“GİRDİK”, “VURDUK” GAZETECİLİĞİ EL DEĞİŞTİRDİ

Serbestiyet/ Alper Görmüş

VAN 30.11.2015 15:28:09 0
“GİRDİK”, “VURDUK” GAZETECİLİĞİ EL DEĞİŞTİRDİ
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Gazetecilerin devlet kararlarını, eylemlerini “biz” kalıbıyla haberleştirmesi onları devletle özdeşleştirir. Türkiye’de bu oluyor ve iktidarda kim varsa, ona yakın medya devletle “sizli bizli” oluyor, “giriyor, vuruyor.”
“Putin köpeği kuduz hale gelmişti dişlerini söktük, ağzına verdik. Daha doğrusu kuzeyimizden sonra güneyimizde de bize sataştı, diş biledi, diş gösterdi, biz de dişlerini söktük ağzına verdik…”
Bilhassa Ortadoğu hakkındaki kapsayıcı, bilgi ağırlıklı yorumlarıyla dikkat çeken; Milli Gazete, Zaman, Yeni Şafak, ve Yeni Asya gibi gazetelerin dış haberlerini yönetmiş olan Mustafa Özcan gibi bir gazetecinin Türkiye-Rusya krizini ele alış biçimi işte böyle oldu.
Türkiye’de gazeteciler, kendi devletleri bir çatışmanın parçası olduğunda garip bir öfori içine giriyorlar, devletle aralarındaki mesafe tamamen kapanıyor, adeta devlet aygıtının organik bir parçası haline geliveriyorlar.
Bu “duyarlılık” dile de yansıyor, haberler “biz” kalıbıyla verilmeye başlıyor. Oysa gazetecilerin devlet kararlarını, eylemlerini “biz” kalıbıyla haberleştirmesi onları devletle özdeşleştirir. Türkiye’de bu oluyor ve iktidarda kim varsa, ona yakın medya devletle “sizli bizli” oluyor, “giriyor, vuruyor.”
Türk Hava Kuvvetleri’nin Türkiye sınırlarını ihlal eden bir Rus uçağını düşürmesi sonrasında, benzer bir tabloyu sadece Mustafa Özcan örneğinde olduğu gibi yorumlarda değil, haberlerde, hatta manşetlerde de gördük.
Mesela (25 Kasım tarihli manşetler):
“Rus çizgiyi aştı, vurduk” (Star), “Uyardık, vurduk” (Yeni Şafak), “İhlal ettiler, düşürdük” (Akit), “Uyardık, vurduk” (Türkiye), “Sınırı aştı, vurduk” (Takvim), “Son kez uyardık ve vurduk” (Yeni Yüzyıl), “10 kez uyardık” (Vatan), “Tam 10 kez uyardık, günah bizden gitti” (Sabah), “Sabrımızı test ettiler” (Akşam).
Bu “sizli bizli”, “vurdulu kırdılı” gazetecilik dilinde dikkat çekici bir nokta daha var. Dikkat edilirse, bu dili kullanan gazeteler, devleti şu anda yöneten iktidarın çizgisine muvafık olan gazeteler… Oysa eskiden bu dilin sahibi, başta Hürriyet olmak üzere merkez medya gazeteleri olurdu. Yani şöyle: Devleti kim yönetiyorsa, onun medyası “giriyor, vuruyor…” Ya da şöyle: Çatapatlı durumlarda “girdik, vurduk” haberciliğinde başı çeken gazetelere bakarak iktidarda kimin olduğunu öğrenebilirsiniz!
RUSYA YA DA RUSLAR YERİNE “RUS” DENDİĞİNDE…
Türkiye ile Rusya arasındaki uçak düşürme krizinin ardından gazete haberlerinde, köşelerinde soğuk savaş yıllarının anti-komünist hissiyatını akla getiren garip bir dil peydahlandı. Bu dilin alâmet-i fârikalarından biri de “Rusya” ya da “Ruslar” yerine “Rus” sözcüğünün tercih edilmesiydi.
İlk bakışta “Rusya’yı vurduk” ile “Rus’u vurduk” arasında; ya da “Ruslar çılgına döndü” ile “Rus çılgına döndü” arasında bir fark yokmuş gibi görünüyor. Oysa var, çok büyük bir fark var.
Türk medyasındaki, “gıcık” kapılan devletler ve milletler yerine o milletin tekil ifadesinin yaygın kullanımı öylesine bir tasarruf değil; bilinçli, nefret yüklü bir tasarruf…
Ben bunu yıllar önce, ilk kez “Rum çatlatan açılış” başlıklı bir Hürriyet haberini okurken fark etmiş, keşfimi okurlarla şöyle paylaşmıştım:
“(…) Bu kullanımda, mesela ‘Araplar’ sözcüğüyle ‘Arap’ sözcüğü arasında dağlar kadar büyük bir anlam farkı vardır. ‘Araplar’ nötr bir vurguya işaret ederken, ‘Arap’, bu ırka yönelik sevgisizlik-nefret vurgusunun en kestirme ifadesine bürünür.
“Geçenlerde, Arapların Türklerle ilgili algısındaki olumlu değişimleri gösteren bir araştırma yayımlandı. Hürriyet gazetesi başyazarı Oktay Ekşi, bu araştırmayı ele aldığı yazısına ‘Arap’ın gözüyle’ başlığını uygun görmüştü.
Yazıyı okuduğunuzda, başlığın neden ‘Araplar’ın gözüyle’ değil de ‘Arap’ın gözüyle’ olduğunu daha iyi anlıyordunuz.
“Aynı pratiğin ‘Rum’ ve ‘Ermeni’ versiyonlarının daha da yaygın bir kullanım alanı var. Girin Google’a, tırnak içinde ‘Rum’un’ yazın, karşınıza yüzlerce şu tarzda cümleler çıkacak: ‘Rum’un yeni mülk oyunu’, ‘Rum’un barıştan anladığı bu’, ‘Rum’un kırk yılda yapamadığını Talat ve ekibi altı ayda yaptı’, ‘Rum’un esiri olmamak için çalışıyoruz…’
“Başlıktaki ‘Rum çatlatan açılış’ı da yine Hürriyet’ten aldım. Bu gazetemiz, Kıbrıs Türk kesimindeki bir otelin açılışını bu başlıkla vermeyi uygun görmüştü. Neden ‘Rum çatlatan?’ Çünkü şarkıcı Jennifer Lopez, Rumların protestosundan ürkerek, yaptığı anlaşmaya rağmen bu otelin açılışına gitmemiş, açılış o’nsuz yapılmıştı.
“Bu cümlelerdeki ‘Rum’ yerine ‘Rumlar’ koyun ve cümleleri bir daha okuyun. Göreceksiniz ki ‘Rumlar’a yönelik eleştiri yine bâkidir, fakat nefret dozu hayli azalmıştır.”
Aynı okumayı son günlerin gazetelerindeki, “Rusya” ile “Ruslar” yerine “Rus” sözcüğünü tercih eden haberler-yorumlar için yapın; aradaki nefret dozu farkını hemen fark edeceksiniz.