Eşcinsellere Yelken Açması HDP’ye Barajı Aştırır mı?

Haşim Ay

VAN 27.04.2015 09:21:48 0
 Eşcinsellere Yelken Açması HDP’ye Barajı Aştırır mı?
Tarih: 01.01.0001 00:00

Haziran’da yapılacak milletvekili seçimlerine az bir süre kalırken seçimde yarışacak olan partilerin programları da açıklanmaya başladı.

Öne çıkan toplumsal temayülleri yansıtması açısından gözler hassaten de Ak Parti, CHP, MHP ve HDP'nin parti programlarına çevrildi. Çözüm sürecinin iki siyasal aktöründen biri olan HDP’nin ayrıca barajı aşma ve Türkiyelileşme gibi hususlara ağırlık verdiği görülüyor. Bu bağlamda toplumsal meşruiyetini sağlama kaygısının da HDP’yi birbirinden bir hayli farklı eğilimleri temsilen aday listesini çeşitlendirmeye götürdüğü anlaşılıyor. Yine bu meyanda gerek genel kamuoyu ve gerekse de HDP seçmeninin gündeminde ağırlıklı bir yer kaplayan mevzulardan birinin de eşcinsel adaylara olduğu görülüyor.

HDP’nin seçim programında eşcinselliğe tekabül eden ‘gay’ ve ‘lezbiyen’ kavramının ‘Kürt’ kavramını bile geçmesi bu bağlamda dikkat çekici bir husus. Partinin kamuoyuna deklare ettiği programında 8 defa “Kürt” geçerken, tam 9 defa “gay” ve “lezbiyenler” geçiyor.

HDP'nin 80 kişilik PM'sinde LGBT’li üç temsilcinin yer aldığı hatırlandığında partideki bu eşcinsel ilgisinin ve ağırlığının boyutunun da Eskişehir’den bir eşcinsel şahsın aday gösterilmesiyle sınırlı kalmadığı anlaşılacaktır.

Eşcinselliği ve bununla ilintili hususları bir yaşam tarzına dönüştürme ve anayasal güvence altına alma mücadelesiyle öne çıkan LGBT’lilerin de HDP’ye büyük değer atfettikleri aday bolluğundan anlaşılabiliyor. HDP Ankara aday adayı feminist ve LGBT’li aktivisti Pelin Kalkan, İstanbul aday adayı trans aktivist İpek Kırancı ve İzmir aday adayı trans kadın Gamze Yıldırım aday gösterilmedi. KaosGL.org’a röportaj veren ve LGBT haklarını savunacağını belirten homofobi ve transfobi karşıtı feminist Derya Çiçek Nar Adana’dan aday gösterilmezken yine KaosGL.org vasıtasıyla LGBT haklarını savunacağını ilan eden feminist Özlem Şen Mersin 4. sıradan, homofobi ve transfobi karşıtı feminist ve KaosGL.org muhabiri Gülistan Aydoğdu ise Ankara 2. bölge 12. sıradan milletvekili adayı oldu.

HDP ve Eşcinseller ilişkisi bağlamında kamuoyu ve kulislerde en çok öne çıkan isim Barış Sulu oldu. Partinin Eskişehir’den aday gösterdiği Barış Sulu hem eşcinselliği bir yaşam tarzına dönüştürmüş bir isim, hem bunu politik zeminde temsil eden bir aktivist hem de bunun anayasal güvence altına alınmasının mücadelesini veren bir sima olarak dikkat çekiyor.

Eşcinsellerin HDP’deki etkinliği aslında yeni bir olgu da değil. Parti dayandığı siyasal-ideolojik kimlik ve toplumsal-siyasal bağlantıları itibariyle zaten eşcinselliği ne eğilim ne de politik-kurumsal bir hareket olarak olumsuz görmüyor. Bu bağlamda bir örnek olarak 2013 yılında İstanbul Beyoğlu’nda partinin eş başkanlığını yapan şahsın da hem kimlik düzeyinde eşcinsel hem de siyasal-ideolojik olarak bu cenahın temsilcisi bir isim olduğu hatırlanmalı. O dönemde HDP Beyoğlu Eş Başkanı ve LGBT’li aktivist Levent Pişkin yerel seçimlerde adayların hepsine LGBT politikası konusunda eğitim vereceklerini söylüyor; LGBT dostu belediyecilik anlayışını geliştireceklerini vurguluyor ve rahatlıkla "İnşallah LGBTİ başkanımız olacak" diyebiliyordu. Hatta aynı dönemde Sırrı Süreyya’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için eşcinsel bir adayın önerilmesi gerektiğini söylediğini de yine Levent Pişkin bir röportajda aktarıyordu.[1]

Tüm bunlarla birlikte eşcinsellere zeytin dalı uzatarak Türkiyelileşme ve barajı aşma ihtiyaçlarının sağlanıp sağlanamayacağı ciddi anlamda tartışmalı bir husus olarak öne çıkıyor. Aynı şekilde HDP’nin bu tutumunun ağırlıklı olarak aile olgusuna ve ahlaki değerlere önem veren Kürt seçmeninde oy kaybına mı yoksa artışına mı sebep olacağı da bir soru işareti olarak ortada duruyor. Açık olan bir diğer husus da şu ki; HDP’nin ailevi ve ahlaki normlara saygısız eşcinsellere ve Kürt toplumunun da hassas olduğu dini-İslami değerlere düşmanlığıyla bilinen Türk soluna yelken açma tutumu kendi kemik tabanı arasında da ciddi anlamda bir rahatsızlık konusu. Tersi umulurken bu tercihin partinin eşcinseller oylarıyla barajı aşmayı getirmesinin ötesinde oy kaybını getirmesi de yüksek bir olasılık. Israrı durumunda ise orta ve uzun vadede bu tür tercihlerin parti içerisindeki çeşitli muhafazakâr şahıs ve klikleri küstürmesi ve dolayısıyla Kürt siyasi hareketine kan kaybettirmesi de bir diğer güçlü ihtimal olarak öne çıkıyor. Ayrıca reel olarak bu tercihin bölgesel-ideolojik rakipleri nezdinde HDP’nin aleyhine güçlü bir propaganda malzemesi olarak kullanılması, onun “Eşcinseller partisi” gibi Kürt toplumunun kolay kolay kabule yanaşmayacağı iğreti bir imajla anılmasını sağlayacağı da kuşkusuz.