'Kaza değil, katliam'

Manisa'nın Gölmarmara İlçesi'nde bir hafta önce yaşanan ve 13'ü kadın 15 tarım işçisinin yaşamını yitirdiği kazayla ilgili olarak Tarım Orkam-Sen Van Şube Başkanı Yunus Haylaz bir basın açıklaması yaptı. Haylaz, 'Tarım işçiler

VAN 13.07.2015 13:47:35 0
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Haber: Fazıl ERÜŞ

Tarım Orkam-Sen Van Şube Başkanı Yunus Haylaz, Manisa'nın Gölmarmara İlçesi'nde bir hafta önce yaşanan ve 15 kişinin ölümü ile sonuçlanan kaza ile ilgili bir yazılı basın açıklaması yaptı.

"UNUTULUP GİDİYOR"
Köklü bir çözüme ihtiyaç duyulduğunu ancak böyle bir çözüm için hiçbir şey yapılmadığına dikkat çeken Haylaz, "İş cinayetlerinde dünya birinciliğini sürdüren Türkiye'de yine geçtiğimiz hafta bir işçi katliamı yaşandı. Mevsimlik tarım işçileri taşıyan kamyonetin süt tankeri ile çarpışması sonucunda 13'ü kadın olmak üzere 15 mevsimlik tarım işçisi yaşamını yitirdi, 2 kişi ise ağır yaralandı. Kazalarla birlikte gündeme gelen tarım işçilerinin yaşadıkları, birkaç gün sonra unutulup gidiyor ve istatistik rakamları olarak kalmaya devam ediyor. Köklü bir çözüm ise yaşama geçirilmiyor"dedi.

"İSTİFLENEREK TAŞINIYORLAR"
Tarım işçilerinin güvencesiz şartlar altında çalıştırıldığına vurgu yapan Haylaz,şunları söyledi:
"Muhtemelen yetkililer tarafından yine ''Kaza ve Fıtrat ''olarak değerlendirilecek olan bu katliamın tesadüf olmadığını çok iyi biliyoruz. Bu katliamın sorumlusu yıllardır uyguladığı neo liberal tarım politikalarıyla köylüleri mülksüzleştirip, yoksullaştırarak, ucuz iş gücü için kullanmak isteyen siyasi iktidardır. Bu yoksullaşmanın en büyük bedelini ise güvencesiz ve örgütsüz çalışmak zorunda bırakılan tarım işçileri ödüyor. Beslenmeden, barınmaya, sağlıktan ulaşıma varana dek insana yakışmayacak şartlarda temel ihtiyaçlarını karşılamak zorunda bırakılıyor. Derme çatma çadırlarda yaşayıp, karın tokluğuna çalışarak yaşama mücadelesi veriyor. Yaklaşık 485 bin tarım işçisi bir elinde yatağı, diğerinde tası tabağıyla sürekli göç ederek iş bulmaya çalışıyor. Yılın neredeyse on ayını tarlalarda ve yollarda geçiren tarım işçilerinin çocukları okula gidemiyor, çünkü çocuklarıyla çalışmak zorunda kalıyorlar. Okullar açıldığında hala ekmek parasını kazanmaya çalışan bu çocuklar, sömürü düzeninin parçası haline dönüşerek hem çocukluklarından hem de geleceklerinden oluyorlar. Sağlıksız koşulların yarattığı salgın hastalıklara karşı mücadele ediyorlar. Kamyonet, traktör gibi araçların kasalarında, maliyeti düşük tutmak amacıyla deyim yerindeyse 'istiflenerek' taşınıyorlar."

"ÇALIŞMA KOŞULLARI HEPİMİZİN AYIBI"
"Tarım işçilerinin kazası değil katliamı söz konusudur"diyen Haylaz," Bunca bedele ve sömürüye karşın sadaka olabilecek bir ücretle çalışmak zorunda bırakılan, çoğu zaman bu ücreti bile almayan veya zamanında alamayan, hakkı olmayan, hak arayamayan, sadece sömürülen sonunda da göç yollarında katliam gibi kazalarda ölen tarım işçilerinin sorunları görmezlikten geliniyor. Sadece paranın değer olarak görüldüğü, insan hayatının hiçe sayıldığı bu düzende tarım işçilerinin kazası değil katliamı söz konusudur. Tarım işçileri için kurulan Meclis Araştırma Komisyonunda dahi başta ulaşım sorunu olmak üzere, bazı sorunlar ele alındı. Pek çok eksiği olmakla beraber, o gün itibariyle gerekli yasal tedbirler alınsa, düzenlemeler yapılsaydı bu katliam yaşanmayabilirdi. Vahşi sömürü düzeni sonucu can vermiş tüm işçilerin ailesine başsağlığı, yaralı olan işçi kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz. Mevsimlik tarım işçilerinin yaşama ve çalışma koşulları hepimizin ayıbı, ölümleri hepimizin acısıdır. Sorumluları biran önce tedbir almaya, gerekli yasal düzenlemeleri yapmaya, çağırıyoruz. Tarım işçilerinin emeğinin sömürüsü son bulsun" şeklinde konuştu.

Kaynak / Editör: Prestij Haber Merkezi - Fazıl Erüş