İNSANLARI KARALAMAK

İnsanları karalamak veya sahiplenmek ikisi de kolay ancak birincisini yapanlar ikincisine göre daha cesurlar acaba neden?..

Çünkü karalama işi çok basit, sahiplenme ise cesaret isteyen, destek isteyen bir iştir. Karalamacının belirli bir kriteri yoktur, görmek istemedikten sonra istediği gibi yorumlar istediği gibi karalar!..

Son olaylar nedeniyle toplumu bilgilendirme noktasında olan medyada işini yapmaya çalışanları, toplumu bilgilendirmek yerine kendilerince yönlendirmek isteyenlerce bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde hedef göstermelerini anlamakta zorlanıyorum, zorlandığım gibi kabullenmek istemiyorum.

Çünkü aynı sokağı aynı caddeyi paylaşıyoruz, mecburiyet caddesinde mecburi karşılaşma işte diyorum ki, nasıl bir akıl nasıl bir izan aynı işi yapan arkadaşlar sırf ideolojik hırs için hiç çekinmeden arkadaşını karalamaya çalışan anlayış, nereye koyacağız bu anlayışı?.

Yoksa bize karşı sloganlaştırılan "ya sev, ya da ter et" yerine "ya bizdensiniz ya da hain" sloganı işimize geldiği için bunu mu kullanacak insanları buna mecbur mu edeceğiz?..

Diyelim ki, sizden olmayanların tamamını derdest ettiniz veya ettirdiniz nasıl yaşayacaksınız ötekiler(hain gördükleriniz) olmadıktan sonra?..

Bu anlayış doğru mudur, özellikle toplum adına söyleyecek sözü olanlar için, "ya bizdensiniz ya da hain" doğru mudur bu? Muhalefetsen iktidarı iktidardaysan muhalefeti istediğin gibi karalayabilirsin yeter ki yapıcı ve iyi niyetli olma, bizden ol!

Yaşadığımız toplumda huzur barış kardeşlik paylaşım hak adalet doğruluk istemeyen var mı?..

Sorusunun tek cevabı vardır! Hayır…

O halde neden toplumsal huzuru, güveni, sevgiyi bulamıyoruz????????

Siz hiç yaşadığımız şu toplumda şiddetten bahseden adaletsizliği savunan vurup kıralım diyen bir Allahın kuluna rastladınız mı?..

Rastlayacağınızı sanmıyorum!...

O halde neden?????????

Neden vatandaşın malı talan edildi, canına kast edildi. Derin yapılanmaları falan karalamamıza gerek yok velev ki öyle, o halde neden hainlere bu fırsatı verecek hava oluşturuldu, kim veya kimler oluşturdu bu havayı?.

 Yoksa bu havayı da onlar oluşturdular mı diyeceğiz. Öyleyse biz nasıl yaşıyoruz nasıl varlık nasıl bir yaşam, nasıl bir demokrasi hak ve hukuk anlayışı bu?..

Dürüstlüğü, adaleti, özgürlüğü, eşitlikçiliği vs. sadece kendi tekellerinde görme anlayışı siyaset yapmakta olan hiçbir siyasi oluşum için doğru değildir.

Sahip olunmak istenilen yönetim anlayışında halk ötekileştirilemez, bunu iyi bilelim ki, bütün bu sancıların tek sebebi ötekileştirilerek yönetilenlerdir.

Bir taraftan bırakan ellerini, bedenleriyle taşın altına girenler diğer taraftan menfaatleri için taşın altını oyanlar, ne yapacaksın ikisi de siyaset işte!.

Kişinin yeri konumu hiç önemli değildir, içeride olmuş, dışarıda olmuş, vekil olmuş, bürokrat olmuş, iş adamı olmuş, sanayici olmuş, yazar olmuş, gazeteci-haberci olmuş, STK başkanı olmuş vs. hiç birinin önemi yoktur. Önemli olan ne yapmak istediği ve toplumu ne kadar ilgilendirdiğidir…

Dolayısıyla söylediğiniz söz çoğu zaman en fazla sizi üzer sonuçları itibarıyla. Atılan twwit'le verilen mesajla ulaşılmak istenilen hedef çoğu zaman acılarla dolu olabilir, o nedenle attığımız twwit'i verdiğimiz mesajı iyi düşünmek zorundayız.

Biz hala düşünmek yerine, birilerini izliyorsak, ne yapıp ne ettiklerine göre kendimize alan oluşturmaya çalışıyorsak medeni cesaretimizi daha kazanamadık demektir. Her ne kadar da medeni görünsek, arkadaşız desek bile!..

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.