Gıda çetelerini tepeleyecek 5 adım

Taban-tavan fiyat bu oyunu bozar” haberleri sonrası harekete geçen hükümet 20 üründe sabit fiyat uygulanmasını gündemine alırken,konuyla ilgili konuşan Türkiye Ziraat Odaları Birliği İstanbul İl Koordinasyon Kurul Başkanı Ömer Demir i

VAN 8.04.2022 11:26:16 0
Gıda çetelerini tepeleyecek 5 adım
Tarih: 01.01.0001 00:00

Salgın, savaşlar ve kuraklıklarla sarsılan dünyada altüst olan işleyiş sebebiyle en ciddi kriz gıda hususunda yaşanıyor. Zirai olarak kendi kendine yetemeyen birçok ülkede gıda ürünlerine ulaşmak güçleşiyor. Avrupa ve Afrika kıtası başta olmak üzere pek çok ülkede ya raflar boş kalıyor ya da ürünler sayılı olarak satılabiliyor. Ciddi enflasyona sebep olan bu durum ülkemizde de hissedilmesine rağmen bu süreci AK Parti iktidarını devirme fırsatı olarak değerlendiren şebekeler, stokçular ve zincir marketler eliyle vatandaşın güvenli gıdaya ulaşmasının önüne geçiyor.

1- Gıda güvenliğine ilişkin Tarım Bilim Kurulu kurulmalı.
2- Tarım Bakanlığı sahada üretimi 7/24 kontrol etmeli.
3- Üretici-tüketici arası fiyat, tedarikçinin insafına bırakılmamalı.
4- Bütün tarım ürünleri önce ülke ihtiyacını karşılamalı.
5- Kayıt dışının bitmesi için Hal Kanunu acilen çıkarılmalı.

20 üründe taban-tavan fiyat

Gıda fiyatlarında üretim ve tüketim arasındaki ilişkiyle izah edilemeyen aşırı fiyat dalgalanmaları enflasyonu tırmandırırken; depolarda istiflenip piyasaya sürülmeyen ürünler sebebiyle belirli süreliğine fiyat artışları yaşanıyor, depolarda çürütülen patates, soğan gibi gıdalar yol kenarlarına atılıyor, market zincirlerindeki indirim-zam-indirim-zam tahteravallisiyle toplumda sürekli zam algısı pekiştiriliyor. Fahiş fiyat çetesi, stokçu ve market zincirlerinin sebep olduğu yüksek enflasyona karşı Gazetemiz Akit’in 6 Nisan 2022’deki “Taban-tavan fiyat bu oyunu bozar” manşeti büyük ses getirdi. Üreticiyi korumak için taban fiyat, tüketiciyi korumak için tavan fiyat uygulamasına geçilmesi yönündeki haberimizin ardından AK Parti’nin ekonomi kurmaylarının harekete geçerek, temel tüketim maddelerinden 20 üründe fiyat sabitlemesi politikasını gündemine aldı. Bakliyat, yağ, un, şeker, çocuk bezi gibi ürünlerde fiyatların yıl sonuna kadar sabitlenmesini öngören çalışmada, üreticilerin zarar etmemesi için de sübvansiyon uygulamasına başlanacağı bildirildi. Örnek olarak 16 liraya satılması gereken bir ürünün rafta 10 liraya satılmasının sağlanıp, aradaki 6 liralık farkın üreticiye devlet tarafından ödenmesi masadaki formüller arasında. Fahiş fiyat çetesi, stokçu ve market zincirlerinin sebep olduğu yüksek enflasyona karşı gazetemiz Akit’in “Taban-tavan fiyat bu oyunu bozar” manşetinin ardından harekete geçen AK Parti kurmaylarının fiyat sabitleme modeli üzerinde çalışma başlatmasına uzmanlardan büyük destek geldi.

Akit’e konuşan ziraat uzmanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’nin fiyat dalgalanmasını durdurmaya yönelik hamlelerinin doğru ve isabetli olduğunu, çalışmaların KDV indirimlerinin ötesine taşınması gerektiğini söyledi. Fiyat sabitlemesinin yanı sıra Gıda Bilim Kurulu, üretim planlaması, ürünün tüketiciye ulaşana kadar ki sürecin titizlikle takip edilmesi, kontrolsüz ihracatın önüne geçilmesi ve hal kanunun çıkarılması gerektiği vurgulandı. Bütün dünyada gıda güvenliğinin artık sınır güvenliği kadar önemli ve muazzam bir silaha dönüştüğünü ifade eden uzmanlar, gıda çetesini durdurabilmenin yegane yollarını anlattı.

Olan çiftçiden sonra oluyor

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurul Başkanı Ömer Demir, taban-tavan fiyat uygulamasını tüketici açısından olumlu bulduklarını söyledi. Taban ve tavan fiyat uygulamasında belirlenen fiyatın altında da ürün satışı yapılabileceğini kaydeden TZOB İl Kurul Başkanı Demir, bu adımla yetinilmemesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: “Dünya gıda kriziyle karşı karşıya. Raflar boş. Birçok ülkede aynı üründen iki adet almak yasak. Buna rağmen Türkiye’deki ürünler hamdolsun ki yeterli derecede. Fakat ülkemizde yeterli ürün olması yetmiyor. Fırsatçılar bu durumu fırsata çevirebiliyor” dedi. Ömer Demir, sözlerini şöyle örneklendirdi: “Bazı ürünlerde ihracat ve mevsimsel sebeplerle fiyat artışı oluyor. Ancak birçok üründe büyük bir oyun oynanıyor. Örneğin bizden 1 liranın altında alınan soğan ve patatesi tüketiciye 13 liraya sattılar. Mart ayının sonu itibariyle; elma 2 TL ama tüketiciye 12 TL, limon 1.5 TL ama tüketiciye 9 TL, marul 2 TL ama tüketiciye 12 TL, mercimek 8 TL ama tüketiciye 29 TL, maydanoz 1 TL ama tüketiciye 6 TL... Çiftçi üretiyor, zorluklara çiftçi katlanıyor ama aracıların üzerine koyduğu fahiş fiyatlara bakın...”

