İpin Ucu Puştun Elinde

Memur Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu, ABD Büyükelçiliğinden gelen telefonu ilk kez Akit’e açıklarken, gündemdeki konularda ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

VAN 3.01.2014 17:23:59 0
İpin Ucu Puştun Elinde
Tarih: 01.01.0001 00:00

AK Parti Hükümetine karşı sinsi girişim ve açıklamalarıyla gündemden düşmeyen Amerikan Büyükelçiliği’nin, muhafazakar camianın en büyük STK’larından biri olan Memur Sen Konfederasyonu’nun basit bir eylemi üzerinden bir takım kirli hesaplar içine girdiği ortaya çıktı.

BAŞKAN GÜNDOĞDU AKİT’E AÇIKLADI

Memur Sen, memurların özlük hakları konusunda Hükümet’le görüş ayrılığı yaşamış, 23 Mayıs 2012’de 1 günlük iş bırakma kararı almıştı ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'ndan beklentilerinin gerçekleşmemesi durumunda eylemlerinin çok farklı şekilde devam edebileceğini açıklamıştı. Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, o gün bu konuda bugün yaşanan olaylarla da alakalı olduğunu düşündükleri çok ilginç bir telefon aldıklarını Akit’e açıkladı. Gündoğdu, 23 Mayıs günü Amerikan Büyükelçiliği’nden bir yetkilinin, temsilcilerini arayarak, bu eylemlerin devamının ne zaman geleceğini, ne kadar süreceğini sorduğunu açıkladı.

“DEVAMI NE ZAMAN GELECEK?”

Akit Ankara Bürosunu ziyaret eden Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Akit Ankara Temsilcisi Yener Dönmez ile Ankara Haber Müdürü Fatih Akkaya’ya olayı şöyle anlattı:  “Geçen yıl toplu sözleşmede gece saat 24.00’e kadar ek ödemeyi alamamıştık. Başbakan ile Maliye Bakanı ile Çalışma Bakanı ile gerek telefonda gerek yüzyüze görüşmelerimiz olmuştu. Saat 24.00’e kadar verilme ümidi vardı. Verilmeyince bir günlük iş bırakma eylem kararı almıştık. Ertesi gün de iş bırakmıştık. O kararı aldığımızda, ‘Bu eylemi yapacağız, devamı da gelebilir’ diye başkanlar kurulumuzda karar almıştık. Ertesi gün Güvenpark’ta sabahtan akşama kadar eylem yaptık. O gün Amerikan Büyükelçiliği’nden biri oradaki ilgili bir arkadaşımı telefondan arıyor. Devamı gelecek dediğiniz, eylemin devamı ne zaman gelecek şeklinde sorular soruyor. Bizimkisi siyasi, ideolojik değil, özlük hakları ile ilgili bir tavırdı. Bunun üzerinden bu şekilde sorularla karşılaşmış olmamızı, bugün yaşanan olaylarla birlikte düşündüğümüzde neyin ne olduğunu daha iyi anlıyoruz.”

BU PROJEDE İPİN UCU PUŞTUN ELİNDE

Memur Sen Başkanı Gündoğdu, 17 Aralık operasyonuyla ilgili de çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Operasyonun tek başına yolsuzluk operasyonu olmadığını, küresel bir yapıda ve içeride işbirlikçilerinin bulunduğunu ve hedefin AK Parti Hükümeti ile Başbakan Erdoğan’ın olduğunu söyleyen Gündoğdu, “Bu bir projedir. Hedefi güçlü Türkiye’dir, ülkenin Başbakanı Erdoğan’dır. Ve bu projede ipin ucu puştun elindedir” dedi.

GEZİYLE BAŞLAYAN BİR SÜREÇ

Bu sürecin yeni olmadığını, Gezi eylemleriyle başlayan bir süreçten geçildiğini vurgulayan Gündoğdu, “Ağaç kalkışmasından istedikleri sonucu alamayınca,  toplumun en duyarlı olduğu yolsuzluk konusunu burada projenin içine dahil ettiler” diye konuştu.

“Burada yolsuzlukla ilgili yapılması gereken ne ise yapılmalıdır elbette. Bakan oğlu vs hiç fark etmez. Hukuk da gereğini yapmalıdır. Bunda zerre kadar tereddüt yok” diyen Gündoğdu, fakat meselenin bundan ibaret olmadığını kaydetti.

r11-002.jpg

(Beraberindeki Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen ile birlikte Akit Ankara Bürosunu ziyaret eden Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Akit Ankara Temsilcisi Yener Dönmez ile Ankara Haber Müdürü Fatih Akkaya’ya çarpıcı açıklamalarda bulundu. )

GÖZDE PROJELER DERDEST EDİLMEK İSTENİYOR

Gündoğdu,  şöyle devam etti: “Operasyonlara bakıyorsunuz, Türkiye’nin gurur duyduğu projeler hedefte. Hava limanı inşaatı, 3. köprü, Marmaray, Kanal İstanbul gibi dünyanın, batılı ülkelerin rahatsızlık duyduğu projeleri yapan, yapmakta olan ve ihaleyi alanların derdest edilmek istendiği bir operasyon. Şimdi insan soruyor. Bunların hepsi aynı gün mü yolsuzluk yaptı? Bir buçuk yıldır yolsuzluk yapanların belgeleri niye devlete, başsavcıya verilmedi. Niçin uluslararası bir projenin içine monte ediliyor.”

