Geleceği birlikte kuralım'

Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) iki hafta önce yapılan kongrede Eşbaşkanları olarak seçilen Musa İtah ve Figen Yaşar Kürt sorunu, Van depremi, kadın sorunu ve daha bir çok soruna ilişkin görüşlerini açıkladı.

VAN 20.02.2013 11:38:30 0
Geleceği birlikte kuralım
Tarih: 01.01.0001 00:00

BDP Van İl Teşkilatı il kongresini 2 hafta önce yaptı. Kongrede İl Eşbaşkanlığına Musa İtah ve Figen Yaşar seçildi. 28 yaşındaki Musa İtah, Türkiye´nin en genç il başkanı oldu. İtah´ın yanı sıra BDP’nin yeni yönetiminin ağırlıklı olarak genç insanlardan seçilmesi dikkat çekiyor. Eşbaşkanlar göreve geldikten sonra ilk defa hedeflerini ve düşüncelerini açıkladı. Yeni İl Başkanı İtah, Van´daki tüm etnik gruplar ve inançların gelip BDP çatısı altında siyaset yapabileceğini belirterek, "Bunun önünde bir engel yok. Hatta buna pozitif destek sağlarız. Gelin geleceği birlikte kuralım" dedi. Eşbaşkan Figen Yaşar ise siyasete girmesindeki temel etkenin kadınların yaşadığı şiddet sorunları olduğunu kaydetti.

Biz sorduk, İtah ve Yaşar yanıtladı.

Oktay Candemir: Öncellikle biraz kendinizden söz edebilir misiniz?

Musa İtah: Ben 1985 yılında Çatak´ta doğdum. 1992 yılında köyümüzün boşaltılması ve yaşanan baskılar üzerine Van´a göç ettik. Devletin köy boşaltma politikalarından dolayı göç edip Van´a geldikten sonra ilk ve ortaöğrenimimi Van´da tamamladım. Van Sağlık Meslek Lisesi’ni bitirdikten sonra özel bir hastanede çalışmaya başladım ancak 2006 yılında asılsız bir suçlamayla cezaevine konuldum ve 6 yıl cezaevinde kaldım. Cezaevindeyken İşletme ve Halkla İlişkiler Bölümünü okudum. Cezaevinden çıktıktan sonra bir süre KURDİ-DER bünyesinde Kürt dilini araştırma ve geliştirme çalışmalarını yürüttüm. Siyaset yasağım kalkınca da Van İl Başkanı seçildim.

O.C.: Önümüzde yerel seçimler var. Yaklaşan yerel seçimlerle ilgili ne düşünüyorsunuz?

M.İ.: Seçimlerden önce genel siyasi duruma bakmamız gerekiyor. Bütün sorunlarımızın temelinde yatan Kürtlerin özgürlük sorununun çözüme kavuşmasıdır. Kürt sorunu çözülmeden diğer sorunların çözülmeyeceği açıktır. Çünkü var olan siyasal, toplumsal, kültürel, ekonomik sorunların kaynağı çözülemeyen Kürt sorunudur. Eğer bu sorunu çözersek diğer sorunlarımız da çözüme kavuşacaktır. Ancak bu sorunun çözülmemesi tamamen devletin bilinçli politik yaklaşımlarından kaynaklanmaktadır.

O.C.:Sizce Van´ı farklı kılan unsurlar nelerdir?

M.İ.: Van´ın Kürdistan´ın diğer kentlerinden pek bir farkı yok ancak kendisine ait özgün sorunları bulunmaktadır. Van Serhat bölgesinin merkezi konumundadır. Van bu bölgede stratejik bir konuma sahiptir. Bununla beraber tarihte çeşitli kültürlere, halklara, medeniyetlere başkentlik yapmış bir kenttir. Kentimiz medeniyet üreten, medeniyetlere başkentlik etmiş özel önem arzeden bir konumdadır. Sorunlarının çözümünde öncellikle ilimizin tarihi ve stratejik konumuna denk çözümler üretilmelidir. Uzun yıllar devletin politik uygulamalarından dolayı zaten sıkıntı yaşayan Van İli geçtiğimiz yıl yaşanan depremle büyük yara almıştır. Yaralı olan bu şehrin acıları henüz dinmiş değildir. Bu acıların dinmesi için ve güzel şehrimizin yeniden tarihsel dokusuna denk bir diriliş yaşaması birinci arzumuzdur. Hem güzel şehrimizin yeniden inşaası, hem de halkımızın yaşamında gözle görülür etkiler bırakan, halkın yaşamını özgürleştiren mutluluğa katkı sunan bir çalışma içinde olacağız.

O.C.: Genç bir yöneticisiniz ve ekibiniz de oldukça genç. Bunun sizin için avantajları nelerdir?

M.İ.: ´Genç başladık, genç bitireceğiz´ diyen anlayışın bir parçası olarak öncellikle toplumun dinamiği olan genç kesimi ve kadın yoldaşları hayatın her alanında öncü konuma getirmek istiyoruz. Bu anlamda genç oluşumuz, genç kesime güven veren ve çalışmalara katılmada teşvik eden bir faktör olacak. Özellikle sistemin politikaları, hemde toplumumuzun kimi yanlarının gençliğin ve kadının öncü konumda yer almasına engel olduğunu düşünüyoruz. Yönetimimizin çoğunluğunun genç olması ve kadın arkadaşlardan oluşması bu anlamda bizim için büyük avantajlar sağlayacaktır. Ayrıca tecrübeli ve deneyimli arkadaşlardan da faydalanıp geleceği hep birlikte kuracağız. Toplumun demokratikleşmesi her kesimin kendi yaşamıyla, kendi geleceğiyle söz söyleme karar verme irade geliştirmesinde bir aktör olacağız.

