KADINA ŞİDDET OLAYI

Halbuki Kuran´da kadının, erkeğin yalnız cinsiyet bakımından farkı vardır. Hiç biri ötekinden üstün değildir. Üstünlükleri yalnız ve yalnız takva iledir.

VAN 2.05.2015 09:22:49 0
KADINA ŞİDDET OLAYI
Tarih: 01.01.0001 00:00

Şeref Bülbül
14.10.2011 de kaleme aldığım bu yazımın yayınlanmasının bugünlerde ihtiyaç olduğu kanısında olduğumdan, bu şiddet olayına değinmek istiyorum. O günlerde yazmış olduklarımı kalem alarak bugünlere ve yarınlar ışık tutmak amacındayım. 2011 başlarında bu şiddet olayı çeşitli platformlarda tartışılmaktaydı. Kadınlardan sorumlularda olayların önüne geçmek için kanun teklifleri verecek, cezai müeyyideler uygulanacağını dile getiriyordular. O zamanlar onların bakış açılarına baktığımızda, benim düşüncem şöyle idi. Bu olaylar öyle cezai yöntem ve tedbirlerle önlenebileceğini, halledebileceğini düşünmek, netice beklemek hayal öteye gitmeyecek. Pek de bir netice alınacağına inanmıyorum. Kadının şiddet görmesi, benim de vicdanımı sızlatıyor. Bir kere hangi erkeğin, hangi kadına şiddet uyguladığının, nedeni ve niçini düşünülüp araştırılması gerekir diye düşünüyorum. Bu olayın derinine inmeden, ceazi müeyyideler işin içinden çıkılamayacak durumlar meydana getireceği düşüncesindeyim. Bu ihtimalin iyi düşünülmesi elzemdir.
Bugün neden bu şiddet olabiliyor. Burda bizlerin Müslümanım dememiz sorgulanır durumdadır. şimdi geçmiş tarihlere bir göz atalım. Daha tarihten gelen, erkeğin egemen olması, kadının aşağılanması, hakir görülmesi, saçı uzun aklı kısa, erkeğin her türlü hizmetini gören, illede erkek evlat doğurma makinesi görülmesi, esas mesela buradan başlıyor. Bugün bunları gözden kaçırarak, meselenin hallolacağı hayalden öteye gitmeyecek.
Bu cezai durum egemen erkekleri daha çok kızdıracak, şiddet giderek cinayetlere dönüşeceğine şüphelerim var. Yarın kadınlar bu cezalardan, cesaret alır, onlarda şiddet, cinayet işlemeyeceklerinin kanıtı varmı. Sonra kadınlara da mı ceza uygulanacak. Unutmamamız lazım, bu kadınlarımıza erkek egemen olmasına dini otoritelerde yeşil ışık yaktı.
Bugün bu durumdan onlarından mesul olduğunu düşünüyorum. Halbuki Kuran´da kadının, erkeğin yalnız cinsiyet bakımından farkı vardır. Hiç biri ötekinden üstün değildir. Üstünlükleri yalnız ve yalnız takva iledir. Yani Allah C.C. emirlerini en çok yerine getirenlerdir. Allah C.C. kitabında kadını bu hale getirin mi diyor? Hangi mangalda kül bırakmayan Müslümanlar, hani sözüm ona dindarlar, bu kadarla yetineyim. Buraya sunuda eklemek istiyorum, bu kadına bakış açısı dünya tarihinden beri devam etmektedir. Gayrimüslim alemini incelediğimizde onlarda kadına hor bakmışlar. Hatta onun insan olup olmadığı tartışmalarını bile yapmışlar. Kadını sokaklarda mal gibi teşhir etmiş satmışlar. Hala kadını satış metası olarak kullanmaktadırlar. Sattıkları ürünlerinin reklam ürünleri gibi. Ey bizler, şimdi bizler aynaya bakarak, biraz öz eleştiri yapalım. Şunu iyi düşünüp görmemiz lazım. Ailede çocuk yetiştirmede adaletsiz davranışlar, asırlardan beri sürüp gidiyor. Kız evlatlarının ikinci muamele görmeleri, gözle gürünür şekilde süre gelmiştir. Kız evlatları adeta eve hapis edilmiş. Şuraya gitme, pencereden bakma, kalk bunu yap, şunu getir, bunu getir, bak babana söylerim, ağabeyine söylerim, baskı altında bir çocukluk. Sonra bir kızlık çağı, aman aman gözü açılmasın, hemen