“İSLAM ÜMMETİ İMAMESİ KOPMUŞ BİR TESBİH GİBİDİR”

Suriye’nin Halep şehri ile vahşette sınır tanımayan Budist çetelerin saldırılarına maruz kalan Arakanlı Müslümanların katledilmesine Vanlı STK’lar tepki gösterdi.

VAN 3.12.2016 13:53:44 0
“İSLAM ÜMMETİ İMAMESİ KOPMUŞ BİR TESBİH GİBİDİR”
Tarih: 01.01.0001 00:00


Suriye’nin Halep şehri ile Myanmar Devletinin askeri güçleri ve Budist çetelerin barbarca saldırılarına maruz kalan Arakanlı Müslümanların acıları dinmiyor. 

Yapılan zulümlerin sebebini Müslümanların fikir ayrılığına düşmesinden kaynaklandığını belirten STK’lar, İslam ülkelerinin farklı mezhepsel durumlardan ve iç çekişmelerden dolayı imamesi kopmuş bir tesbih gibi dağıldığına dikkat çektiler. 

Halep ve Arakan’daki Müslümanlara uygulanan zulüm ve işkencelere tepki gösteren Mustazaflar Cemiyeti Van Şube Başkanı Recep Karabulak ve Diyanet-Sen Van Şube Başkanı Nurullah Arvas, yapılan saldırıları kınayarak, katliamların önüne geçmek için İslam ülkelerindeki yöneticilere büyük sorumluluk düştüğünü belirttiler.

Yapılan katliamlara Müslümanların tepki göstermemesinden dolayı zulümlerin artığını belirten Mustazaflar Cemiyeti Van Şube Başkanı Recep Karabulak, “Müslümanlar ölümlere, katliamlara alıştırıldı. Ne yazık ki ölen Müslümanların kanı o kadar değersizleştirildi ki katliamlar sıradan bir vaka, sıradan bir olay halinde geldi. Burada kedisi kaybolan bir çocuğa duyduğumuz şefkati, merhameti ne yazık ki oluk oluk akan Müslüman kanına duyamaz hale geldik.” dedi. 

“ÂLİMLER DÜNYA MÜSLÜMANLARINI HAREKETE GEÇİRECEK EYLEMLERDE BULUNMALI”

Yapılan zulümlerin önüne geçilmesinde İslam âlimlerine büyük görevler düştüğünü dile getiren Karabulak, İslam âlimlerinin zulüm ve katliamlara karşı dünya Müslümanlarını ayağa kaldıracak eylemlerde bulunmaları gerektiğini söyledi. 

Karabulak, “Âlimler, İslam âleminin kandilleri mesabesindedir. Bu durumda yol gösterici mesabesindedirler. Onların rehberliğinde gerçek anlamda kitlesel olarak tepkilerimizi ortaya koymamız gerekmektedir. Bizler ne yazık ki bu konuda çok pasif hale geldik. Değil ki âlimlerimiz, sıradan basit bir ferdimiz bile artık bu olayları hiçe sayar hale geldi. Müslümanları gerçekten bu konuda özellikle ilim ehli dediğimiz âlimlerimizin dünya Müslümanlarını ayağa kaldıracak, harekete geçirecek eylemlerde bulunması lazım.” şeklinde konuştu.

“HALEP TAZE KAN VEREN BİR ŞEHRE DÖNDÜ”

Sözcükte Halep’in ‘taze süt veren’ anlamına geldiğini belirten Karabulak, ne yazık ki günümüzde Halep’te yapılan katliamlardan dolayı taze süt veren değil, taze kan veren bir şehre döndüğünü ifade etti.

Karabulak, “Müslümanların unutmaması gereken iki esas vardır. Birincisi Peygamber Efendimizin (sav) gerek yaşantısın da, gerek sözlerinde ve Kitab-ı Kerim’de Allah’u Teâlâ’nın Müslümanları birbirine kardeşler kılınması hasebiyle Müslümanların kesinlikle bir kardeşine karşı yapılan zulmü kabullenmemesi lazımdır. Bir diğer husus ise Müslümanlar olarak bizler, bu konuda emin olun yapacağımız en ufak bir adım dahi yapması gerekiyor. Eğer bu konuda bizler tepkisiz kalırsak, yediğimiz yemekten lezzet alıp, kafamızı rahat bir şekilde yastığa koyup yatıyorsak bir kez imanımızı sorgulamamız lazım. Halep’in sözlük anlamında baktığınız zaman; ‘süt veren, taze süt’ anlamına geliyor. Şu an ne yazık ki Halep taze kan veren bir şehre döndü.” diye belirtti. 

