Gönüllüce değil, kerhen seçim yaptıran bir baraj

Fatih Mutlu

VAN 19.08.2015 10:59:33 0
Gönüllüce değil, kerhen seçim yaptıran bir baraj
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Şahsen, 7 Haziran seçimleri öncesinde, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) bu kadar yüksek miktarda oy alabileceğine ihtimal vermiyordum. HDP’nin dahil olduğu çizginin yüzde 6-7 bandında “kemikleşmiş” tabanı olduğunu biliyordum, birtakım hataları nedeniyle AK Parti’yi protesto adına HDP’ye kayacak oyları tahmin ediyordum, nihayet Selahattin Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde (estirilen rüzgarla) aldığı oyu da hesaba katıyordum; fakat olsa olsa yüzde 9,5-10,5 oranında bir netice bekliyordum (Yüzde 1’lik farkı küçümsemeyin. Yaklaşık 550 bin oya tekabül eder ve bu pek çok ilimizin nüfusundan fazladır.) Beni boşverin; parti yönetimi ve HDP’ye oy verenler dahil, muhtemelen hiç kimse HDP’nin yüzde 13 oranında bir oy alabileceğini öngörmemişti.

Yukarıda saydığımız verileri de dikkate alarak, bu yüzde 13’lük oyun, “HDP yüzde 10 barajını geçsin” diye sandığa adeta yüklenen seçmenle ortaya çıktığını söyleyebiliriz. “HDP yüzde 10’u geçsin” diyenlerin bir kısmı, HDP politikalarını (çoğunu hiçbir surette) tasvip etmeyen, ama AK Parti’ye darbe vurmak adına hareket eden “anti-AKP” bloğunun seçmeniydi. Diğer bir kısmı, AK Parti’nin politikalarında gördüğü değişiklikle onu protesto edenler ile AK Parti’yi beğenmesine rağmen güvenlik endişeleri nedeniyle HDP’nin barajı geçmesini isteyen Kürtlerden oluştu. Buradaki “anti-AKP” bloğunun, AK Parti ağzıyla kuş tutsa muhtemelen büyük bir kararlılıkla olduğu yerde durmaya devam edeceğini düşünebilir; iddiamızı, çoğunu bütünüyle reddettiği söylemlerine rağmen HDP gibi bir partiye oy vermesiyle kuvvetlendirebiliriz. PKK ve türevlerinin seçimlerden sonra büyük bir şımarıklıkla gemi azıya alıp kanlı eylemler gerçekleştirmesinin, bu kesimin HDP tercihini yeniden değerlendirmesine yol açtığını da söyleyebiliriz. Fakat aslolan, “HDP yüzde 10’u geçsin” furyasını furya olmaktan çıkaracak adımlar atmaktır. Bunun da yolu seçim barajını ve seçim sistemini yeniden ve ciddiyetle ele almaktan geçer. AK Parti’yi protesto ederek HDP’ye oy vermiş Kürtlere hitaben yapılacakları konuştuk, konuşuyoruz, konuşacağız. Burada sadece, yüksek seçim barajının bu kesim nazarında HDP’yi siyaseten mağdur kılıfına soktuğunu, AK Parti’nin ısrarla HDP’nin sesini kesmeye çalışıyormuş gibi bir intiba bıraktığını hatırlatmakla yetinelim. Nihayet, bir diğer grup olan, can güvenliğinden endişe ederek, gönül verdiği AK Parti yerine kerhen HDP’ye oy veren Kürtler… 7 Haziran’dan önce “kan akan muslukları” hepimiz gördük, fakat belli ki buna ilişkin doğru düzgün tedbirler alamadık. “HDP barajı geçemezse kıyamet kopar” yaygarasını boşa çıkaracak güveni veremedik. “Çözüm sürecinin yegane muhatabı PKK ve türevleri değildir” iddiamızı güçlü şekilde ortaya koyamadık. En acısı da, belli ki sandık güvenliğini sağlayamadık. Bu yönde alınması gereken tüm tedbirlerin sağlıklı şekilde işleyebilmesinin bir şartı da seçim sisteminde ve seçim barajında gereken değişiklikleri yapmaktır.

***

Nasipse seçim barajı meselesinin bir başka boyutunu ele alacağımız Pazar günkü yazımıyla konuya -şimdilik- nokta koyalım inşaallah.