‘İslamiyet’, Kürdistan’ı kaybetmekle Kürtler kaybolmuş olur…

Mansur T. Taşçı

VAN 22.06.2015 12:47:00 0
‘İslamiyet’, Kürdistan’ı kaybetmekle Kürtler kaybolmuş olur…
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Ne yazıktır ki, Kürtler de yaygın hale gelmiş olan “Dünya nereye gidiyorsa biz de oraya gidiyoruz” derekesine düşmüş durumdalar.
“İslamiyet Kürdistan’ı kaybetmekle ne olur?” sorusuna verilecek cevap çok önemlidir.
Bu soru cümlesinin tahtında müstetir olan anlayış, konjonktürel gerçeklik karşısında, hakikati yitirme durumudur.
Mustağni pozitivist modern aklın insanımızı kuşattığı günden bu yana hakim olan, “Dünya nereye gidiyorsa biz de oraya gidiyoruz” asrilik anlayışı demek ki Kürtleri de derinden etkilemiştir.
‘İslamiyet’ dediğinizde, dillendirmek istediğiniz hakikat şudur; İslam’a aidiyet, İslam milletine mensubiyetin bir başka ifadesidir.
İslam milletinin tarihini, peygamberler tarihi olarak anlamadığınız zaman, insan olarak varoluşunuzun, hakikatle bağını kuramazsınız.
Hz. Yusuf (as) döneminde, İslam milletine mensup olanlar, varlıklarını kendi dönemlerinin Firavun (güç) konjonktürel gerçekliği ile anlamlandırmaya kalksalardı eğer, insan olarak varoluşlarını, İslam milletinden kopardıkları için kıyamete kadar sürdüremeyeceklerdi.
İslamiyet, Kürdistan’ı veya Arabistan’ı kaybetmekle hiç bir şey kaybetmiş olmaz. İslamiyet’i kaybeden Kürt, Kürtlüğünü kaybetmiş olur.
Konjonktürel gerçekliğin eteklerine yapışarak, dünyanın gittiği yere biz de gideriz mantığının hakikat zannıyla götüreceği yer, bir derekeden ibarettir.
O derekeye bakanlar, yığınla kavimlerin o derekeye düşerek kaybolduğunu görürler.
Tarihlerini Batı’nın apış arasında yazma gayretinde olanların doğuracakları, spastik özürlü bir gelecektir.
Konjonktürel gerçekliğin götüreceği tek yer zandır, hakikat değil.
Dolayısıyla ‘İslamiyet’ Kürdistan’ı kaybetmekle, Kürtler kaybolmuş olur.
Kürtlerin kaybolmaması için tek yapacakları şey, bu aziz milletin eteklerine sımsıkı yapışmalarıdır.
Derekeden bir varoluş hikayesi değil, bir yok oluş hikayesi çıkar ancak…