İşgalle vatan, parayla devlet olmaz

Ömer Lekesiz

VAN 24.07.2018 11:15:44 0
İşgalle vatan, parayla devlet olmaz
Tarih: 01.01.0001 00:00

İsrail meclisince alınan ve Güney Afrika’daki örneğine göre apartheid olarak nitelenen yeni kararda neler var?

1-Ulus devlet çatısı altında toplanan Yahudiler, bu devletin sahipleri olarak birinci sınıf; İsrail tarafından işgal edilen topraklarda, sayıları mustavtin Yahudilerinin sayısıyla eşit olan Araplar ise ikinci sınıf vatandaş sayılıyor,

2-İbranice resmi dil, Kudüs ise başkent olarak benimseniyor,

3-İşgal altındaki Filistin toprakları, dünyanın başka yerlerindeki Yahudilerin yerleşimine açık hale getiriliyor,

4-Yahudi işgal güçlerinin 1948’de vatanlarından sürdüğü Filistinlilere geri dönüş kapısı tamamen kapatılıyor,

5- Filistin topraklarına, Yahudi Ulus Devleti tanımıyla yeni bir hukuki boyut kazandırılmaya çalışılıyor.

Zekeriya Kurşun hoca, Yeni Şafak’taki son yazılarında, Yahudilerin bu kararları alma nedenleri üzerinde bihakkın durduğu için, benim bundan ayrıca söz etmeme gerek yok.

Sadece onun son yazısında yer alan, “İsrail Meclisi çıkardığı bu yasa ile yakın gelecekte Müslüman ve Hristiyan Araplar karşısında azınlığa düşme ve Siyonistlerin bu topraklardan çıkarılma korkusunu da resmen ilan etmiş oldu.” şeklindeki tespitini Tora ve Amerika yönünden açmanın yararlı olacağını sanıyorum.

Tora’da şöyle deniyor:

“Lot kendisinden ayrıldıktan sonra, Tanrı Avram’a ‘Gözlerini kaldır ve bulunduğun yerden kuzeye, güneye, doğuya ve batıya bak’ dedi. ‘Çünkü gördüğün tüm bu ülkeyi sonsuza kadar sana ve soyuna vereceğim. Soyunu toprağın tozu gibi yapacağım. Öyle ki, eğer bir kişi toprağın toz zerrelerini sayabilirse, o zaman soyun da sayılabilecektir. Kalk ülkeyi enine boyuna dolaş; çünkü onu bütünüyle sana vereceğim.” (Bereşit 13:14)

Yahudilerin dünya üzerindeki sayısı herkesin malumudur ve buna göre ilk söylenişiyle toprağın tozu teriminin herkeçe aşırı abartılı sayılacağı ortadadır.

Tora’nın 19 yüzyıl yorumcularından Rabi Samson Raphael Hirsch, bu abartıyı bir benzetme olarak niteleyerek, “Bene-Yisrael’in belirli bir dönemdeki nüfusunu belirlemek için değil, ölümsüz bir ulus olan Bene-Yisrael’in nesiller oyunca kümülatif nüfusunu vurgulamak için yapılmıştır. Bene-Yisrael birçok millet gibi yok olmamış, varlığını hep devam ettirmiştir.” yorumunda bulunmuştur.

Buna göre Yahudileri faşizan kararlar almaya, apartheidi meşrulaştırmaya iten ilk nedenin Tora olduğunu söylemek mümkündür.

İslamofobya ile İslam dünyasını sıkboğaz eden, buna gerekçe olarak da İslam’daki cihat hükümlerini gösteren Batı’nın, Yahudilerin Tora merkezli apartheid kararına tepkisizliği izahtan vareste bir ikiyüzlülük örneği olarak somutlaşmaktadır.

Öte yandan, Yahudi şeriatı, Nazilerin soykırımına rahmet okutacak denli küresel bir belanın deliline dönüştürülürken, Hz. İsa’nın Yahudileri muhatap alan, “Sizi yılanlar, engerekler soyu! Cehennem cezasından nasıl kaçacaksınız? (…) Ey Yeruşalim! Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleri taşlayan Yeruşalim! Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi ben de kaç kez senin çocuklarını toplamak istedim, ama siz istemediniz. Bakın, eviniz ıssız bırakılacak! Size şunu söyleyeyim: ‘Rab’bin adıyla gelene övgüler olsun!’ diyeceğiniz zamana dek beni bir daha görmeyeceksiniz.” İlenciyle onların Filistin merkezli bir vatan ve devlet anlayışını yıkışı gözardı edilmektedir. (Matta, 23:37)

Kurşun hocanın “Siyonistlerin bu topraklardan çıkarılma korkusunu” olarak belirlediği husus ise, Yahudileri Filistinde toplayan güçlerle alakalıdır.

Buna göre tek gerçek, Yahudi devletinin salt bir adlandırmadan ibaret olduğu; Yahudilerin İngiltere ve Amerika’nın İslam dünyasına sapladığı hançerin muhafızları olmaktan öte bir karşılıklarının bulunmadığıdır.

“Kudüs’ü ziyaret edebilmek için, İsrail devletine pasaportunu arz edip, giriş iznini ondan alan sen mi bunu söylüyorsun” şeklinde bir itirazın yükseleceğini tahmin ettiğim için, aynı şeyleri Sri Lanka’ya giderken de yaptığımı, ama buranın da son tahlilde kağıtta(n) bir devlet olduğunu söylemek durumundayım.

O halde şu önce sorunun cevabında anlaşalım: İngiltere ve Amerika, Filistin’i kendi adlarına işgal ettirdikleri Yahudilerin arkasından çekilseler, İsrail devleti kaç gün yaşayabilir?

İsrail’in nükleer silaha sahip olduğunu öne sürmek yerine, lütfen şunun cevabını da veriniz:

İsrail devletinin vatandaşı sayılan mustavtin Yahudilerinin kaç tanesinde ikinci bir devletin pasaportu yoktur?

Bu sayıyı öğrendiğinizde, Yahudilerin yegane vatanının Tevrat’tan ibaret olduğunu söyleyen Levinas’a hak vereceğiniz gibi, Birinci Dünya Savaşı’nda ekonomik kriz yaşayan İngiltere’nin Yahudi paralarıyla tahkim edilmesi karşılığında sevk ve idare ettiği Yahudi işgaliyle vatan, Amerika’nın dünya imparatorluğu sayılmak için Yahudileri korsan olarak kullanmasıyla devlet olunamayacağına da hak vereceksiniz.

YENİ ŞAFAK