Geçtiğimiz günlerde ırkçı ve İslam düşmanı bir kişilik olan ve aşırı sağ bir grubun liderliğini yapan Tommy Robinson isimli İngiliz’in mahkeme masraflarının Middle East Forum (MEF) isimli ABD kuruluşu tarafından ödendiği ortaya çıktı. MEF ayrıca politik baskı ve gösteri yapmak için de çalışmalar yapmış. Aynı kuruluş geçen yıl FETÖ’cülerle birlikte bir NATO toplantısında konferans düzenlemeye çalışmıştı ve fakat Ak Partili Ahmet Berat Çonkar’ın girişimleriyle hevesi kursağında kalmıştı. MEF’in başında Daniel Pipes isimli azılı bir Yahudi var. Bu şahsın aynı zamanda MEMRI isminde Ortadoğu’ya odaklanmış gibi görünen ve fakat Müslümanları karalayan bir enstitüsü var.
Bunun yanında Brigitte Gabriel, Walid Phares, Pamela Geller ve Robert Spencer gibi birçok radikal Yahudi ve Hristiyan, İslam düşmanlığını (İslamofobi) yaymak için muazzam paralar alıyorlar. Adı geçen ve geçmeyen şahıslar Abstraction Fund, Clarion Project, David Horowitz Freedom Center, Middle East Forum, American Freedom Law Center, Center for Security Policy, Investigative Project on Terrorism, Jihad Watch ve Act! for America gibi sahip oldukları kuruluşlarla İslam’a saldırıyorlar. Yahudi düşmanı değiliz ama dünyada İslamofobiyi en çok Yahudi kökenlilerin yaptığını vurgulamak gerek.
Amerikalı Müslümanların kurduğu Council on American-Islamic Relations (CAIR) ve Berkeley Üniversitesinin birlikte hazırladığı bir rapora göre İslam düşmanlığı yapan 74 kuruluş -ki 33 tanesinin tek işi İslam düşmanlığı yapmak- 2008 ile 2013 yılları arasında 206 milyon dolar bağış almışlar. Bağışların bir kısmı bu şahısların cebine girerken, kalan kısmı da İslam’ı ve Müslümanları terörizmle, pedofiliyle, ahlaksızlıkla, şiddetle, cehaletle vs. ilintilendirmek için yapılan projelerde kullanılıyor.
Nitekim başarılı oluyorlar da. Bugün El Kaide, DAEŞ vb. terör örgütleri olmasa da bu şahıs ve kurumların karalamaları sayesinde İslam, Batı dünyası tarafından bir öcü olarak bilinecek. Ayrıca bunların İslamofobik propagandaları yüzünden hem Müslümanlara yapılan saldırılar artıyor, hem de bazı Müslümanlar şiddete başvurmak zorunda kalıyorlar. Yaptıkları kara propagandalarda şiddet olmadığı için düşünce hürriyeti kılıfını kullanıyorlar. Ancak koca bir dini terörün kaynağı ve mensuplarını terörist olarak lanse ettikleri için şiddet ister istemez oluyor ki istedikleri de tam olarak bu.
Sorun ve failler belli olduğuna göre çözümü konuşabiliriz. Bahsini yaptığımız kişilerin etkili olmalarının önemli bir sebebi, medya desteğidir. Birisi CNN’e çıkıp da Yahudi veya Hristiyan düşmanlığı yapamaz. Ama İslam’a her türlü hakareti yapabilir. Fakat yine de internetin yaygınlaşmasıyla birlikte İslamofobiklerin güçlü medya desteğini kırmak mümkün. Web siteleri ve sosyal medya yoluyla bu şahısların iftiralarına panzehir olacak yazı ve paylaşımlar hazırlanabilir. Dolayısıyla mücadele için imkân var. Geriye mücadeleyi yapacak insanlar ve onlara sahip çıkacak kurumlar kalıyor.
Diğer Müslüman ülkeler birbirleriyle uğraşmaktan bu tali (!) mevzuyla uğraşamaya vakit bulamayacakları için iş yine Türkiye’ye düşüyor. Fakat dini koruyup kollamak devletten çok şahıslara düştüğü için (zaten hukuken devletimizin dini yok) görev sivil toplum örgütlerine (STK) kalıyor. Son istatistiklere göre dünyada en çok yardım yapan ülke Türkiye ve yardımların çoğunu STK’lar yapıyor. Ancak STK’ların İslamofobi ile mücadele için herhangi bir çalışması bulunmuyor.
Oysa nasıl ki (ve ne kadar güzel ki) Afrika’nın en bilinmeyen yerlerine gıda yardımı götürüyorlarsa Amerika, İngiltere, Almanya gibi ülkelere de gidip bu soruna da el atmaları elzemdir. Yukarıda adı geçen CAIR isimli kurum güzel işler yapıyor ama nefesi daha fazlasına yetmiyor. STK’lar gerek bu gibi derneklerle irtibat içinde olarak gerekse de kendi merkezlerini kurarak İslamofobi ile mücadeleye başlamalı. Geçtiğimiz günlerde Hollandalı ırkçı Geert Wilders Peygamberimizi (a.s.m.) en kötü tasvir eden bir karikatür yarışması düzenledi. Sanırım yarışma hâlâ devam ediyor. İsterdik ki birileri de Geert Wilders’inkine alternatif bir yarışma düzenlesin. Fakat Wilders’in yaptıklarından çoğumuzun haberi bile yok. Kendimiz karikatür olmuşuz da haberimiz yok.
YENİ AKİT
