Erdoğan düşmanlığı; Şişirilmeye çalışılan bir balon mu?

Celal Kazdağlı

VAN 27.05.2014 10:57:45 0
Erdoğan düşmanlığı; Şişirilmeye çalışılan bir balon mu?
Tarih: 01.01.0001 00:00
Mehmet Barlas NTV’deki programına “toplumda bir Erdoğan düşmanlığı var. Adeta ikiye bölündük” diye başladı. Kezban Hatemi de “müthiş” diye onayladı.

Ben ikiye bölündüğümüz kanaatinde değilim. Toplumda söylenildiği gibi bir “Erdoğan düşmanlığı” da görmüyorum.

Erdoğan’a diktatör imajı giydirilmeye çalışıldığını biliyorum. Bir çevre dünyada ve Türkiye’de bir “Erdoğan düşmanlığı” örgütlemeye çalışıyor.

Toplumun Erdoğan üzerinden bölünme yaşadığını bizlere inandırmak için olağanüstü çaba harcanıyor.

Oysa hayat bunun dışında gelişiyor.

Erdoğan’a karşı olmak, görüşüne katılmamak başka bir şey, Ona düşman olmak bambaşka bir durum. İkisi arasında dağlar kadar fark var.

Çözüm sürecinde adım atan, Kürtlerle konuşabilen biri, toplumun en temel düşmanlığını sona erdirirken nasıl oluyor da kendisi “düşman” oluyor?

Öyle olsun istiyorlar.

Onun için çırpınıyorlar; öyleymiş gibi davranmaya çalışıyorlar, bizim de öyle olduğunu inanmamızı istiyorlar.

Yok öyle bir şey…

Ford Otosan Açılışı

Tayyip Erdoğan’a en çok düşman olan grup hangisiydi?

Baronlar denilen, Türkiye’yi istediği gibi yönetmeyi kendilerinin hakkı görenler, düzenlerini bozan adama düşmandılar.

Onların başında da Koç Grubu geliyor.

Erdoğan bu gerçeği söyleyip durdu.

Faiz lobisinde, Gezi olaylarının arkasına sığınarak darbe yapmaya kalkışanlar arasında “Üst Yapı”nın en üstü olarak gördüğü kimdi?

En önde Koç Grubu geliyordu.

Ne oldu?

Erdoğan gitti Koç Grubu’nun fabrikasını açtı.

Neden?

Erdoğan Türkiye’ye yatırım yapan herkesin ayağına gider, teşekkür eder.

Koç yatırım yaptı Erdoğan gitti.

Olay sadece bundan ibaret değil.

Koç Grubu bir gerçeği gördü.

Erdoğan kalıcı ve artık Ankara’da Yeni bir Devlet var.

Vehbi Koç Devlet ile çatışmazdı.

Oğlu ve torunları neden çatışsın?

Koç Grubu Yeni Devlet ile neden çatışsın?

Çatışmak yerine kabullenmeyi ve birlikte çalışmayı seçmiş görünüyor.

Ankara’ya Koç, İstanbul üzerinden gelmedi. Erbil üzerinden ulaştı.

Referansı Ford ya da Neoconlar değildi. Turgut Özal’ın deyimi ile “vatandaşlarımızın akrabası” olan Mesut Barzani idi.

Koç Grubu açılış sonrası gazetelere bir teşekkür ilanı verdi. O ilanda şu cümleler vardı:

“Türkiye’nin 2023 hedeflerine katkı sağlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz…”

“Bu başarı hepimizin paylaştığı bir heyecanın, daha güzel bir Türkiye hayalinin neticesidir…”

“Geçmişimiz de geleceğimiz de Türkiye’de!”

Üç cümlede Türkiye diyen Koç Grubu Yeni Devlet’e ve Erdoğan’a düşmanlıktan vaçgeçmiş demektir.

Ali Koç’un cümlesi bu ilandan sonra geldi:

“Gerektiği zaman taçlandırılıyoruz da…”

Koç Grubu uzattığı elin boşta kalmayışından memnun olduğunu bir kez daha ifade etmiş oluyor.

Koç Grubu’nun düşmanlıktan vazgeçtiği bir Erdoğan nasıl olur da toplumu kendi nezdinde ikiye böler.

Medya Erdoğan düşmanlığını Alman gazetelerine devrettiyse; Hürriyet susuyor, Bild yazıyor ise Erdoğan düşmanlığı bu topraklarda prim yapmıyor demektir.

Okmeydanı’nda iki yurttaşımızın ölümüne yol açan 30 kişilik DHKP-C eylemine bakarak Erdoğan düşmanlı var diyorsak, o zaman ölen Uğur Kurt’un ailesinin “Uğur’un ölümüne sebep sizsiniz, cenazemde slogan atmayın” diyen feryadına ne diyeceğiz?

Erdoğan düşmanlığı şişirilmeye çalışılan bir balondan ibarettir.

Yarışı, farklılığı düşmanlık diye sunmaya çalışanlar Türkiye’de demokrasiyi yok etmek isteyen diktatörlerdir.