Katliama tepkiler çığ gibi: “Yapana da yaptırana da lanet olsun“

Topladıkları yardımları Kobani'ye götürmek için Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde buluşan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi yaklaşık 300 genci hedef alan kanlı saldırı Türkiye'yi yasa boğdu. Patlamada 32 kişi yaşam?

VAN 22.07.2015 11:56:04 0
Katliama tepkiler çığ gibi: “Yapana da yaptırana da lanet olsun“
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Haber: Fazıl ERÜŞ

Türkiye'nin birçok kentinde halk, 32 kişinin öldüğü ve yüzlercesinin yaralandığı Suruç'taki katliamı kınarken, Sivil Toplum Örgütü temsilcileri de vahşete sessiz kalmadı. Gazetemize açıklamalarda bulunan Van Barosu Başkanı Murat Timur, Van TSO Başkanı Necdet Takva, Van SMMMO Başkanı İbrahim Şahin, MAZLUMDER Van Şube Başkanı Yakup Aslan ve TES-İŞ Van Şube Başkanı Naif Balandi katliamı yapanları ve destekleyenleri sert bir dille kınadı.

TİMUR: SORUMLULUK HALKLARA DÜŞÜYOR
Katliamdan devleti sorumlu tuttuğunu belirten Van Baro Başkanı Murat Timur, "Kürtlerin olduğu bölgelerdeki kazanımlar artık Türkiye devleti için bir refleks haline geldi. Türkiye devleti Kürtlerin bütün kazanımlarına itiraz ediyor. Uluslararası örgütler ve uluslararası yapılar Türkiye'nin IŞİD'i desteklediği noktasında hem fikirler.Tırlarla yapılan yardımlar bunu net ve açık bir şekilde ortaya koydu. Bu artık somutlaşmış ve ispatlanmıştır. IŞİD'in bölgede bu hale gelmesinde Türkiye'nin çok ciddi desteği var. Bu kadar vahşi ve barbar olan bir örgüt Türkiye'de çok sağlam bir şekilde örgütlemesini yaparken Türkiye sadece bunu izlemekle kalıyor. Bu da yetmezmiş gibi destek de sağlıyor. Bununla ilgili artık o kadar net bir durum ortaya konmuş ki kimsenin bu konuda bir tereddütü yok. Bunu sıradan bir eylem olarak değerlendirmemek gerekiyor. MİT'in veya devletin istihbarat gruplarının bu eylemden haberdar olmadığı düşünülemez. Eğer Türkiye'de halkların bir arada yaşaması yönünde bir zemin oluşamıyorsa bu anlamda bir ayrılığa doğru gidebilir. Bu katliamda devletin sorumluluğu söz konusudur. Böyle bir katliam başka bir ülkede gerçekleşse hükümet düşer. Bu kadar insan canice katledilirken bu durum taziye mesajları ile geçiştirilmeye çalışılıyor. Kürtlerin Ortadoğu'daki kazanımlarını Türkiye bir türlü kabullenemiyor. Bu insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Türkiye'deki yargının bu konuyu çözeceğine açıkçası hiç inanmıyorum. Türkiye'deki halklar barış yönünde bir irade göstermişken bu katliam kabul edilemez. Bu çok vahşice bir katliamdır. Belki tarihte en cani katliam olarak yerini alacaktır. Ancak her şeye rağmen barışa sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Büyük sorumluluk yine halklara düşüyor. Ne olursa olsun bu vahşi katliama rağmen barışı hep birlikte biraz daha fazla haykırmamız gerekiyor" dedi.

ŞAHİN: KENETLENME ZAMANIDIR
Katliamı kınadığını belirten Van Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası Başkanı İbrahim Şahin, "Katliam karşısında duygularımızı dile getirmekte güçlük çekiyoruz. Bu zihniyeti ve destekçilerini kınıyoruz. Bu zihniyetin karşısında insanım diyen herkes durmalıdır. Bu zihniyet ortadan kaldırılmalıdır. Demokrasi ve barış bu katliamla büyük bir darbe almıştır. Bu katliamı nefretle kınıyoruz. Şimdi kenetlenme zamanıdır" ifadelerini kullandı.

