İnancım gereği kendime has ilkelerim var

Eleştirisizliği sağlamaya çalışmak, insan için hayatın bir anlamda donuklaşması olur.

VAN 16.06.2015 22:19:10 0
İnancım gereği kendime has ilkelerim var
Tarih: 01.01.0001 00:00
 BEN ELEŞTİRİLERİMDEN VAZGEÇTİĞİM GÜN?

Eleştirinin elemek kökünden geldiğini herhalde bilmeyeniniz yoktur. Elemek istediğin elek referans aldığın düşüncenin kalitesiyle orantılıdır. Eleştirmek istediğin zümre siyasilerse iyi eleyip sık dokumak lazım. Katırcının katırlarını ürkütürsen eleştirilere tahammülü olmayanlarca faturanın sana kesilmesi kaçınılmaz olur.

Oysa eleştiriyi yapan İnsanın kendisine yakın gördüklerini eleştirmesi yakın gördüklerini daha iyiye daha güzele gitmelerini istemesindendir.

Bir gazeteci yazar olarak, bu memleketin bir ferdi olarak memleketime insanıma verdiğim değer gereği doğru yapanların yanında yanlış yapanların ise ensesinde oldum ve olmaya da devam edeceğim. Anlayacağınız, "Ben eleştirilerimden vazgeçtiğim gün görevimi yapmamışım demektir!.."

İnancım gereği kendime has ilkelerim var bu ilkelerimin başında hak ve adalet gelir. İyi bir vatandaş olmak zorunda olmadığıma, ancak iyi bir insan olma zorunda olduğuma inanır ve davranışlarımı beklentilerimi isteklerimi de bu doğrultuda harekete geçiririm.

Bu güne kadar eleştirimde Yalan, iftira, istihza olmadı/olmayacak. Bazı gerçeklerin herkesin bildiği bir sır haline gelmemesi gerek, arzulanan siyasal başarılara için!..

Eleştiri ile toptancı yaklaşımı ayırmamız lazım. Birinde teşvik vardır diğerinde tehdit vardır. Teşvikte daha iyinin daha güzelin ortaya çıkması var, tehditte ise gücü elinde bulunduranların hak hukuktan ziyade hâkim olma sevdaları vardır. Eleştirilerde paylaşım olmalıdır!..

Düşünce alışverişi karşılıklı öğrenme ve istifade etme niyetine dayanmalıdır. İnsanın doğruları gerçekleştirebilmesi karşısındaki insana değer vermesi onu sevmesi ve önemsemesi ile mümkündür!.

Her insan bir başkasını sevmeme gibi bir durum içerisinde olması doğaldır, ancak burada halka hizmet verme noktasında görev alan siyasetçinin toplumsal fayda getirip getirmediği göz önünde bulundurularak eleştirilmeli ve sorgulanmalıdır,

Yoksa o şahsın sevilip sevilmediği, düşüncesinin beğenilip beğenilmediği noktasında değerlendirmesi doğru olmaz. Eleştiri sevgi doğurmalıdır, nefret değil!.

Yapılan eleştirilerde niyet esastır ve ilk başlangıçta kişinin niyeti sorgulanmaya mahal bırakmadan kendini ele verir.

Yapılan ve yapılması gerekenler noktasında her insan eleştiriye açık ve eleştirilmeli, ancak bütün bunlar toplumun gerilmesi noktasında hizmet verenlerle hizmet alanların birbirlerine kin ve nefretle yakınlaşması olmamalıdır.

Eleştirisizliği sağlamaya çalışmak, insan için hayatın bir anlamda donuklaşması olur.

Çünkü eleştirirsiz bir ortamda herkes aynı düşünür, aynı düşünen veya aynı düşünceye zorlanan insanların bulunduğu ortamda hiç kimse kendisi değildir,

Kendisi olmayan olamayan birinin iyi bir vatandaş olması mümkündür ancak iyi bir insan olması hiçte mümkün değil!.

Ben eleştirmeye devam edeceğim sizler ister rahatsız olun ister olmayın ki olacağınız kesindir,

Çünkü sizler geldiğiniz veya getirildiğiniz güç tarafından eleştirilmez görülebilirisiniz, kendinizi hatasız görmüş olabilirsiniz ancak bizim öyle bir derdimiz yok.

Unutmayın ki, ben ve benim gibi düşünen insanlar eleştirilere ara verdikleri gün tüm toplumu esir almışsınız demektir. Bu durumda başta sizler ve toplumun birileri hesabına robotlaştırıldığınız anlamına gelir, Allah bizi bu robotlaşmaktan korusun!.

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.