IRAK VE SURİYE’DE EMANETÇİ İŞGALCİLER

Yerli halkları düşmanlaştırarak,

VAN 18.10.2016 11:09:41 0
IRAK VE SURİYE’DE EMANETÇİ İŞGALCİLER
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Irak ve Suriye’yi terör coğrafyasına dönüştürenler, kukla yönetimler altında terör örgütleri eliyle toprak egemenliğine dayalı kirli ve karanlık bir oyunu sahneliyorlar. Bu oyunun dayandığı kirli hedef; İslam coğrafyasında mezhep savaşlarını kalıcılaştırmak ve bu yolla yeni enerji oyununu küresel baronların çıkarlarına göre tanzim etmektir.
Akşam/Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu
Irak ve Suriye’yi terör coğrafyasına dönüştürenler, kukla yönetimler altında terör örgütleri eliyle toprak egemenliğine dayalı kirli ve karanlık bir oyunu sahneliyorlar. Bu oyunun dayandığı kirli hedef; İslam coğrafyasında mezhep savaşlarını kalıcılaştırmak ve bu yolla yeni enerji oyununu küresel baronların çıkarlarına göre tanzim etmektir.
Bu kirli oyun, terör örgütleri eliyle sürdürülmek isteniyor. PKK/PYD-YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleri birbirini meşrulaştırarak, birbirini beseleyerek ve aynı amacın aparatları, enstrümanları olarak küresel çıkar odaklarının denetiminde bölgede kan akıtmaya, toprak egemenliğine dayalı fonksiyon üstelenmeye devam ediyor.
Bu örgütler, esasen emanetçi işgalciler durumundadır. Asıl arkalarındaki güçlerin hizmetine sunulmak üzere başta Suriye ve Irak olmak üzere Ortadoğu da yeni haritaların çiziminin kanlı ve kirli kalemleri olarak toprak ve şehir işgallerine yöneldiler. Yerli halkları düşmanlaştırarak, yerlerinden yurtlarından ederek kirli ve kanlı bir enerji oyununun mızrak ucu durumdalar.
Özellikle son yıllarda Doğu Akdeniz’in yükselen doğalgaz jeopolitiği, Irak ve Suriye’nin geleceğine damga vurmaya başladı. Bu iki ülke bölgede kurgulanarak, sahnelenmek istenen enerji oyununun bir parçası durumuna sokuldular.
Dün başlayan Musul operasyonunda özünde bu refleks var. 2 yıldır terör örgütü DEAŞ’in elinde kalan bu tarihi ve stratejik şehrin ve çevresinin bugün kurtarılmaya çalışılmasıyla, Musul’un bu bölgede sahnelenmek istenen yeni enerji oyununun bir parçası olarak kılınmaya gayret ediliyor.
Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonu devam ederken, Türkiye’yi devre dışı bırakmaya çalışarak Musul harekâtını yapmaya çalışmak, sahici ve samimi bir terör mücadelesine işaret etmiyor. Aksine Musul’un terör örgütü DEAŞ’ten kurtarılmasından daha çok Musul’un ele geçirilmesi, mezhep savaşının odağı haline getirilmesi oyununa işaret ediyor. Türkiye’nin tüm uyarılarına rağmen bu yol yeğlenirse, Irak ve Suriye ajandasına yeni kanlı ve kirli bir terör denklemi eklenmiş olacak.
Suriye’ de yapıldığı gibi Musul üzerinden Irak’ta da PKK/PYD-YPG benzeri ve bu terör örgütü yapısıyla uzantılı bir örgütün peydahlanması ihtimalini de görerek, Türkiye, Suriye de DAEŞ terörüne karşı sahici ve samimi mücadelesini sürdürüyor. Bunun yanı sıra Suriye’nin kuzeyini terör örgütü eliyle bir enerji koridoruna dönüştürerek, bir oldu bittiye getirmeye çalışanların Fırat Kalkanı operasyonuyla tasarladıkları oyunun yarım kalması, Musul operasyonuna yansıyan bir faktör olarak belirginleşiyor.
Uzun sözün kısası, Türkiye tüm dünyaya terör örgütleriyle amasız, koşulsuz gerçek mücadelenin nasıl olması gerektiğini ispatlamaya devam ediyor… Emanetçi işgalcilerin arkalarındaki küresel baronlara inat…