'Hizaya Gel!' Çekmeler Hep Tek Taraflı mı Olacaktı

Medya gücü yoluyla siyasetçilere, on yıllardır, apoletlilerden nicelerini de kışkırtarak 'Hizaya gel!.' çekenler şimdi hizaya gelmek ihtiyacını hissetmişler.. Bu da ibretlik ve kazançlı bir tablo.. Selahaddin E. Çakırgil’in yorumu:

VAN 2.03.2017 09:54:50 0
Tarih: 01.01.0001 00:00
 28 Şubat 1997 Askerî Darbe zorbalığı günlerinin kaptan gemisi, 28 Şubat'ın 20. yıldönümü eşiğinde Askeriye üzerinde yeni bir şeytanlık denemesine cesaret etti ve 'Karargâh rahatsız' başlığı attı ya..

28 Şubat günlerindeki TV yayınlarıyla haklı bir sempati kazanan ama o şöhretle sonunda kaptan gemisinin sularına demir atan bir kalem de, Genelkurmay Başkanı'na 'Niçin susuyorsun..' diye hitap ederek, onu tahrik etmeye, devlet sisteminin dışında, başına buyruk bir silahlı güç kurumunun, ordunun başında olduğunu ona hatırlatmaya, eski alışkanlıkların nüksetmesine yeşil ışık yakmaya kalkıştı. Bu kalem sahibi, ordunun başkomutanının Cumhurbaşkanı olduğunu henüz bilmiyor veya öğrenememiş olamayacağına göre, bilmezlikten gelerek bazı hassas sinir uçlarını uyandırmaya, yaraları kaşımaya çalışıyor; bu ordu kurumunun henüz 9 ay öncelerde ağır bir 'darbe ihaneti'ne uğramış olmasının sonuçlarını bile göze almadan..

***

Sözkonusu 'kalem', şimdi bu gazetenin malûm darbeci odakları kışkırtmaya yönelik son ‘karargâh rahatsız..’ şeklindeki yayınını eleştirenleri 'Hükûmet kalemşörleri' diye niteliyor; ama kendisi, patronunun kalemşörlüğüne soyunmuş.. O kadar ki,'Konuşsanıza..' diye hitap ettiği Genelkurmay Başkanı'na, '- Bizim üzerimizden Hürriyet’e yüklenmek, büyük haksızlıktır' demesi gerektiğini bile telkin ediyordu.

***

Ama gazetesinin yaptığı açıklamayla, fena halde açığa düştü.

Çünkü, sözkonusu yayın organı, "Karargah rahatsız" manşetiyle ilgili olarak,' (...) haberimiz yayımlandıktan sonra gördük ki (...), Genelkurmay'da hükümete karşı bir rahatsızlık varmış şeklinde de anlaşılabilmektedir. (...) Kasıt bu olmamakla birlikte ‘karargahta rahatsızlık’ başlığı maksadı aşan bir editöryal hata olarak görülebilir.

Ordumuzun seçimle işbaşına gelmiş sivil iradenin emrinde olması demokrasimiz için vazgeçilmez bir şarttır' diye günah çıkarmaya çalıştı.

***

Öyle anlaşılıyor ki, bu açıklama Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Pakistan'a giderken yaptığı sert açıklamanın sonucu idi.

Tayyip Bey bir soru üzerine yaptığı açıklamada -özetle- şöyle diyordu:

'İsmini verdiğiniz bu gazetede, ön sayfada atılan başlık, tabii içeride atılan başlık da çok çok daha çirkindi. (...) Atılan başlık bir terbiyesizliktir, seviyesizliktir.(…) Bunun bedelini ağır ödeyecekler. (...)’ Devleti birbirine düşürmeye kimsenin hak ve yetkisi yoktur. Bunlar onların eski alışkanlıkları.. Artık geride kaldı. Herkes yerini ve konumunu bilecek. (...)'

***

Evet, söz konusu yayın organını telaş içinde böyle bir açıklamaya sevk eden saik, Tayyip Bey'in bu kararlı açıklaması idi.. Ama, daha da ilginç olan, söz konusu 'kalem'in de dün 'Rahatsız' kelimesi yanlış oldu..'demek zorunda kalmasıydı.

***

Şöyle diyordu:

'(…) keşke “Karargâh” ve “rahatsız” kelimelerinden oluşan bir cümleden kaçınılsaydı.

Bu ülkenin hafızasında “Genç Subaylar Rahatsız” gibi çirkin bir manşet en güçlü şekilde yerini korurken... “Karargâh rahatsız” başlığının o hafızayı canlandırabileceği hesap edilseydi.'

***

İşin aslının faslının şöyle bir şey olduğu anlaşılıyor: “Karargâh rahatsız” ifadesi dışındaki diğer tüm ifadeler, kendilerine (Genelkurmay’a)aitmiş. (…) eleştirilerin muhatabı, hükümet ve devlet değilmiş. Muhataplar, haksız ve asılsız ithamlarda bulunan çevrelermiş. Durum böyle olduğu halde... (…)

BUNDAN BÖYLE...

“Karargâh” ve “rahatsız” sözcüklerini yan yana getirmekten, halis niyetle de olsa karargâhlara-marargâhlara bulaşmaktan uzak durmalıyız.(...)'

***

Evet, gelinen nokta bu.. Medya gücü yoluyla siyasetçilere, on yıllardır, apoletlilerden nicelerini de kışkırtarak 'Hizaya gel!.' çekenler şimdi hizaya gelmek ihtiyacını hissetmişler.. Bu da ibretlik ve kazançlı bir tablo..

Her ne kadar (F.K gibi) bazıları, o gazetenin ‘Karargâh rahatsız..’ başlığını görünce ‘basının eski günlerine dönüldüğü gibi bir heyecanı yaşamış’ ise de, hemen ertesi gün hizaya ge(tiri)lenler karşısında ne gibi bir duyguya kapılmıştır; onu da yazsaydı bari..

STAR