O.C.: Van farklı aşiretlerin, etnik grupların yaşadığı bir şehir. Bu nedenle bu kesimlere yönelik bir çağrınız olacak mı?

M.İ.: Bizler hareket olarak farklılıkların özgün birlikteliğine inanmış onların iç içe ve farklılıklarını koruyarak yaşamlar önünde engel olan durumların kaldırılması anlamında çalışmalar yürüteceğiz. BDP Van´da hiç bir inancı, etnik grubu ve kültürü dışlamadan, ötelemeden, herkesin sesi ve partisidir. Herkes gelip bu çatı altında siyaset yapabilir ve bunu yapma özgürlüğüne sahiptir. Bu anlamda girişmelere pozitif destek de sağlayacağız.

O.C.: Diğer partilere oy veren Kürtlerle ilgili tutumunuz nedir? Onlara da bir çağrınız var mı?

M.İ.: Diğer partilere oy veren Kürtlere şunu söylemek istiyorum. Aslında gönlünüzün bir yerinde burada olmak, halkın onurlu mücadelesinde onların yanında yer almak olduğunu biliyoruz. Vicdanları sızlatan politikalar güden partilerin yanında yer almak durumun daha fazla sürdürmenin kimseye bir faydası yok. Bu anlamda vicdanlarınızı rahatlatacak olan cesur adımlar atmanızın zamanı gelmiştir. Artık sizler de halkınızın haklı davasında yer alma borcunuzu yerine getirin. Diğer siyasi partilerden gelen tüm Kürtleri yanımızda görmekten mutluluk duyarız. Gelmeyenler için çok fazla söylenecek bir şey yok. Çünkü Kürt halkına karşı ayrımcı ve ırkçı politikalar üreten partilerin içinde yer almak gurur duyulacak bir şey değildir.

O.C.. Bildiğiniz gibi Van Büyükşehir olma statüsü kazandı. Bu yeni idari yapı nedeniyle yeni kurulacak ilçelere ilişkin hazırlıklarınız var mı?

M.İ.: İlimiz büyükşehir statüsü konumu kazanmasından dolayı 3 büyük ilçeye ayrılacak. Şuan itibariyle bu 3 ilçemizde de çalışmalarımız sürüyor. İl yönetimimiz, ilçe yönetimlerimiz, mahalle, meclis komisyonlarımızla bu çalışmaları yürütüyoruz. Bu 3 ilçeye kaymakam atanmasından sonra ilçe kongrelerini gerçekleştirip ilçe yönetimlerimizi oluşturacağız. Bunun için ön hazırlıklarımızı yapıyoruz.

O.C.: Sayın Yaşar sizi de tanıyabilir miyiz?

Figen Yaşar.: 1970 Muş Bulanık doğumluyum. Güzel Sanatlar Fakültesi 1. sınıftan ayrıldım. 1991-1992 Özgür Gündem Gazetesi Van Temsilcliği yaptım. KEDEV´de kadınlara finansal okur-yazarlık eğitimi verdim. Evli 3 çocuk annesiyim.

O.C.: Van´da yaşayan kadınların sorunları nelerdir?. Bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?

F.Y.: Bu bölgede yıllardan beri var olan bir kadını ezme politikası var. Bu sistem destekli bir kadını yok etme politikasıdır. Bu durum son zamanlarda iyice yoğunlaştı. Yıllardır yapılan mücadeleye rağmen hala tacizler, tecavüzler ve kadın cinayetleri devam ediyor. Bu yüzden BDP Van Kadın Meclisi olarak bu konuda bir komisyonu kuracağız. Kadınların yaşadıkları haksızlıklara duyarsız kalmayacağız ve üstüne gideceğiz. 2011 yılında Van´da yaşanan depremin mağdurları çocuklar ve kadınlardır. Kadınlara bu depremin ardından iş olanakları sağlanması gerekirken kadınlar konteynır kentlerde daha pasifleştirildi ve ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bu sorunlarla ilgili yoğun çalışmalar yapacağız. Bizim gündemimiz seçimler değil kadın sorunlarıdır.

O.C.:Siyasete girmenizde en önemli etken nedir?

F.Y.: BDP Kadın meclisinin hedefi Van´da ki güçlü kadın potansiyelini açığa çıkarmaktır.  Yönetime girmeden önce KEDEV´de kadınlara finansal okur-yazarlık eğitimi verdim. Siyasete girmemdeki temel etken kadınların yaşadığı sorunlardır. Kadını daha güçlü kılabilme, söz sahibi yapabilmek istiyoruz. Sistem partileri gibi kadını pasifize etmeyeceğiz aksine kadını sosyal ve siyasal hayatta daha güçlü kılmak istiyoruz.

O.C.:Van depremin yaralarını sizce nasıl sarabilir?

F.Y.:Van büyük bir yıkım yaşadı. Bu yüzden toparlanması yılları alacak. Ancak herşeye rağmen Van halkı güçlü bir halktır. Deprem sonrası yaptıklarıyla bunu her anlamda ortaya koymuştur. Aslında hayatın her alanında mağdurlar kadınlar ve çocuklar oluyor. Sistem destekli yapılan fuhuşa ve uyuşturucu madde bağımlılığına karşı komisyonlar oluşturarak deprem sonrası yaşanan travmanın önüne geçeceğiz.

Röportaj : Oktay CANDEMİR