Erdoğan'ı yavaş yavaş çökertecekler

Gaziantep Hakimi, Siyaset Bilimi Doktoru ve Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin, yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili olarak, “Operasyonlar, Cemaat’in Erdoğan’a top atışlarıydı. İkinci atıştan sonra düşmanlar kol mesafesi

VAN 29.12.2013 13:18:46 0
Erdoğan
Tarih: 01.01.0001 00:00
Gaziantep Hakimi, Siyaset Bilimi Doktoru ve Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin, yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili olarak, “Operasyonlar, Cemaat’in Erdoğan’a top atışlarıydı. İkinci atıştan sonra düşmanlar kol mesafesinde olduklarını fark etti ve süngü savaşı başladı. Tüm devlet kurumlarında göğüs göğüse çarpışmalar sürecek” dedi.

Ertekin, “Cemaat’in hedefi doğrudan Erdoğan ve yakın çevresi. Ama bir anda imha etmeyi düşünmüyor. Bunu isteseydi, operasyonları tüm AK Parti belediyelerine yayar, kesin çöküşü sağlardı. Erdoğan’ın kendiliğinden teslim olmasını istiyor” görüşünü dile getirdi.

Gaziantep Hakimi, Siyaset Bilimi Doktoru ve Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin, dershane tartışmalarıyla gün yüzüne çıkan ve yolsuzluk operasyonu ile alevlenen AK Parti-Cemaat gerginliğiyle ilgili olarak Hürriyet gazetesinden Çınar Oskay’ın sorularını yanıtladı.

Hürriyet'te yer alan söyleşinin bir kısmı şöyle:

Bilal Erdoğan’a yönelik ikinci operasyon durdurulacak mı?


Operasyonlar, Cemaat’in Erdoğan’a top atışlarıydı. İkinci atıştan sonra düşmanlar kol mesafesinde olduklarını fark etti ve süngü savaşı başladı. Tüm devlet kurumlarında göğüs göğüse çarpışmalar sürecek. Operasyonların geleceğini iktidar katındaki iç savaş belirleyecek.


Başbakan ‘İstiklal Savaşı’ diyor. Bu iş nereye gider?

İktidar cephesinin parçalandığı yerde tek kural vardır: “Hattı müdafaa yoktur. Sathı müdafaa vardır. Ve o satıh bütün vatandır”. Taraflar vatanın bütün satıhlarında saldıracak. ‘Tutanaklar Dönemi’ne giriyoruz. Tutanaklar, yetkiler yarışacak. Ast-üst ilişkilerinde bu günlere uyumla gelinmişti. Şimdi hepsi sorgulanıyor. Anlaşılan, herkes tuttuğunu soruşturacak ve yargılayacak.


Başsavcı Turan Çolakkadı hükümetin tesiri altında mı?

İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerin Cumhuriyet Başsavcılığı görevleri iktidarın stratejik geleceğine dair konulardır. Asla siyasi müdahale dışı bırakılmazlar. Bunlar Erdoğan’ın yargıdaki gücü ve tesirinin tek tezahürü. Yani bu biraz naif bir soru.

Savcı Akkaş’ın basına bildiri dağıtması doğal o zaman. Örtbas edileceğini düşündü.

Her ikisi de haklı ve haksız. Soruşturmanın dış müdahaleden uzaklaştırılması, popüler bir linç alanı kurularak şüphelilerin ‘paralel ceza sistemi’ içinde yargılanmasını haklı çıkarmaz.

İnsanları mahkemelerde yargılayacak mıyız, amiyane tabirle şehir meydanında ‘asacak’ mıyız? Son altı yılın hikayesi budur. Başsavcı Çolakkadı’nın dikey müdahalesi de sorunlu. “Yargı bağımsızlığını tehdit ediyor” suçlamalarıyla başa çıkması gerekecek. Dolayısıyla, Savcı Akkaş önemli bir avantaj elde etti.


Çolakkadı’nın, yani bir Başsavcının Adalet Bakanıyla nasıl bir ilişkisi vardır? “100 kez görüşmüşüzdür” dediği bir kişiden ayrı hareket edebilir mi?

İstanbul Başsavcısı ile Adalet Bakanı arasında bir ‘kırmızı telefon’ hattı vardır. Her acil durumda ilişki kurulur. Başsavcının baskı altına gireceğini düşünmek yargıyı hiç tanımamaktır. Çünkü, zaten ikisi ortak ve beraber düşünür. Talimata gerek yoktur.


Peki sizce Cemaat neden ikinci ve daha etkili operasyon için hükümetin gardını almasını bekledi?

Cemaat’in hedefi doğrudan Erdoğan ve yakın çevresi. Ama bir anda imha etmeyi düşünmüyor. Bunu isteseydi, operasyonları tüm AK Parti belediyelerine yayar, kesin çöküşü sağlardı. Erdoğan’ın kendiliğinden teslim olmasını istiyor.