24 saat denetim

Bu fahiş fiyatların ihracat-ithalat ve yakıtla ilgisiz olduğunu, birçoğunun geçen senenin ürünü olduğunu kaydeden Demir, “Depodaki mala yaptılar bu fiyatlandırmayı. İnceleme başlatınca da kamyonlarca malı yol kenarlarına döktüler. Devlet buna fırsat vermemeli. Vurguncuların hareketlerini kısıtlamak ve engellemek lazımdır. Bakanlıklarımızın il ve ilçe yetkilileri 24 saat çalışmalıdır.” Ömer Demir, fahiş fiyat çetesini şöyle anlattı: “Çiftçi birçok kalemdeki zorluklara karşın üretime devam ediyor ama aradaki yapılanmalar kendilerinde fazla yük olmamasına rağmen büyük kârlarla ürün satıyorlar. Örneğin gübre fiyatı geçen seneden bu seneye yüzde 300’ün üzerinde arttı. Mazot ise %170 arttı. Yemlerle birlikte bunlar tamamen çiftçiyi ilgilendiriyor. Buna rağmen çiftçi üretim yapmaya devam ediyor Bu kadar girdiye rağmen biz üretim yaparken, onlar bizden aldıkları ürünlere %600 kâr katıyor. Onları ilgilendiren sadece mazot var, onda da yarı yarıya maliyetimiz var. Bu halde çiftçiden aldıkları ürüne %600 kâr koyarak tüketiciye satmaları nasıl izah edilebilir? Bunlar boş bırakılırsa her şeyi yapar.”

Tarım Bilim Kurulu şart

Ana sorunlardan birinin üretim değil, ürünlerin kontrolsüz şekilde ihraç edilmesi olduğunu kaydeden Demir, “Devletin acilen Gıda Bilim Kurulu ve aktif denetim sistemini hayata geçirmelidir. Dünyada gıda krizi daha da derinleşecektir. Ülkemiz hem iç piyasayı dizginlemek hem de bu krizi fırsata çevirmek için bu tedbirleri mutlaka almalıdır. Bakanlığımız acilen Tarım Bilim Kurulunu oluşturmalıdır. Gıda güvenliği için planlı programlı üretim, planlı programlı ithalat, planlı programlı ihracat yapılmalı. Bazı ürünler mevsimin dışı sebebiyle pahalı olabilir ama birçok ürünler depolarda tutularak piyasa manipüle ediliyor.

Alanya Ziraat Odası Başkanı Tahir Göktepe de, fiyat sabitlemesi modeline destek vererek, “Bu bizim yıllardır dillendirdiğimiz bir konuydu. Bunun Cumhurbaşkanımız ve yetkililer tarafından uygulanmak için çalışma başlatılması sevindirici gelişmedir. Gıda ürünlerinde yapılan KDV indirimlerini tüketici hiç hissetmiyor. Üreticiye de bu indirimlerle ekstra bir kazanç oluşmuyor. Tedarikçilerin ve marketler bir şekilde fiyatları tekrar yükseltebiliyor. Fiyatlarla ilgili denetimlerin çok sıkı şekilde yapılması gerekmektedir” sözlerini sarf etti.

Sıkı denetim, kısıtlı ihracat

Hal Kanununun yeniden gündeme alınması gerektiğini kaydeden Göktepe, “Hal komisyon oranları da belirli bir ölçüde tutulmalıdır. Komisyona gittiğinde bütün üreticilere fatura kesilmesi gerekiyor. Devletimizin de desteği faturaya istinaden ürün bazlı verilmesi lazım. Destekleme modellerinin bölge bölge ayrılması gerekiyor. Halcinin, komisyoncunun fatura kesmesiyle devletimiz de vergi kazancı sağlayacak ve kayıt dışılık ortadan kalkacaktır. Üretici ürününü mutlaka kendisi de pazarlayabilmelidir” dedi.

Şu anda birçok ülkenin gıda stoğuna geçtiğini hatırlatan Göktepe, tavsiyelerini şöyle sıraladı: “Türkiye’de kendi ihtiyacımızı karşılayıp, kendi vatandaşımız için belirli bir tedarik oluşturduktan sonra ihracat hususuna geçmemiz lazımdır. İhracat elbette ülkemize döviz kazandırıp üreticinin ürününe değer kazandırıyor ancak böyle bir süreçte mutlaka kendi kendimize yetebilir duruma gelip kendi tedariğimizi sağladıktan sonra ihracata izin verilmesi lazım. Bu konuyla ilgili gerekirse kanun çıkarılması lazım. Biz bunu salgın döneminde gördük; limon ihtiyacı olduğu için ihracatına kısıtlama getirilmişti. Bu tür önlemler alınabilir.”