KAYA'DAN FARKLI ANALİZ

Tepkilerin, seçilmişlerin istifaları boyutuna kadar gitmesini çok iyi analiz edilmemiş bir karar olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum,

VAN 29.04.2015 15:01:48 0
KAYA
Tarih: 01.01.0001 00:00


Son günlerde Van gündemini meşgul eden konular üzerine önemli  açıklamalar.


Yapacağım değerlendirme; 7 Haziran 2015 Milletvekili seçimleri aday listelerinin açıklanmasına müteakip, liste dışında kalan büyük çoğunluğun yaşamış olduğu burukluğa tercüman olur mu? bilemiyorum. Daha doğrusu yazmaya başladığımda duygularım beni nereye götüreceğini de tüm hatlarıyla kestiremiyorum. Mensubu olduğum Küresünniailesi içinden oluşan Sivil İnsiyatif Platformunun başlatmış olduğu tepkisel çıkış olmasaydı sanırım bu konuda herhangi bir açıklamaya ihtiyacım olmayacaktı. Tepkilerin, seçilmişlerin istifaları boyutuna kadar gitmesini çok iyi analiz edilmemiş bir karar olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum, çünkü siyasi yapılarda var olan parti ailesel sorunları, ancak duruşu olan aile bireylerinin mücadelesi çözüme kavuşturabilir, yani masa da olmayanların çözüm için bir katkısı olmaz! Öyleyse masadan ayrılmamalıydık.Bu ölçü, seçilmiş olduğumuz bütün Van’ın hakları için masa da bulunduğu bilinci içinde olanlar için geçerlidir. Dileyim bu yaşananların hayırlara vesile olmasıdır. Liste dışında kaldığım için bende burukluk yaşadım, yaşadığım bu burukluk ilk olmadığı gibi özellikle de bu dönem milletvekili olmayı daha çok arzu ettiğimdenburukluğum daha çok oldu diyebilirim. Burukluğumu ifade ederken adaletli olmam, listede yer alan arkadaşların hukukunu gözetmem gerektiği bilinci ile değerlendirme yapmalıyım.

Gösterilen tekiler de verilen tek adresin liste 1. Sıra adayı ve il başkanın gösterilmesi bana çok adaletli gelmiyor. Mutlaka bu kişilerin kanaatleri alınmıştır ve o arkadaşların kanaatlerini vermede önceledikleri kriterleriolmuştur, ama kanaatlerinin hangi yönde olduğunuhiç kimsenin bilmesi mümkün olmadığından peşin hüküm yaparak yargılamamalıyız. Eğer kanaatleri kendi küçük hesaplarının dışında kalma erdemi gösterilerek Ülke ve Van menfaati için yapılmışsa, kanaatleri listeye yansımasa bile vicdanen rahat olacaklardır ve aydın gibi davranmanın mükafatınıinanıyorum ki hesap günüde alacaklardır, yok eğer kanaatleri küçük ve şahsi hesaplarla verilmiş is, listeye yansıma bile tepkiler karşısında vicdanen rahatsız olacaklarına ve hesap günü geldiğinde bunun hesabını vereceklerine inanıyorum. Bu vicdan muhasebesi ve hesap verme gerçeği sadece bu iki kişi ile sınırlı değildir. Bunun kapsamı aday adaylığı sürecinde kanaatine başvurulan; teşkilat mensupları, belediye meclisi üyeleri, belediye başkanları, mevcut milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları, toplum önderleri, anketörlere cevap verenler, medya mensupları, genel merkez komisyonları ve özel olarak kanaatine başvurulan kişiler olarak sayabiliriz.

2004 yerel seçimler öncesi Van Prestij Haberde yayınlanmış olan ‘’Yerel Seçimlere Doğru’’ başlıklı makalemde bu ve benzeri hususlara dikkat çekmek için kanaati alınanlarla ilgili mevcut toplumsal kültürümüzden kaynaklanan hastalıklarımıza işaret ederek; kanaat sahipleri kanaatlerini aktarırken genelde şahsi hesaplarını ön planda tutarak genel merkezleri yanılttıklarını ve bu yaklaşımın da hiç kimseye fayda vermeyeceği gibi uzun vade de şahsi hesap yapanların da çok işine yaramayacağının bilinmesi gerektiğine işaret ederek bu alışkanlıklarımızdan vazgeçilmesi gerektiğini ifade etmiştim.

Bu ve benzeri alışkanlıklarımıza, hem yerel, hem genel merkez nezdinde mümkün olduğunca dikkat çekme adına işaret ederek sorumluluğumu yerine getirme gayreti içinde oldum. O gün itibariyle kanaat sahiplerinin yanıltmaları karşısında parti otoriteleri masum görülebilirdi, fakat 13 yıl iktidar olan ve Türkiye’nin en büyük partisi konumunda olan AK Partimiz eğer yerelde dengeyi gözetemeyecek ölçüde bir liste hazırlamış ise,ki durum bunu gösteriyor ve buda sorgulanacaksa, hedefin doğru konulması ve yapılacak tepkilerinde mertçe doğru adrese yapılması daha adaletli ve gelecek adına çözüm sağlayıcı olur diye düşünüyorum. Ama 13 yıl gibi uzun bir zaman tek başına ülke yönetiminde bulunmasına rağmen hala yanıltılabiliyorlarsa bunun sorumlusu yanıltanlarla birlikte ama daha çok yanılanlar sorumlu tutulmalıdır.

