HÜDA - PAR Sistemin Alternatifidir`

Hür Dava Partisi`nin hiçbir siyasi partinin alternatifi olarak ortaya çıkmadığını söyleyen HÜDA-PAR kurucu üyesi Av. Mehdi Oğuz, partilerinin sisteme alternatif olarak ortaya çıktığını söyledi.

VAN 9.12.2012 18:56:52 0
HÜDA - PAR Sistemin Alternatifidir`
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Van`da yaptığı İslami yayın ile büyük beğeni toplayan Serhad FM de haftalık olarak yayınlanan "Hafta Ertesi" programında bu hafta yeni kurulacak olan HÜDA-PAR konuşuldu.
 
İlke Haber Ajansı Van Temsilcisi Fikret Özkan`ın hazırlayıp sunduğu programa konuk olarak katılan Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) kurucu üyesi Av. Mehdi Oğuz, HÜDA PAR hakkında merak edilen soruları cevapladı. Oğuz, parti olarak hiçbir siyasi partinin alternatifi olarak ortaya çıkmadıklarını aksine sistemde var olan ve bir türlü aşılamayan sorunların çözümü noktasında sisteme alternatif olarak ortaya çıktıklarının altını çizdi.
 
HÜDA-PAR`ın kuruluş sürecini özetle anlatan Av. Mehmet Mehdi Oğuz, partileşme sürecini Mustazaf-Der`in kapatılmasıyla birebir örtüştürmenin pek doğru olmadığını söyledi. Mustazaf-Der`in kapatılmasının partileşme sürecini hızlandırdığını ifade eden Oğuz, "Malumunuz dünya değişiyor aynı şekilde Türkiye de değişiyor. Müşahede ettiğimizde, özellikle Türkiye`de siyasi alanda Müslümanların sesi olabilecek, Müslümanların sorunlarına çare olabilecek, bütün mazlumların yanında yer alabilecek, Müslüman halkın sorunlarına İslami çözümler üretebilecek bir siyasi partinin olması gerektiği ihtiyacı hâsıl oldu. Geçmişte sistem tarafından uygulanan baskılar nedeniyle Müslüman halk zulümlerle karşı karşıya kaldı. Bu değişim ve dönüşümle birlikte biz, Mustazaflar camiası olarak siyasi alanda da İslami bir partini kurulmasının artık yararlı olabileceğini, şu anki konjonktürün buna uygun olduğunu düşünerek adım attık" dedi.
 
"Sistem Meşru Değildir"
HÜDA-PAR`ın Müslüman halkın inançlarına ilişkin temel hakların savunucusu olacağını vurgulayan Oğuz, cumhuriyetin kuruluşuyla beraber Müslümanlar için ezilme dönemi başladığını ve bilhassa bu noktada dindar bir millet olan Kürd halkının daha fazla ezilen taraf olduğunu hatırlattı. TBMM`nin kuruluşunun ardından 1921 anayasasındaki dini literatürlere dikkat çeken Oğuz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Meclis, halkın temsilcileriyle bir araya geliyor ve bir anayasa meydana getiriliyor. Tabiri caizse herkes özgür bir şekilde bu ülkenin İslam düşmanlarının elinden kurtulması noktasında iradesini ortaya koyuyor.1921 anayasasında "Devletin dini İslam`dır" açıkça yazılıdır. Egemenliğin halka dayalı olduğu yazılıyor. Anayasanın 7. Maddesinde ise aynen şöyle diyor. "Din buyrukların yerine getirilmesi…" Bu husus bile TBMM`in görevleri arasında. Halk bunu bildiği için size destek veriyor. Halk, kurulan meclisi, devletin dinini İslam olarak kabul ediyor. Tamamen Müslüman halkın temsilcisi olarak görüyor ve temsilcilerini seçip gönderiyor. Ve bu meclisin destekle kurtuluş savaşı kazanılıyor. Daha sonra halkın bu şekilde verdiği temsiliyet yetkisini birileri kötüye kullanıyor. Daha sonra yapılan anayasalarda, halk bu savaşı kanıyla canıyla vermiş ve İslami bir yönetim anlayışının olmasın beklerken -Necip Fazıl`ın söylemiyle: "Öz yurdunda garipsin"- kendi yurdunda düşman edildiğini fark ediyor ve buna tepki gösterdiği zaman da her türlü katliama maruz bırakılıyor. Âlimleri darağacına asılıyor…"
 
