen her hukuk adamının söyleyebileceği temel kaidenin hatırlatılmış olması, bile yürekleri soğuttu.
Yetti; mi hayır.
HSYK toplandı; tam 4 gün sonra.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasaydı kurumların harekete geçmesi zor olacaktı.
Erdoğan bir kez daha tehlikeye dikkat çekti.
Bir kez daha bize örgütü hatırlattı. “A’dan Z’ye hesap verecekler” dedi. Mekanizma harekete geçti.
Erdoğan bu sözleri Kuveyt’e gitmeden önce havaalanında söyledi.
Pekala Anayasa Mahkemesi’nin 53. kuruluş yıldönümünde söyleyebilirdi.
Uygun da olurdu. Bir yandan Anayasa Mahkemesi’nin vesayetin elinden nasıl çıktığını anlatır, öte yandan paralel yapıya dikkat çekerdi.
En yüksek mahkemenin açılış töreninde bir kez daha yargı içindeki işgalden söz eder, alınacak tedbirleri sıralayabilirdi.
Yapmadı.
Acaba neden?
AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın cemaati kast eden eleştirisi kabul gördü.
Bir de yargıçların oturduğu kürsüyü 2m 20 cm aşağıya indirmesi takdirle karşılandı. Doğru yaptı.
Konuşmasının sonunda söyledikleri var. “Herkes” diyor Zühtü Arslan “bulunduğu yerden bir adım geri çekilsin.”
Bu cümle ne anlama geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AK Parti Hükümeti’ne “Başkanlık’tan vaz geçin” demektir bu.
Eski vesayet alışkanlığının tezahürü de sayabiliriz. Üslup yumuşak, ama anayasa değişikliği konusunda yapılan uyarıya ne demeli.
Başkanlık sisteminden vazgeçin diyor Anayasa Mahkemesi...
Ama Paralel Yapı ile mücadele öylesine hayati bir konu haline geldi ki, başka şey düşünmek mümkün değil.
Öncelik Paralel örgütte. Her fırsatta yeniden ortaya çıkabileceğini bir kez daha gösterdi.
En ufak bir ihmal başa olmadık belalar açabilir.
Erdoğan sonrası konuya dikkat çeken isim Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan oldu.
Ne diyor Akdoğan:
“Kertenkelenin” diyor “kuyruğunu kesmek yetmiyor, bir daha uzuyor, kesiyorsunuz bir daha uzuyor. Yılanın başını koparmak gerekiyor.”
Siyaset “baş koparır”, yargı “kuyruk keser.”
