_Farsça ve İngilizce kursları açıyoruz

   VESOB Başkanı Berge, Van’ın genç nüfusa sahip olduğunu, bu yüzden işsizlik sorununun olduğunu ifade ederek, “Van’da aşırı bir genç nüfus var. Yaklaşık 300 bin genç bulunuyor. Bu rakam birçok ilin nüfusundan daha fazla. Bu da işsizlik konusunda bir soruna yol açıyor. Bizler VESOB olarak bu sorun karşısında çalışma yürütüyoruz. Şimdi bizler insanların meslek kazanması için de yol gösterici oluyoruz. Van Ali Paşa Mesleki Eğitim Müdürlüğü farklı sektörlerde, farklı mesleklerde çalışma yürütüyor. Bizler de hemen hemen her sektörden; demirci, kasap, tornacı, bakkal, aşçı vs. her sektörden esnafımızı buraya yönlendiriyoruz” dedi.

   “ESNAFIMIZA FARSÇA VE İNGİLİZCE KURSLARI AÇACAĞIZ”

    Van’da turizm konusunda da son yıllarda gözle görülür gelişmeler olduğunu ve hizmet kalitesi, kalifiye eleman sayısını geliştirmek gerektiğini anlatan Berge, “Bizim Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) ile bir projemiz kabul gördü. Esnaflarımıza; Farsça ve İngilizce eğitimler vereceğiz. İranlı misafirlerimizin çoğunun İngilizce bildiğine şahit oluyoruz. Bu anlamda kendilerini geliştirmişler. Bizler de esnaflarımızı özellikle bu iki dil konusunda geliştirmeye gayret ediyoruz. Bu kurslar bittikten sonra, belli bir zaman dilimi geçince, ihtiyaç varsa yine bir kurs açarız. Bunun da faydalı olacağını düşünüyorum. Çünkü İranlı turist Van’da alışveriş yaptığında, karşısında çok iyi düzeyde Farsça veya İngilizce konuşan birini gördüğünde kendisi açısından da önemli olacağına inanıyoruz. Bu, alışveriş yapmasına da vesile olur” ifadelerini kullandı.

    “STK’LAR SİYASETİN KILCAL DAMARLARIDIR”

   Sivil Toplum Örgütlerinin siyasetin adeta kılcal damarı olduğunu belirten VESOB Başkanı İsa Berge, siyasete atılmak için istifa eden bir STK Başkanının yeniden görevine dönmesi için yeni yasaların çıkması veya yeni düzenlemelerin yapılmasını isteyerek, “Bir bürokraside çalışan biri veya bir kurum müdürü bakıyorsunuz istifa edip aday adayı oluyor. Adaylı verilmeyince aynı görevine veya daha üst bir göreve seçilebiliyor. Ama bir, hatta birkaç STK’da önemli görevlerde bulunan biri siyasete atılmak için görevlerinde istifa edince tekrardan aynı göreve dönemiyor. Örneğin Van’da hepimizin yakından tanıdığın birçok STK’da görevlerde bulunan Faruk Alpaslan buna en iyi örnektir. Faruk Alpaslan Şoförler ve Otomobilciler Odası Genel Başkan Yardımcısı, VESOB Başkanı ve bir iki STK’da görev yapıyordu. Siyaset için istifa edince, tüm görevlerinden de olmuş oldu. Bence bu konularda düzenlemeye gidilmelidir. Fakat yanılmıyorsam bu konuda bir çalışma var. Yakında resmi gazetede yayınlanacağını düşünüyorum. Eğer gerçekleşirse, tekrardan göreve dönme olayı başlayacak. Bunun da yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    “TOPLUMU AYRIŞTIRAN DEĞİL, BARIŞTIRAN KİŞİLER GÖREVE GETİRİLMELİ”

   Yerel seçimler konusunda da soruları yanıtlayan Berge, “Liyakatli, çalışkan, toplumu bilen, insanların diline, dinine, ırkına takılmadan tüm dinamikleri barıştırabilecek kişilerin seçilmesini istiyoruz. Geçmişte bazı yöneticilerin insanları anlayamadığına şahit olduk. Toplumu ayrıştırmamak gerekir. Hükümetin bu konuda gösterdiği tavrı doğru buluyorum. Adaylık istemeyen biri bile, eğer layıksa o kişiye adaylık verildiğini görüyoruz. Örneğin bizim Valimiz Sayın Murat Zorluoğlu görevini iyi yapan biriydi. Trabzon’a aday olarak gösterildi. Bizler Murat Zorluoğlu ile burada her konuda anlaşabildik. Her zaman için bizim sorunumuzu dinledi. Van için de güzel işler yaptığını gördük. Van’a ‘murat’ oldu diyebiliriz. Kendisine yeni görevinde de başarılar diliyoruz” dedi.

    Birileri hata yapıyor diye, karşıdakinin de aynı hatayı yapmasını beklememek gerektiğini anlatan Berge, “Yüce Allah bizlere akıl vermiş. İyi düşünmeliyiz. Biri hata yapınca, biz de aynı hatayı yapmamalıyız. Necip Fazıl’ın çok sevdiğim bir sözü vardır: ‘Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve, olgunlaşmadan çürür’. Biz hepimiz insanız. Herkesin tek kalıp olmasını bekleyemeyiz. Biri uzun olur, biri kısa, biri sağcı olur, biri solcu. Hepimiz aynı mezara gireceğiz. Bestami Yazgan’ın bu anlamda ‘Gülü incitme gönül’ şiiri gerçekten de çok anlamlı. Hani ne güzel söylüyor;  ‘Çiçeklerle hoş geçin/Balı incitme gönü./Bir küçük meyve için/Dalı incitme gönül. Konuşmak bize mahsus,/Olsa da bir güzel süs,/‘Ya hayır de, yahut sus’/Dili incitme gönül. Mevlâ verince azma,/Geri alınca kızma,/Tüten ocağı bozma,/Külü incitme gönül.’ İşte bu mısralar da bize yol gösterici olmalı. Bir insanın ekonomik gücü ne olursa olsun, içinde insanlık duygularını barındırmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.