İnşirah'ınızı Kalbinize Davet Edin

Cuma Obuz

VAN 3.12.2017 13:35:40 0
İnşirah
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Hayat bazen insan için ağır mı ağır imtihanlar dünyası olabiliyor. İnsanın içinde ve dışında yaşananlar bazen öyle bir hal alır ki dil de çaresiz kalır yürek de. Zorluklarla dolu olduğunu bildiğimiz dünya hayatı aslında ayakta durabildiğimiz kadar yaşanılasıdır.

Altından kalkamayacağımızı düşündüğümüz imtihanlarda bazen Allah öyle bir güç veriyor ki insana... Fakat insanın kendi inşirahını çağırması gerekiyor.

Önce Musa'nın duasına gidelim; "Musa dedi ki Rabbim göğsüme genişlik ver; işimi kolaylaştır; dilimden şu düğümü çöz ki beni anlasınlar..." (Taha Suresi 25-28)

Musa'nın bu duası onun ruhunun görevinin ağırlığı altında ezildiği bir anda kalbin diline söylettikleri...

Musa, hakikati anlatma görevini almıştı ama dilinden ve ruhundan endişeliydi. Ve başaramam korkusu sarmaya başladığı anda kendi İnşirahını çağırmıştı bu dua ile. Kendi kalbinin ve muhataplarının kalbinin sahibi olan Allah'a "Göğsüme inşirah ver" diye yakarışta bulunmuştu. Zira kalbi ferah olmayan kim olursa olsun sözünü söyleyemezdi. Kalbi sıkılan bir insan ne diline ne de bedenine söz geçirebilirdi. Zaten Fetih Suresi'ndeki "sekine" kavramı da bunu anlatıyor...

"İmanlarına iman katsınlar diye mü'minlerin kalplerine güven ve sükunet (sekine) bahşeden O'dur; zira göklerin ve yerin bütün orduları Allah'ın emrine amadedir: ve zaten Allah her şeyi bilmektedir, her hükmünde tam isabet sahibidir." (Fetih Suresi 4)

Allah, insanın en güçsüz anında ona yardım edendir. Zira insan yaratılışı gereği sanki her şey ile mücadele edebilecek gibi bir özgüven potansiyeline sahiptir. Ama yine yaratılışı gereği her şey ile baş edemeyeceği gerçeği ile de yüz yüzedir. Bu yüzden insanoğlu bazen dünyanın en başarılı ve mutlu insanı olabilirken bazen de dünyanın en bedbaht ve mutsuz insanı olabiliyor. Hatta bir anda her şeyini kaybetmek gibi ağır bir imtiham ile de karşılaşabiliyor. İşte tam da burada insanoğlunun yapacağı şey onun kaderini tayin ediyor.

Sıkıntı ve zorluk anında insan Rabbine yönelir ve İnşirah'ını isterse Allah ona bitimsiz bir rahmetle ferahlık ve sekinet verir. Bunun şartı ise samimi bir kalp ve mücadeledir. Zira insan samimiyetini ve mücadelesini kaybederse kendi İnşirah'ını toprağa gömmüş oluyor.

Muhammed Ayeyhisselam'ın kalbinin genişletilmesi olayı da O'nun ruhunun bunaldığı, yükünün ağır geldiği, belki de ümitsizliğe kapıldığı bir anda İnşirah'ını  istemesi ile başlayan bir süreç. Rabbim beni terk mi etti diye yüreği daralan Muhammed Nebi'ye Allah'ın cevabı Duha ve Şerh ile olmuştur.

Allah, Muhammed Nebi'ye senin kalbin benim elimde sen mücadeleden sakın yılma sekinet ve iç huzuru ben verdim sana demiştir. Zira kalbin inşirahı insanın yine içindedir.

Velhasıl İnşirah aslında içsel bir yolculuktur. İçini ferah tutmak ve umudunu asla yitirmeden çabalamak İnşirah'ına davet çıkarmaktır.

Bu yazıyı okurken sizlerin de yaşadığı birçok şey aslında buna örnektir. Çünkü insanınn ne sıkılıp daralması ne de genişleyip ferahlaması bitmez. Her kolaylık ardından gelen zorluğa hazırlıktır. Her zorluk da ardından gelecek olan kolaylık için sabretmek ve direnmektir.

Unutmayın İnşirah'ınız her an sizinledir. Sadece onu çağırmayı unutmayın ve mücadeleden asla koplayın.

Şimdi Alemlerin Rabbi olan Allah'ın kullarına verdiği o büyük müjdeyi bir kez daha okuyalım ve İnşirahımızın kıymetini bilelim...

"Göğsünü açıp seni ferahlatmadık mı? Ve yükünü sırtından kaldırmadık mı? Ki o yük belini iki büklüm etmişti! Ve senin şanını yüceltmedik mi? Sözün özü: elbet her zorlukla beraber tarifsiz bir kolaylık vardır; evet, her zorlukla beraber tarife sığmaz bir kolaylık vardır. Şu halde (zorluktan) kurtulduğunda (kolaylıktan) nasibini gözet! (Zorluğu aşınca tebliğe devam et) Ve (yüzünü) yalnız Rabbine dön; artık hep (O'na) meylet!" (İnşirah Suresi 1-8)

hilal haber