Gündemden notlar (1)

Ahmet Varol

VAN 6.10.2016 11:30:35 0
Gündemden notlar (1)
Tarih: 01.01.0001 00:00
 

Allah’ın izniyle bu haftaki yazılarımıza İslâm dünyasındaki gelişmelerden farklı konuları sığdırmaya ve değişik gelişmeleri biraz özet bilgilerle tahlil etmeye çalışacağız. O yüzden bu haftaki yazılarımızın başlığı “Gündemden notlar” olacak. 

* Söze Mardin Artuklu Üniversitesi’nin, Seyyid Kutub’un şehadetinin ellinci yıldönümü münasebetiyle İstanbul’da düzenlediği sempozyumla başlamak istiyorum. İki gün süren sempozyumu mümkün oldukça takip etmeye çalıştım ve son derece faydalı oldu. Seyyid Kutub Sempozyumu’nun benim gördüğüm kadarıyla öne çıkan üç önemli özelliği vardı. Birincisi Seyyid Kutub’un hayat ve mücadelesinin bir devlet kurumu tarafından ele alınması ve hakkında uluslararası bir sempozyum düzenlenmesiydi. Bu vesileyle başta Artuklu Üniversitesi’nin rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça olmak üzere üniversitenin tüm ileri gelenlerini ve sempozyumda katkısı bulunan tüm yetkili kişileri tebrik ve takdir ediyorum. İkinci önemli özelliği sempozyumun Seyyid Kutub’u hayatından eserlerine, düşünce aşamalarından mücadele çizgisine kadar çok yönlü ve çok boyutlu ele almasıydı. Bu yönüyle çok faydalı olmuş ve Seyyid Kutub’u bir kez daha yeni baştan tanımamıza vesile olmuştur. Üçüncü önemli özelliği ise Seyyid Kutub’u sadece başarılarıyla değil eleştirel yönden de ele alması, hakkındaki eleştirilere de yer vermesiydi. Eleştiriler insaf çizgisinde kaldı, hakkındaki insaf çizgisini aşan haksız eleştirilere de cevap veren özlü ve özet bilgilere yer verildi. Artuklu Üniversitesi’nin böyle önemli bir çalışmanın kalıcı hale gelmesini sağlamak için sempozyumda verilen tebliğleri kitaplaştıracağını ve katılamayanların da istifadesine sunacağını, bilgilerin de bir kaynak haline gelmesini sağlayacağını umuyoruz. 

* Filistin’deki seçimlerle ilgili bu kez öncekinden çok daha ilginç ve çok daha saçma bir karar alındı. Yüksek Adalet Mahkemesi olarak adlandırılan fakat gerçekte Mahmud Abbas’ın siyasetini meşrulaştırmak amacıyla ona yargı kılıfı geçirmekle görevlendirilmiş olan mahkeme daha önce gerekli hazırlıkların yapılamadığını iddia ederek 8 Ekim’de gerçekleştirilmesi planlanan yerel seçimleri belirsiz bir tarihe ertelemişti. Geçtiğimiz günlerde ise seçimlerin sadece Batı Yaka bölgesinde yapılmasına, Gazze’de yapılmamasına karar verdi. Böyle bir karar söz konusu yargı kurumunun tamamen siyasi amaçlı çalıştığını, Abbas yönetimine hizmet ettiğini, hukukla ve adaletle hiçbir ilgisinin olmadığını, üstelik izlediği siyasetinde de Filistin’in bütünlüğünü değil bölünmesini hedeflediğini gözler önüne serdi. Oysa Yüksek Seçim Kurulu’nun Gazze’deki organlarının çok daha hızlı çalıştığı ve gerekli hazırlıkları 8 Ekim’e göre yaptığı biliniyor. Fakat Abbas yönetimi bu bölgede seçimlere müdahale edemeyeceğini, sonuçlar üzerinde oynayamayacağını, istemediği adayların kendilerini ve programlarını tanıtmalarına engel olamayacağını, fırsat eşitliğini engelleyemeyeceğini biliyor. Asıl mesele bu. 

Abbas’ın mahkemesinin çıkardığı karar Filistin’de değişik çevrelerin tepkilerine neden oldu. Bu kararın Filistin’de bölünmeye zemin hazırlayacağı ve Filistin halkının her bakımdan aleyhine olduğu çeşitli açıklamalarda dile getirildi. 

* İspanya’nın Barselona limanından Zeytune ve Emel gemileriyle harekete geçen, bunlardan Emel gemisinin yolda arızalanması sebebiyle Emel 2 adı verilen biraz daha küçük bir gemiyle yoluna devam eden sonra Emel 2’nin de çekilmesi sebebiyle Zeytune gemisiyle devam eden bayan aktivistler bizim bu yazıyı yazdığımız sırada Gazze sahillerine yaklaşıyordu. Yolcular arasında dünyanın değişik ülkelerinden sanattan siyasete çok farklı alanlarda isim yapmış etkin kadınlar yer alıyor. On yıldan fazla zamandır Gazze’yi insanlık dışı abluka altında tutan siyonist işgalcinin ise Mavi Marmara gemisine engel olduğu gibi Zeytune gemisinin de Gazze limanına yanaşmasını engelleyeceği siyonistlerin medya organlarına yansıyan değişik haberlerde dile getirildi. Bayan aktivistlerin öncelikli amaçları Gazze’ye uygulanan abluka ve ambargoyu yarmak. Bunu başaramasalar bile dünyanın dikkatlerini siyonist işgal rejiminin burada sürdürmekte olduğu ablukaya çekmek ve bu ablukanın etkisiz hale getirilmesi için insanlık görevlerinin yerine getirilmesi gerektiğini hatırlatmak istiyorlar. 

 

YENİ AKİT