TAKVA: ALÇAKÇA VE BARBARCA BİR SALDIRI
Katliam karşısında duyduğu üzüntüyü dile getiren Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva, "Bu lanetli bir iştir. Alçakça ve barbarca bir durumdur. Anlamsızdır, katliamdır" dedi.
Suruç'ta yaşanan katliamı kelimelerle ifade etmekte güçlük çektiğini söyleyen Takva, şu ifadeleri kullandı: "Ülkemizin son 40 yılını bloke eden çok fazla acılı ve benzer vaka yaşadık. Yaşanan bu katliamların tam da barışa dair ümitlerimizin yeşerdiği, filiz verdiği dönemlerde meydana gelmesi, getirilmesi çok acı. Yaşanan her katliam insanlığımızın bir tarafını da havaya uçuruyor. Toplumsal barışı tehdit eden bu ve benzeri olayları anlamlandırmak, yorumlamak için insanlığımızın bütünlüğünün korunuyor olması lazım. Ancak bu pek mümkün görünmüyor. Farklı ırktan, meşrepten, fikirden ve şehirden bir gurup genç insanın tamamıyla insani bir idealizm uğruna sosyal sorumluluk faaliyeti için bir aradalığını; sınırımızın hemen ötesinde ne için bir araya geldiği belirsiz maceraperest, lejyoner, gurka ruhsuzluğu ve bir çapul organizasyonuyla, burnumuzun dibinde havaya uçurulması neye hizmet edebilir ki? Bunu nasıl okumalı, nasıl ifade etmeliyiz? Bu lanetli bir iştir. Alçakça ve barbarca bir durumdur. Devlet egemendir. Egemenlik bunu çözmek, tüm bağlantı ve işbirliği organizasyonunu hiç bir şüpheye mahal vermeden çözmeyi gerektirir. Beklenti; diğer karanlık barbarlıklarda olduğu gibi Suruç'ta da budur."

BALANDİ: LANET OLSUN
Türkiye Enerji Su ve Gaz İşçileri Sendikası (TES-İŞ) Van Şube Başkanı Naif Balandi de, katliama sert tepki gösterdi ve şunları söyledi:
"Bu acıyı bu halka yaşatanlara lanet olsun. Böyle bir katliam kabul edilemez. İnsanlığı savunanların başı sağ olsun. Türkiye'yi yasa boğan bu katliamı yapan ve destekleyenleri kınıyorum ve bu yanlıştan vazgeçmeye çağırıyorum. Bu bombalı saldırı Türkiye'nin birliğine, beraberliğine, barışına ve demokrasisine yapılan saldırıdır. Barışı baltalamak isteyenler amaçlarına ulaşamayacaklar. Barbar IŞİD karşısında halk kenetlenmelidir. Bu tür katliamlar artık yaşanmasın, analar ağlamasın. Halk sağduyulu olmalı ve devlet güçleri de gereken ne tedbir varsa almalıdır. Çünkü artık bu acıyı kaldıramıyoruz."

ASLAN: İÇ SAVAŞ ENDİŞESİ TAŞIYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylemlerini eleştiren MAZLUMDER Van Şube Başkanı Yakup Aslan da, bu söylemlerin böyle bir katliama davetiye çıkardığını belirterek şunları kaydetti:
"Türkiye'nin Suriye ve IŞİD politikası daha baştan beri yanlıştı. Yanlış hesaplar yapıldı. Şu anda da işin içinden çıkılamayacak bir politikada inat ediliyor. IŞİD, her fırsatta tehdit savurmaya devam ediyor. Türkiye politikalarındaki tutarsızlık, engellenemeyen, ihmaller yumağına boğulan katliamların zeminini oluşturdu. Cumhurbaşkanı ile hükümet arasındaki tutarsızlık, süregelen politikaların gözden geçirilmemesine sebep olmaktadır. Devletin bir kesiminin IŞİD'in varlığından çok da rahatsız olmadığı bilinen bir gerçektir. Yıllarca IŞİD'in sınırın her iki tarafında rahat bir şekilde hareket etmesine müsamaha gösteren devlet, tehlikenin farkına vardığı zaman aslında iş işten geçmişti. Ortadoğu dengeleri arasında her güç IŞİD'i kullanmaya çalışıyor ve ne yazık ki bölgenin mustazaf halkları bundan ağır zarar görmektedirler. Barış süreciyle ilgili olarak özellikle Cumhurbaşkanının her defasında adeta meydan okuması, katillere barbarlara davetiye çıkardı. Gelinen sonuç olarak, yürütülen politikalardan dolayı çok tehlikeli bir sürece girdiğimiz endişesini taşıyoruz. Bütün komşularıyla savaş içerisinde olan bir devlet, kendi içinde de kendi kendisiyle ve toplum ile çatışma halindedir. Dolayısıyla içinde bulunduğu durumu tahlil etme veya geçmişteki politikalarıyla yüzleşme kabiliyetini, becerisini ve basiretini kaybetmiştir. Korkarım ki, bu zihin dünyası ile Türkiye, Suriye gibi bir iç savaşın içerisine sürüklenecektir. Ümit ederiz ki, bu yanlıştan bir an önce dönülür ve realiteden uzak tahayyüllerden vazgeçilerek bir an önce barış sürecinin gerekleri eksiksiz bir şekilde yerine getirilir."Kaynak / Editör: Prestij Haber Merkezi - Fazıl Erüş