"Parti Tüzüğü Çok Şeyi Yerinden Oynatacak"
HÜDA-PAR olarak müspet bir siyaset yapacaklarını söyleyen Oğuz, dolayısıyla mevcut partilerin -hakkı savunduklarını iddia ettikleri takdirde- HÜDA-PAR`ın kurulmasından endişe etmemeleri gerektiğini söyledi. Siyasi partilerin yaptıkları doğrular karşısında onların savunucusu olacaklarını ifade eden Oğuz, bunun yanında yanlış bir şey yaptıkları zaman da onların karşısına dikileceklerini söyleyerek, "Biz, yarın çıkıp da halkımızın sesi olduğumuz zaman, birilerinin bizden hoşnutsuzluk duyması beklenilen bir durumdur. Ama şunu iyi bilmek lazım. Halkla mücadele edilmez. Tarihten bu yana halkla mücadele edenler her zaman kaybetmeye mahkûmdurlar. HÜDA-PAR`ın parti tüzüğü bir yerde çok şeyleri de yerinden oynatacak, hakkı ve zalimleri tanımlayacaktır" şeklinde konuştu.
 
Siyasetin uzun soluklu bir iş olduğunu dile getiren Oğuz, önlerinde ilk önce yerel seçimlerin olduğunu; ancak yerel seçimlerdeki çalışmaların nasıl olacağı, kaç bölgede yerel seçimlere gidileceğinin konuşulmasının şimdilik erken olduğunu kaydetti.
 
"Biz İdealist Bir Partiyiz; Ama Hayali İdeallerimiz Yok"
"Biz idealist bir partiyiz; ama hayali ideallerimiz yok. Gerçekleşeceğine inandığımız hayallerimiz var" diyen Oğuz, "İslami çözüm kurtuluşun adıdır. HÜDA-PAR`ın en büyük devrimi niteliğindeki adımı, sorunları İslami bir potada, İslam`ı referans alması alarak sorunların nasıl daha iyi bir çözüme kavuştuğunu göstermesi olacaktır. Şimdiye kadar mevcut partiler bu konuda çalışma yürütmemişlerdir. Biz inanıyoruz ki bu HÜDA-PAR tarafından gerçekleştirilecektir. Allah`u Teâlâ`nın kitabı Kur`an`da ve Resulullah`ın sünnetinde bütün halkların sorunları için çözümler olduğuna inanıyoruz. Ama bu sorunlar mevcut sistemlerin halkımızın İslami değerleri referans almasına izin vermediği için bu sorunlar çözülmüyor. Kürt sorunu hususunda da HÜDA-PAR`ın programı açıklandığı zaman yine göreceksiniz ki gerçekten de ses getirecek önerilerimiz vardır Allah`ın izniyle. Bunu da yine İslami referanslarla dile getireceğiz. Kürtler bu toplumun asli unsurlarıdır. Bunu kabul etmek lazım" ifadelerini kullandı.
 
"Başörtü Sorununun Çözülmemiş Olması Ciddi Bir Eksikliktir"
Konuşmasında AK Parti yönetimini de eleştiren Oğuz, Müslümanların AK Parti`ye adil bir yönetim sergileyecekleri, bu güne kadar Müslümanlar olarak yaşadıkları sıkıntıların bir nebze de olsa giderilebileceği umuduyla destek verdiğini söyleyerek, "Her ne kadar AK Parti kendini İslami bir parti olarak tanımlamasa da insanlarımızı hüsnü niyetleri ile partinin başında ve yönetiminde bulunan insanların geçmişlerine bakarak onları Müslüman olarak değerlendiriyor ve Müslümanların sorunlarına daha bir duyarlı olacaklarını düşünüyordu. Dolayısıyla insanlarımızın bu bakış açısı da AK Partiye yükümlülük yüklüyor. Bu halk sizi Müslüman olarak gördüğü için bugüne kadar destek vermiş. Siz de bu halkın değerlerini, inançlarını dikkate almak zorundasınız. Eğer Müslümanların bu haklı taleplerini dikkate almazsanız halk desteğini sizden çeker. Bütün verilen sözlere rağmen, beklentilere rağmen başörtü sorununu çözülmemiş olması ciddi bir eksikliktir" şeklinde konuştu. (Fırat Arslan - İLKHA)