anlamadan, dinlemeden, sormadan, bir evlilik. Öte yandan erkek evlatlar, erkek evladım, aslan oğlum, o erkektir, onu yapamaz, bunu yapamaz, evde duramaz, gezecek tozacak oynayacak. Bak babası oğlumuzun bıyıkları terlemeye başladı, harçlığını fazla ver, arkadaşları ile buluşacak, evde yalanla dolanla kaçmış kızlar varsa, kaçamak yapacaklar, hahaha hihihi. Aha yaşı geldi, hadi erkek evladımızı evlendireceğiz. Şimdi hahaha hihihi sirasi annede, babada. Kızı anne baba beğenecek, kendi yaşantı tarzlarına göre bir gelin bulur, alelacele erkek evlatlarının baş göz ederler. Öte yandan evleneceği yasa kadar baskı altında kalmış kızlar, doğal olarak ezilmiş olarak, içinde biriktirmiş olduğu baskının rövanşını almanın yolunu deneyecektir. Yeni gelin erkeğin kabiliyetine göre, günbegün bu yeni hanım üstünlük taslama, kadınlığını kullanarak erkeğine hakim olmaya başlayacaktır. Bu arada erkekte illaki ben egemen olacağım, kadınına sus karışma, konuşma, iste o zaman çatışma şiddet başlamış oluyor. Bu sevenlerde, aşık olanlarda da hiç fark etmiyor. Şimdi burada suç kimde? İki suçlu kurum var, biri aile. Elhamdülillah biz Müslümanız diyoruz, şu soruyu sormamız gerekir. Biz ne kadar Müslümanca, islami terbiye ve ahlak örnekliği gösteriyor, evlatlarımızı bu hal üzere yetiştiriyoruz. Her şeyi öğreniyoruz da bu işin bilgi ve becerisini ne kadar öğrenmişiz. Mesela babalar, işten artan vakitlerimizi, nerede harcıyoruz. Erkek evladı olan babalar, erkek evlatlarını dizinin dibine alıp, Allah´ın verdiği bu evlatları, Allah´ın istediği, emrettiği gibi yarına hazırlıyor muyuz? Babalar örnek olup bak oğlum beni örnek al, yarın bir eşin olacak, o sana Allah´ın emanetidir, onun var olan her türlü eksiklerini tamamlayıp, bilmediklerini öğreteceksin. Eşinin hem kocası hem hocası olacaksın. Ufak tefek şeylere sabır edecek, her ikinizde mutlu olacaksınız. Dövmeyeceksin, sövmeyeceksin vs. vs.
Hanım anneler kızlarına örnek olmuş mu? O kızlar da yarın bir eş, bir anne olacağını, bak kızım, eşine karşı nazik sevecen olacaksın, esin işten gelince onu kapıda güler yüzle karşılayacaksın. Hatırını soracaksın. Sabahtan işe yolculayacak, hayırlar dileyecek, akşama hangi yemeği yapayım diye, sevgiyle saygıyla davranacak, sesini yükseltmeyeceksin. Onun günü zor stresli geçmiş olabilir. Darılmayacak, sorun oldu mu sakin sakin konuşarak, anlatarak, güzel huzurlu sonuç alacaksın. Bak kızım, hak var hukuk var. Yarın cennet var cehennem var. Sevgi ile şefkatle kaç tane anamız, kız evlatlarını yetiştiriyor, Allah´ın helallerinden, haramlarından ne kadar haberdar ediyorlar.
Günümüzde gerek erkek evlatları, gerek kız evlatları, bilgisiz, beceriksiz, hali ile kişiliksiz yetişiyorlar. Yarın evlendiklerinde, neler yapmıyorlar ki. Yalnız şiddeti kadına mı yapılıyor. Etrafına, anaya babaya, konuya komşuya, huzursuzluk veren birer mahluk oluyorlar. Bu benzetmemi mazur görün. Ben açık açık şunu ifade etmem gerekiyor. Gerçekten annenin babanın, Allah´ın emrettiği gibi, imanı öğretmeleri, bu öğreti ile yetişmiş kadın, erkekler, birbirlerine sevgi şefkatten başka bir şey veremeyecekleri muhakkaktır. Ben bugün ki bilgisizliğin, inançsızlığın yalnız kendi egolarını tatmin etmek neticesinde bu şiddet bu zulümler oluşuyor. Burada yani bu şiddette yalnız erkekler değil, kadınlarda da suç vardır. Onlarda egolarına yenik düşüyorlar. Ve bu neticeleri görmüş ve duymuş oluyoruz.
