GÜVERCİN İLE TİLKİ (öykü)

Ayşegül Görmüş

VAN 17.10.2016 10:51:05 0
GÜVERCİN İLE TİLKİ (öykü)
Tarih: 01.01.0001 00:00
 GÜVERCİN İLE TİLKİ (öykü)
… servet, emeğimizle kazandığımızdır. Bir servet elimize nasıl geçiyorsa o şekilde elimizden çıkabilir.
Ayşegül Görmüş
Tilkinin biri bir gün ormanda gezintiye çıkmış. Saatlerce yürümüş ve sonunda o kadar çok yorulmuş ki bir dereden su içmeye karar vermiş. Dereye doğru yürümeye başlamış. Dereye yaklaşınca bir güvercinin çukur kazmaya çalıştığını görmüş. Güvercin, arkası dönük olduğu için tilkiyi fark etmemiş. Tilki, güvercinin çukuru neden kazdığını merak etmiş ve bir ağacın arkasından gizlice onu izlemeye başlamış.
Çukur yeterince derinleştikten sonra güvercin kazmayı bırakmış. Etrafı kolaçan etmiş ve yanında getirdiği torbadan altınlarını çıkarmış. Bunu gören tilkinin gözleri fal taşı gibi açılmış. Sessizce güvercini izlemeye devam etmiş. Torbadaki altınlarını çukura koyan güvercin, çukurun üstünü toprakla kapatmış ve gönül rahatlığıyla oradan uzaklaşmaya başlamış.
Güvercin gözden kaybolunca tilki ağacın arkasından çıkmış ve güvercinin altınlarını çalmak için harekete geçmiş. Toprağı kazmış ve altınların hepsini çukurdan çıkarmış. Artık hiç olmadığı kadar zenginmiş. Altınlarıyla yapacaklarının hayalini kurarak yola koyulmuş.
Tilki, çaldığı altınlarla ormanı terk ederken bizim güvercin de yuvasına ulaşmış. Torba dolusu altını olan güvercin bundan sonra diğer komşularıyla aynı yerde yaşayamazmış. Çünkü o artık çok zenginmiş. Oysa diğerlerinin hiçbir şeyi yokmuş. Eşyalarını topladığı sırada yan yuvadaki güvercin onu fark etmiş. “Hayırdır güvercin kardeş, nereye gidiyorsun?” Bizim güvercin üstünlük taslayarak kabarmış ve yan komşusuna küçümseyici bir bakış atmış. “Artık çok zenginim, burada sizlerle kalamam.” demiş. Yan komşusu güvercin şaşırmış. “Neden zengin olasın ki? Senin de iki yumurtan var, benim de iki yumurtam var. Zaten aynı ağaçta yan yana yuva yapmışız.” demiş. Sonra devam etmiş. “Yan yana, alt alta yaşayanlar neden farklı olsun ki?” Kibirli güvercin altınları nasıl bulduğunu açık etmemek için “Neden olduğunu söyleyemem ama bil ki ben senden daha zenginim.” demiş.
Bunun üzerine yan komşusu güvercin “Madem zenginsin, nerede paraların?” diye sormuş. “Sakladım.” diye yanıtlamış bizim güvercin. “Zenginim zenginim diye böbürleniyorsun ama baksana yanında bile getirememişsin paralarını. Servetimiz sadece elimizde olup harcadığımızda ve paylaştığımızda bizimdir güvercin kardeş.” demiş yan komşusu güvercin. Sonra da şunları söylemiş: “Bir yerde sakladığımız servetimizin halen orada olup olmadığını bilemediğimiz gibi o servete tekrar kavuşabileceğimiz de garanti değildir.” demiş ve yuvasına girmiş.
Güvercin, yan komşusunun sözlerini uzun uzun düşünmüş ve onun haklı olduğuna karar vermiş. Altınlarını yerinden çıkarmak için hemen dereye gitmiş. Dereye gidince bir de ne görsün, çukur kazılmış ve içinde hiçbir altın kalmamış. “Servetimiz sadece paylaştığımızda bizimdir.” diyen komşusunun sözleri gelmiş aklına. Komşusunun bu sözlerinden çok etkilenen güvercin, yuvasına uçmak ve komşusunun gönlünü almak için kanat çırpmış. Ve anlamış “Biriktirmek bir kazanç değildir; ancak paylaşırsak mutlu ve huzurlu olabiliriz.” Bir daha da hiç kimseyi küçümsememiş ve elinde ne varsa eşiyle, dostuyla, komşularıyla paylaşmış.
Bu arada altınları çalan tilki, kısa yoldan zengin olmanın ve hayatı boyunca lüks içinde yaşayacağının hayaliyle aklı başından gitmiş bir halde yürürken, altınları çalarken onu gören kurdun hemen arkasında olduğunu fark edememiş. Kurt bir hamlede tilkinin üzerine atlamış ve altınları alıp oradan uzaklaşmış.
Demek ki gerçekten bizim olan servet, emeğimizle kazandığımızdır. Bir servet elimize nasıl geçiyorsa o şekilde elimizden çıkabilir. Unutmayalım ki: Hay’dan gelen Hu’ya gider. Ve son olarak: Ne güvercin gibi böbürlenmeli bu hayatta, ne de tilki gibi hak etmediğiniz bir şeyin sizin olmasını beklemeli.