Sabah Gazetesi yazarı Mehmet Barlas, Bizans tarihinden örnek vererek, 'Ne dersiniz? Gelecek kuşaklar 'Cemaat' denilince 'Hizmet'i mi yoksa 'Örgüt'ü mü anlayacaklar?' sorusunu sordu.
İşte Barlas'ın yazısı:
Bir son örneği Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'le gazeteci Can Dündar arasındaki mesajlaşmalardan verebiliriz.
Gökçek'in, ODTÜ Bulvarı'na "1071 Malazgirt Yolu" adını koymasına Dündar tepki göstermiş ve Twitter hesabından "Türkler Anadolu'ya 1071'de girdi. Bizans ordusu kılıçtan geçirildi. Ve baltadan geçirilen ODTÜ Yolu'na bugün 1071 Malazgirt Yolu adı verildi" mesajını atmış.
Dündar'ın bu mesajına da Gökçek "Yanlış anlama Can,
Bu mesajlaşmayı bugünün siyasetine ilişkin polemiksel içeriğinden arındırırsak ve "Malazgirt'te gerçekten ne oldu"
Romen Diyojen'e ne oldu?
1071'de Malazgirt'te Selçuklu ordusunun başında
Savaşın galibi Alp Arslan, esir düşen Romen Diyojen'i karargâhında sekiz gün ağırladı. Bizans'ın 1.5 milyon altınlık tazminat ve yıllık 360 bin altın vergi
Ancak bu sırada Bizans başkentinde bir saray darbesi yapılmış ve Romen Diyojen'le 1068'de, yani Malazgirt'ten 10 yıl önce evlenerek onu İmparator yapan taht naibi Evdoksiya (Eudokia) bir manastıra kapatılmıştı. Tahta da 7'nci Mihail geçirilmiş ve Romen Diyojen'in devrildiği ilan edilmişti.
Gözüne mil çekip kör ettiler
Dönüş yolunda bu haberleri alan Romen Diyojen bir ordu kurup kendisini devirenlerle savaşmayı denedi. Ama karşı cephenin komutanı Andronikas Doukas'a yenildi. Sonuçta kendisine insaflı davranılacağı sözünü aldıktan sonra, Adana civarındaki bir kalede teslim oldu.
Ama onu esir alanlar sözlerini tutmadılar.
29 Haziran 1072'de gözlerine mil çekilerek kör edildi. Saçları kesilip Kınalıada'daki (Proti) bir manastıra kapatıldı. Gözüne mil çekilirken açılan yaraların sebep olduğu enfeksiyon sonucu, bir hafta sonra da öldü.
Kanuni ve 8'inci Henry
Ne dersiniz? Okullarda hepimiz Alp Arslan'ın Romen Diyojen'i yenip esir ettiğini tarih derslerinde öğrendik.
Acaba kaçımız Romen Diyojen'in Bizanslılar tarafından kör edilip, öldürüldüğünü biliyoruz?
Gazetelerdeki haberlere göre bir vatandaş da, 1553 yılında oğlu Şehzade Mustafa'yı katleden Kanuni hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Acaba aynı dönemde (1536) Anne Boleyn'in boynunu kestiren İngiltere Kralı 8'inci Henry için de benzer bir girişimde bulunuldu mu o ülkede? Bunun gibi 1536'da İspanya'da Engizisyon'un (Inquisition) ve dinlerini gizleyenlerin diri diri yakılmalarının (Auto-da- fe) başlatılması da, yargı önüne getirildi mi?
Ne dersiniz? Gelecek kuşaklar "Cemaat" denilince "Hizmet"i mi yoksa "Örgüt"ü mü anlayacaklar?