KİM Mİ BUNLAR

“Şimdi burada böyle bir toplum mühendisliği var. Bu ülkeye yazık değil mi? Hedef alınan ortak kazanımlarımız değil mi? Referandum, eğitim sistemi, başörtüsü özgürlüğü, kalkınma, dünya mazlumlarının sözcülüğünü yapma, İsrail’in Mavi Marmara saldırısından sonra ilk kez özür diler konumuna gelmesi... Bunlar Türkiye’nin yararına değil mi? Irak ile petrol anlaşması yapmışız kim rahatsız Amerika, kim rahatsız İsrail. Bu projenin ipinin ucu puştun elinde. O puşt uluslararası proje, emperyalizm, Siyonizm, kapitalizm Türkiye’nin büyümesinden rahatsızlık duyanlar. Türkiye’ye İran’la doğalgaz anlaşması yapamazsın ama biz anlaşırız diyenler. İran’a altın satamazsın ama biz satarız diyenler. Irak’la petrol anlaşması yapamazsın ama biz bu petrole el koyarız diyenlerin tamamı bu projenin ortağıdır.”

CEMAAT’E ‘CERAHAT’ DİYENLER ELİNİ OVUŞTURUYOR

“Cemaate cerahat diyenlerle, hükümete husumet diyenlerin elini ovuşturduğu bir pozisyon var. Oysa burada siyaset kurumuna, demokrasiye, milletin iradesine önem veren herkesin yer alacağı taraf Ak Parti’nin yanıdır. Çünkü uluslararası güçler Başbakanı, Davos’ta katil İsrail’e karşı bir dakika dediği için yemeye çalışıyor.”

CEMAAT PROJE SAHİPLERİNİ MEMNUN EDEN TARAFTA

Ahmet Gündoğdu, operasyonun içerideki işbirlikçileri ile Cemaat’in takındığı tavır konusunda da şunları söyledi:

“Ben cemaatin ya da cemaatçi geçinenlerin, -iyi ya da kötü niyetli- bu projenin sahiplerini memnun eder tarafta olduğunu düşünüyorum. Bu projelerden bağımsız olarak Türkiye’de cemaat ile Ak Parti’nin öteden beri bir ilişkisi var mı? Var. Ak Parti’nin tamamı olmasa bile Başbakan ile cemaatin tepesinde başörtü konusu, imam hatipler konusu, Mavi Marmara konusu, İsrail’le ilişkiler konusu, Amerika ile ilişkilerin biçimi, bir dakika çıkışı gibi önemli konularda ister istemez bir görüş ayrılığı var mı? Var. 12 Eylül referandumunda ise yüzde yüz görüş birliği var mı, var. Bir tarafta paketi çıkaran iktidar, bir tarafta ölüleri de kaldırıp oy verdirten cemaat. Cemaatin yetiştirdiği adamları bakanlıkta iş başına getirmede yüzde yüz görüş birliği var mı var. Cemaatin Türkiye’de ve dünyada önünü açmada görüş birliği var mı, var. Ne zamana kadar Hakan Fidan olayına kadar. Fidan olayında cemaatten bir kısım emniyet ve yargı mensupları Hakan Fidan’a Ergenekon’a hamilik yaptığı, koruyuculuk yaptığı iddialarıyla soruşturma açıyor. Dünyanın her yerinde bu soruşturma Başbakana açılmış kabul edilir ki, Sayın Başbakan da bunu gördü ve bu nasıl yapılır diye tepki gösteriyor, ilk ciddi kırılma orada başlıyor mu, başlıyor. Ondan sonra iki taraf birbirine artık defans uygulamaya başlıyor belli pozisyonlarda.”

ÇAKMA CEMAATÇİLER KAVGAYI KÖRÜKLÜYOR

“Cemaat kadrolaşma ile yetinmeyen bir yapıya gitti. Cemaatin iktidarla yaşadığı kavga biçimi uluslar arası projeye denk gelmesi dolayısıyla proje sahiplerinin ekmeğine yağ sürüyor. Bunun içerisinde cemaatten olanlar da var, çok üzülenler da var, çakma cemaatçiler de bunu körüklüyor.”

HAYIRCILAR BAYRAM EDİYOR

“Bakın 12 Eylül referandumunda Memer Sen-Cemaat-Ak Parti birlikte yüzde 58’i oluşturduk. Şuanda cemaatin Ak Parti ile girdiği kavganın içerisindeki pozisyonu hayırcılara bayram ettiriyor. Şuanda cemaatin bilerek ya da bilmeyerek içinde bulunduğu pozisyon geçmişte, 28 Şubat’ta yanlış yapan askerlerin pozisyonundan farklı değil.”

UMDUĞUNDAN MAHRUM OLANLAR SIZLANIYOR

Gündoğdu, AK Parti’de yaşanan istifalar ve istifacıların eleştirileriyle ilgili de “Siyasette umduğunu bulamayanlarla umduğundan mahrum olanların düştüğü durum sızlanma durumudur. Bakan iken istifa etmiyor, bakanlıktan sonra istifa ediyor. Bir diğeri bakanlık gidince ağzından emziği düşmüş çocuk gibi sızlanıyor. Bunun hiçbir anlamı yok” dedi.

Yeni Akit