Çok büyük olduğunu iddia ettiğimiz AK Partimizin bu önemli konuda herhangi bir stratejisi olmadığını acı da olsa kabul etmeliyiz. Acaba onun için mi?  AK Parti kadrolarında kalite yoksunluğu yaşanıyor. Bu tespiti yapmaktan zevk almıyor, bilakis üzülüyorum. Çünkü Yakın zamanda AK Parti de yaşanan yolsuzluk iddiaları ve bu süreç de bu durumu sorgulamayan AK Parti milletvekillerinin durumu benim gibi birçok AK Partiliyi derinden yaralayan o kaotik durum,  AK Partimizin kadro konusunda sağlıklı bir stratejisinin olmadığını bir kez daha göstermiştir. Bunları ifade ederken partimizin son iki yıllık sürecini sorguluyorum, ancakönümüzdeki seçimde seçilecek olan adaylarla ilgili ben liste dışında kaldım diye bir olumsuzluk eklemek haddimi aşmak ve hak gasbı olur. Yaşanmadan, performanslarını görmeden bu arkadaşları analiz etmeği doğru bulmuyorum. Aday arkadaşlara desteğimizle birlikte gözümüzün üzerlerinde olduğu hissini vermeliyiz. Sadece AK Parti değil bütün partiler, aday belirlemede güvenilirlik başta olmak üzere yetkinlik, mütevazilik, siyaseti hizmet addetme ve gerektiğinde parti otoritelerini uyarabilecek duruşu sergileyebilme ve parti aile yapısı içinde olabilecek herhangi bir yanlışta partiyle bağlarını şartlar ne olursa olsun seçildiği dönem sonuna kadar götürme kararlılığında olabilme vb. hususlar gibi önemli değeryargıları olan adaylar için yarış halinde olmalıdırlar. Eğer bu anlayış partilere yerleşmiş olsa ülkemiz azami ölçüde fayda görür. Bu böyle işlemediği içindir ki siyaset kurumu ideal yapısına kavuşamıyor.

Toplum olarak ama özellikle de liste dışında kalanlar olarak, bu süreci bu kaygılarla dert etmeliyiz, ben varım-yokum kaygılarından ne kadar uzak olursak bu süreci o ölçüde sağlıklı değerlendirebilir ve olumlu katkı vermiş oluruz. Yapılan tepkilere karşı partililerin ve adayların da hoşgörülü olması gerekir, yanlış anlaşılmalara zemin teşkil edebilecek tarzda örneğin AK Parti İl başkanımızın açıklaması gibi açıklamalardan uzak, kutuplaştırıcı dilden uzak, rakiplerimizi hasımlarımız olarak görmekten uzak durmalıyız.

Parti otoritelerinin seçim kampanyalarını ayrıştırıcı bir dil üzerine kurguladıklarını hepimiz biliyoruz, ama bizler yerelde sürekli yüz yüze gelenler olarak bu ayrıştırıcı dilden uzak, diğer partilerin adaylarına karşı saygılı, çalışmalarımızı karşı tarafın eksileri üzerine bina etmeden uzak, ülkemizin içinde bulunduğu sorunlara karşı nasıl bir duruş alacağımıza yoğunlaşmak ve Van’ın geleceği için meclise gittikten sonra parti farkı gözetmeden bir araya gelmeği nasıl sağlayacağımız üzerinde strateji belirlemegibi hususlarda halkımızı kazanmagayreti içinde ama en önemlisi barışçıl bir seçim atmosferi ile bu seçim sürecini geçirmeğe odaklanmalıyız.

Bütün adaylara düşen en önemli görev;  kazandıkları takdirde kendileri, kazanmamaları durumunda da kazanan arkadaşlarını teşvikle, son iki yıl içinde örselenen hukuk, demokrasi, kuvvetler ayrılığı ilkesi ve hakim siyasetin keyfi uygulamaları gibi hem partimize, hem ülkemize son iki yıl içinde bizzat kendi uygulama ve söylemlerimizle vermiş olduğumuz zararları telafi edici duruş sergilemeleridir.

AK Partimizin son iki yıl içinde kendini yıpratmasına rağmen lider değişiminin olumlu bir fırsata dönüştürülmesi mümkündür, çünkü AK Partimizin son iki yıl haricinde misyonuna uygun ülkemizin kronik haline gelen sorunlarını çözümlediği gerçeği halkımız tarafından kabul gördüğü gerçeğidir ki son iki yıla rağmen son yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halk kredisini devam ettirmiştir. Bu kredinin her şeye rağmen ilelebet devam etmeyeceğinin idraki içinde olmalı ve kendimize çeki düzen vermeliyiz.

                Yeni meclisin en önceliği,halk iradesinin meclise tam yansımasına engel olan ve çok ilkel olan maalesef bizim de 13 yıllık hükümetlerimiz döneminde çözümüne yanaşmadığımız seçim barajına çözüm getirilmesi olmalıdır diye düşünüyorum.

              Bu seçimin bayram havasına dönüşmesi için hepimizin sorumluluğu olduğunu hem hatırlatır hemde temenni ederim.

                                         HALİL KAYA

22. Dönem AK Parti Van Milletvekili ve 25. Dönem AK Parti Aday Adayı