“SORUN EMPERYALİST GÜÇLERE BIRAKILMAMALIDIR”

Van’daki yerel Müslümanlardan başlayarak, tüm dünyadaki Müslümanların kalkıp en ufak şekliyle dua etmesi gerektiğini belirten Karabulak,  İslam ülkelerinde yaşanan sorunları dış güçlere ve emperyalist güçlere bırakılmaması tavsiyesinde bulundu.

Karabulak, “Sırf birbirimize olan kinimizden dolayı Müslümanalar çözümü Gayri Müslümler de arar hale geldiler. Mezhepçilik, fırkacılık fitnesi yüzünden Müslümanların kanı oluk oluk akarken, buna ne yazık ki engel olamıyoruz. Buğz etmemiz gerekenler Allah ve Resulünün düşmanlarıyken, biz onları bırakıp sırf fırka ve mezheplerden dolayı birbirimizi berhava ediyoruz. Müslümanların artık ciddi anlamda dışardaki güçlerin gelip müdahale etmesine engel olmamız lazım. Fırkamız, mezhebimiz, meşrebimiz ne olursa olsun biz Allah’ın yarattığı kullarız. Ve ‘hamdolsun Müslümanız’ diyoruz. Bu yüzden fırka, mezhep ayrımı yapmaksızın bu bölgenin asıl sahipleri olarak yıllardır, yüzyıllardır, binlerce yıllardır burada yaşayan Müslümanlar olarak konuya müdahale etmemiz lazım.” ifadelerini kullandı. 



“HALEP İSLAM ÜMMETİNİN EN BÜYÜK ACISI VE SORUNUDUR”

Halep’teki zulümler ve Myanmar’daki Arakanlı Müslümanların Budistler tarafından katledilmesinin büyük bir acı olduğunu ifade eden Diyanet-Sen Van Şube Başkanı Nurullah Arvas ise, “Artık televizyonları açamaz olduk. O çocukların, annelerin feryatlarını işittiğimiz zaman artık psikolojimiz bozuluyor. Buna rağmen İslam ümmeti olarak bir birlik içerisinde değiliz. Şu an İslam ülkeleri arasında ayakta kalmaya çalışan bir Türkiye kalmıştır. O da maalesef iç ve dış düşmanlarımız tarafından bu gücü ortadan kaldırmak istiyorlar. Malum AB, ABD, İsrail ve diğer bütün devletler Türkiye’deki istikrarı çökermek adına ellerinden gelenini yapıyorlar.
” dedi.

“BİZLERE BÜYÜK GÖREV VE SORUMLULUK DÜŞÜYOR”

İslam ülkelerinin bütün siyasi liderlerine, İslam âlimlerine büyük sorumluluklar düştüğüne vurgu yapan Arvas, “Burada bütün Müslümanlara görev düşüyor. Bütün İslam ülkelerindeki siyasi yöneticilere, liderlerine büyük görev ve sorumluluk düşüyor. Bu bizim acımız, orada ölen bizim kardeşimiz, orada bombalar altında kalan bizim evlatlarımız. Bizim ülkemizde bir yangın oluyor. Gencecik çocuklar yanarak ölüyor ve içimiz yanıyor. Ama Suriye Halep’te her gün bunlar oluyor. Her gün bombalar altında ölüyor, eziliyor, sakat kalıyor.” şeklinde konuştu. 

İslam ülkelerinin farklı mezhepsel durumlardan ve iç çekişmelerden dolayı imamesi kopmuş bir tesbih gibi dağıldığını dile getiren Arvas, “İnancımız gereği bir zulmü gördüğümüz zaman onu elimizle, ona yetmiyorsa dilimizle, ona da yetmiyorsa kalbimizle buğz etmemiz gerekiyor. Bu da imanın en zayıf noktasında olduğumuzu gösteriyor. İslam ümmeti imamesi kopmuş bir tesbih gibidir. Dolayısıyla her tarafa dağılmıştır. Biz kendi ülkemize dahi İslami gruplar ile çakışabiliyoruz. Birlik olmayı, dirlik olmayı bırakmışız ve iç çekişmelere girmişiz. Bu iç çekişmeleri tamamen bırakmak lazım.” ifadelerini kullandı.  

“İSLAM ÜMMETİ İMAMESİ KOPMUŞ BİR TESBİH GİBİDİR” 

Yılmaz Sönmez/Van Olay