Evet birinci suçlu aile kurumu olarak açık açık ortada. İkinci kurum devletin aile sistemi ile paralel köklü bir eğitim sisteminin olmayışından kaynaklandığı inancındayım. Milli eğitimde ömürlerinde hiç lazım olmayacak dersler vardır. Ama aile ile ilgili köklü bir ders bir eğitim yoktur. Bir zamanlar, çocuğun din dersi görsün mü, görmesin mi diye aile kurumlarına kağıt imzalatıyorlardı. Bu yetmiyordu, Allah´a inanmayla dalga geçen öğretmenleri de duymadık değil. Allah’tan şeker isteyin dedirtip, şeker gelmeyince, alin size ben şeker vereyim diyen öğretmenler, bunu da kısa keseyim. Kısacası devlet bu hususta bugün böyle bir insan yetiştirdi. Allah´tan korkmayan, şiddete eğilimli. İnsanları kapitalist tüketime özendirip, bugün ki ortamı hazırlamıştır. Dini otoritelerde yarı hikaye yarı hurafe bir karışımla yüzeysel, geleneğe göre bir din algısı aşılamışlar. Sözde Allah´a inanıyorlar. Netice, Allah C.C.  istemediği bütün melanetler işleniyor. İşte içi boş bir inanç. Devletin eğitim müfredatını yeniden düzenleyip ilkokuldan başlayarak, ailelerle iletişim içinde, insan Müslüman yetiştirmelidirler. Babanın annenin ne olduğunun, okul dersleri olmalı. Dini bilgiler, hurafe hikaye karıştırılmadan direk Kuran´dan olmalı. Hele ana iyi anlatılmalı. Ana çocuğuna hamileyken, ana karnındaki tekmeleri ile, verdiği rahatsızlığı, doğum sancıları, acıları, çocukların benliklerine yerleştirilmeli. Hele çocuk doğduğun da, onu emzirme, ananın gece uykusuzlukları, sonra bu analar ihtiyarladığında, onlara öf bile denilemiyeceğini okulda, okul cağında öğrenilmeli, öğretilmeli, Ya baba dış dünyanın acımasız mücadelesi, ekmek derdi, geçim derdi, çocuklarının gelecek istikbali, böylece tükenen bir ömür, bükülen bel, ağaran saçlar, daha ne sıkıntıları, itilip kakılmaları, bütün bunlar, okul dersi olarak, hem aile hem okul eğitimi ile çocuklar yetiştirilmeli. Böyle bir eğitimle yetişen nasıl olurda şiddet kullanır. Nasıl zulüm, haksızlık yapabilirler. İçine Allah´a karşı sorumluluk işlenmiş, bunu benliklerine kadar yerleştiren, ne bir erkek, ne bir kadın, böyle şiddet yollarına asla bas vuramaz. Tabi istisnalar hariç. İşte o zaman bu işler düzelebilir, şiddet ortadan kalkabilir. Öyle eften püften kısır yöntemlerle bu işlerin düzeleceğini bir netice alınacağını beklemek öyle kolay kolay halledilemeyecektir.
Şu tespiti de yaparak yazımı sonlandırmak istiyorum. Kadınımızı reklam aracı olarak soyup soğana çevirmişler. Soyunan da soyunmayan da bu işi çok sevmiş. Severek seyirci olmuş. Bu şekilde her gün gözlere hitap ekmek artık kadını meta olarak görmeye, günbegün kadınların esas değeri gözden düşmeye başlamış, ilgi duyulamamaya başlamış, gün gelecek kadınlar odundan farkı kalmayacak. Bugün Avrupa bunu yaşıyor.  Bugün Avrupa da batı da, kadını reklam aracı olarak bitirme noktasına getirmişler. Zaten kim kadın, kim erkek belli olmamaya başladı.  Artık erkeklerde, kandınlar da birbirleriyle evlenmeye başlamışlar. Hadi batıyı bir kenara koyalım, bunu biz Müslümanız dediğiniz ülkelerde, ülkemizde gün geçtikçe bizlerde batı alemine benzemeye eğilimi gözlemliyoruz.  Kadının bu hale gelmesi, maddiyat gibi, vücudunun değer kazanması, kadına olan saygıyı, sevgiyi, şehvet duyguları ilgi duyulmaz hale getirilmektedir. Buda toplumunda kadının çöküşü demektir. Bütün bunları göz önünde bulundurarak, acil önlem alınması gerekmektedir.
Ayet: Bilin ki Allah´in verdiği söz gerçektir. Sakin dünya hayati sizi aldatmasın ve şeytan Allah´in affına güvendirerek sizi kandırmasın. Sure 31 Ayet 33.
Ayet: Allah ve elcisi, bir konuda hüküm verdiği zaman, mümin erkek ve mümin kadının artık dilediği gibi davranma hakkı yoktur. Kim Allah´a ve elcisine karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur. Ahzap Suresi 36.
Ayet: Ey iman edenler! Allah için hakki ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Maide suresi Ayet 8.
Selam ve dua ile.  İKTİBAS DERGİSİ